23/10/2017 | Yazar:
koca devletin, tüm itiraz ve uyarılara rağmen, "istesek de istemesek de" zühtülere verdiği nikah yetkisi yasal. lakin, meşru değil.
“koca devletin, tüm itiraz ve uyarılara rağmen, "istesek de istemesek de" zühtülere verdiği nikah yetkisi yasal. lakin, meşru değil.”
rahmetli babannem, "koca iyi bi şe olsaydı adı gonca olurdu" derdi. gonca, henüz açılmamış ya da açılmak üzere olan çiçek, tomurcuktur. insanda merak, heyecan, bağzı estetik duygu ve düşünceler uyandırır. kocanın büyük, geniş, iri, yaşlı gibi anlamlarının yanı sıra sert bi okunuşu vardır. eş gibi, yaren gibi, sevgili gibi, yol arkadaşı gibi naif gelmez kulağa. babannemin vardı bi bildiği, yaşantı biriktirmiş kadınların hikmetinde sual olunmaz.
bence devlet kavramı ile koca kavramı aynı kaynaktan besleniyo. dev'le başlıyo bi kere. kocaman, iri. kulağa gelişi de sert. döver de sever de, kızar da över de... aynı karakter... ikisi de en çok kadını yönetmeye, kadını zapturapt altında tutmaya, kadın ve çocuklar adına, kadın ve çocuklar için, kadına ve çocuklara dair karar almaya çalışır. aynı iş, güç, hedef...
koca'nın kafadarı devlet, geçen hafta "isteseniz de istemeseniz de" diyerekten zühtülere nikah kıyma yetkisi verdi. mevzunun, kocayla kafadar olmanın yanı sıra dincilikle kankalığı da var elbet. bağzı ekler kelimelerin anlamını değiştirir. din tek başına inançken, -ci'lenince inancın ticaretini yapan olur, "menfaat var burda" dedirtir. kalabalıkları evirip çevirmek için de eşsiz araçlardan biridir.
illüstrasyon: florHasan
koca devletin, tüm itiraz ve uyarılara rağmen, "istesek de istemesek de" zühtülere verdiği nikah yetkisi yasal. lakin, meşru değil. yasal olan sadece yasaya uygun olandır. meşru olan vicdanın doğru bulduğu, haklı bulduğudur. insanın içine sinendir. zühtünün nikâh yetkisi yasaldır lakin meşru değildir. insanın içine sinmeyendir. bi de zühtü koca ismidir. ben “zühtü hanım” diye biriyle tanışmadım mesela hiç.
koca misali, bize rağmen, bizle ilgili ama kendi bekası için işler yapan aliyye-i iktidar, kimle nerde, ne zaman, ne şekilde öpüşüp/sevişeceğimize, nerde nasıl ne için üzülüp/sevineceğimize, neyi nasıl düşünüp/yorumlayacağımıza, neyi içip/içmeyeceğimize, neyi giyip/giymeyeceğimize, nerde ne yapacağımıza burnunu sokar. bazen öyle abartır ki "kaynanam mısın?" diye sorası gelir insanın. bi yaren, bi sevgili, bi yol arkadaşı olmayan koca aliyye-i iktidar, kızlı erkekli alayımızın keyfine ortaktır, hatta kahyasıdır. içtiğimiz içkiden/sigaradan hatırı sayılır bi pay alırken bizi kınar. bazen öyle kaptırır ki kendini, öbürküleştirir, itibarsızlaştırır. oysa ki içtiğimiz içkiyi kınayıp, sigara paketlerini toplayan aliyye-i iktidar içkimiz/sigaramız olmasa nikah yetkili zühtünün dahi maaşını ödeyemez de acından ölür allah etmeye.
büfeye gidip iki bira bi cigara alsak, büfeci mal bedeli 10 tl, 10'da benim payım 20 tl ver dese, üstüne bi de günah, yasak, ayıp diye sayıklasa ben bi daha o büfeden alışveriş yapmam. keşke, aliyye-i iktidar ile ilişkiler de böyle hür tercihlerle yürüse. paramızla rezil oluyoruz çünkü.
geçen gün gastede okudum. insanlar kafaları güzel eyleyen içecekleri yasal yollardan evde yapmaya başlamış. evde içecek yapımı, ötkdv gibi sağlığa zararlı maddeyi azaltırken, içine aşk, sevgi, neşe katma imkânı veriyomuş.
bence insanlar içeceklerini ve ibadetlerini evde yapmalı zaten. dışarda kim bilir ne katıyolar içine?!...
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: