04/09/2014 | Yazar: Tuğrul Güven

Ayıların ya da ucundan kendini ayı olarak tanımlayanların bitmek bilmeyen aktif - pasif sorununun tam ortasındayız, hem de üzücü şekilde ’hâlâ’.

Ayıların ya da ucundan kendini ayı olarak tanımlayanların bitmek bilmeyen aktif - pasif sorununun tam ortasındayız, hem de üzücü şekilde ’hâlâ’.
 
Bu metni, tahminen Facebook’taki çıplak bir beden fotoğrafının altından filan almıştım, öylece kalmış not defterimin bir sayfasında. Altına kişisel bir aforizma yazmışım, sizinle de paylaşmadan edemeyeceğim. Buyrun.
 
"ben bear ya da chuby olabilirim ama bear ve chubbylerden hoşlanmıyorum. Ben genç severim fit veya normal kilolu hadi olsun da 3-5 kilo fazla ya da eksik olsun...açıkça da belirtiyim dış görünüş benim için ön planda gelir, hayatımı birleştirmek için birini aramıyorum amaç seks. ha uzun süreli birliktelik düşüneceğim kişi için de dış görünüş yanın da diğer değerler de önem kazanır.
 
ben öyle sohbeti çok seven, aman arkadaş listem kabarsın onlarca yüzlerce kişi beni beğensin diyen biri de değilim, onların hiç önemi yok önemli olan doğru insanlarla tanışabilmem konuşabilmem... biraz önceki parağrafta amaç seks dedim de o yüzeysel olandı, asıl amaç tabiki hayatı paylaşabileceğim birini bulmak... yaklaşık 2.5 yıldır face ve diğer profillerim açık ciddi düşünebileceğim kişiler oldu olmadı değil ama nihayete ermedi nasip değilmiş...
 
neyse sadede gelelim ben genç seviyorum gençlerle ilgiliyim, fit veya normal kiloda bir bedene sahip olan P veya AP arkadaşlar eklesin.
 
son olarak söyleyim sanalla işim olmaz...
 
those who are overweight, over weaker ones, ripe, full active and feminine please don’t add me. I have a fit or normal weight, ap or p I enjoy young people, do not waste time in vain ..
 
no fat
no active
no feminen
no sanal
no skinny
 
-----------------"
 
Bu tür dramları okurken aslında yazarlara sormak istediğim soru şu olur:
 
Kendini ne kadar mükemmel hissediyorsun ki aradığın kişinin senin mükemmel kavramına uyum sağlamasını bekliyorsun?
 
Dip not: Nasıl ki içinde "sen de zaten ..." geçen cümlelerden hazzetmiyorsam, "ha" ile başlayıp karşısındakini anca kendisi kadar mükemmel olursa ya da kendi istediği kadar kendine benzeştirirse ona bir fırsat tanımayı belki düşünecek olanlardan da işin aslı bir süredir nefret ediyorum.
 
Bu büyük bir yüzdelik diliminizde var üzücü şekilde, armudun sapı üzümün çöpü derken kaybettiğiniz birçok şans var bence. O kadın, o obez, o aktif, o feminen, o çirkin?
 
Bu sizdeki maalesef açık olmak değil, bir tür kale örmek etrafınızda.
 
Bununla birlikte her şeyi bir tarafa bırakırsak, peki seni nasıl tanımlamalıyız?
 
Drama queen, hala, caprice queen, pasif agresif, evhamlı, Türkçe haliyle kaprisli?
 
Şu metinde gördüğüm kadarıyla (yukarıda alıntıladığım), kendi içinde bile çözüm üretemediğiniz konular var. ’p yada ap’ derken neyi kastediyorsun mesela? Çok sarhoş olursan ya da partnerinden delicesine(!) hoşlanırsan arkanı mı döneceksin örneğin? Birlikte olduğun insanın senden hoşlanması için yapması gereken özel bir şeyi var mı, mesela davranışsal boyutta, ekonomik olarak ya da daha farklı şekilde?
 
Okuduktan sonra üzerime giydiğim kocaman bir Mango markalı kazağın devetüyü renkli, sarkık kollarını kendi bedenime sararak hıçkırıklara boğulmayı istediğim ve karşınızda kendimi son derece değersiz ve gözden çıkarılabilir hissettiğim bu yazıda gözüme çarpan bir diğer önemli şey, açıkça only sex modundayken uzun süreli ilişkilere de açık olabildiğiniz çelişkisi. Devamlı seks partneri ararken neden kafanda şekillendirdiğin kalıpların kalıcı olmasını bekliyorsun? Değişimlere açık değil misin ya da birisini severken / birisi tarafından sevilirken gerçekten yıkamayacağınız kalıpları ne kadar derine gömmüş olabilirsiniz ki?
 
Ben size aslında o kalıpların derinliği hakkında bir fikir verebilirim: evlisiniz, çocuklusunuz, karınızın gizli eşcinsel olduğunuzu bilmesine imkân tanımayacak kadar heteroseksüelsiniz ve bir taraftan da gözünüz dışarda, erkeklerle de cinsel ilişkiler yaşamak istiyorsunuz. Talep ettiğiniz uzun süreli ilişki modeli ise bir yerlerde tesadüfen karşılaştığınızda yüzünüzü kızartmayacak kadar erkek görünen insanların içlerine girmek.
 
Bakın, işin buraya kadar olan kısmında, kişisel olarak bir yanılgı ya da ayıp görmüyorum. Her ne kadar yıkacağız diye sesimizi yükseltip çığlıklar atsak da etrafımızda yükselen ve bizi ister istemez sıkıştırıp duran bir düzenin varlığını bugün reddedemiyoruz ve kişisel, ailesel ya da toplumun içinde kendinizi dâhil saydığınız grubun içindeki konumunuz konusunda endişelendiğinizi anlayabiliyorum.
 
Benim kızdığım nokta, insanları yalnızca talepleriniz ve istekleriniz - ve belki de biraz hayalleriniz, doğrultusunda şekillendirmeye zorluyor oluşunuz ve onları sırf istediğiniz gibi olmadılar / olamadılar diye kırıyor, üzüyor ve onlara fiziksel / ruhsal zararlar veriyor oluşunuz.
 
Umut verip, yanlarında olacağınızı hissettirip ardından onları havada bırakıyor oluşunuz.
 
Yoksa yatın kalkın, sikişin, düzüşün; hepimizin yaptığı şeyler ve uzun süreden beri ’doğal’ karşılayabilmeniz için hepimiz elimizden geleni yapıyoruz.
 
Klasik evli, itilmiş, hor görülmüş ve iktidarsız bir erkek profili görüyorum toplumun bir kesiminde. İnsanları kataloglamak ve o katalogdan beğenmek yerine onları farklı yönleriyle tanımaya çalışmak içinde biriken kalabalık içindeki yalnızlık ve kullanılmışlık hissini atmanıza yardım edebilir.
 
Bunları sizi yermek, hali hazırda kendi kendinize yaptığınız en büyük kötülük olan ötekileştirmek ya da tu kakalamak için söylemiyorum.
 
Hemcinsiniz tarafından sevildiğinizi hissetmeye ihtiyacınız var gibi görünüyor. Umarım bir gün gerçekten birinin sizi sevmesine fırsat tanırsınız. 

Etiketler:
İstihdam