19/08/2009 | Yazar: Tülay A. Koç

Evimde volta atarken canımı sıkan her şey bir bir aklımdan geçti... İlk defa değildi bu sorgulama ama ilk defa yazma ihtiyacı duydum... Düşüncelerimi, duygularımı o kadar hapsetmişim ki…

Evimde volta atarken canımı sıkan her şey bir bir aklımdan geçti... İlk defa değildi bu sorgulama ama ilk defa yazma ihtiyacı duydum... Düşüncelerimi, duygularımı o kadar hapsetmişim ki…

Katilin hep başkaları olduğunu zannediyordum. Oysa ben olmuşum katil. Maktul de olmuşum katil de... Bu bedene ikisi fazla ya maktul gidecek ya da katil. İşte bu duygulardı bende kadın olmak için atılan ilk adımda anlık düşüncelerim...
 
Aşk üzerine

Benim aşkımda hiçbir sıfata hiç bir tanımlamaya yer yok. Ona bir kimlik de yaratmadım. Söylenen tüm cinsel kimlikleri de yok ettim. Geriye sadece hissetmek kaldı. Bugün bunun resmini çekmeye çalışıyorum. Kimden gelecek veya nasıl. Bir şekli yok. Hayat gibi nasıl biliyorsa öyle gelsin.
 
Cinsellik üzerine

Ten ötesine geçemeden yaşanan her ilişki... Bugün kendimi nadasa bırakmam da bu yüzden... En merhamet-siz katilin kollarına bırakıp kaçmak gibi... Kapitalist - üretim temelli toplumda üretimi arttırmak için araç olmak. Yok kardeşim bundan sonra sevmeden dokunmak. Önce AŞK gelsin... Bir adım ötesi yok...
 
Evlilik

Toplumda yaratılan kadın / erkek ikiliğinin kirli yüzünde kadının vazifesinin doğmak, büyümek, doğurmak (üretim aracı) ve ölmek olarak baştan kendi güçsüzlüklerini örtbas etmek için bizlere yazdıkları hayat listesi... Kaçınılmaz son; evlilik. Pardon ama orda bir durmanız gerek. Ben de baştan seçmeli bana vermiş olduğunuz hayat listesini yırttım. Üretim fabrikasının giriş anahtarı olan evliliğe aday değilim.
 
Ben yırttım attım o listeyi siz de beni silin… 


Etiketler:
İstihdam