28/03/2012 | Yazar: Esmeray

Benim yeğenlerim, yakınlarım arasında eski halimi bilenler bana ya amca diyorlar ya dayı. Bu beni hiç rahatsız etmiyor. Ama bazen öyle şeyler oluyor ki rahatsız da olmuyor değilim.

Aman çok sıkıldım. Memleket meselelerine geçmeden önce, birlikte biraz tebessüm edelim istiyorum. Benim yeğenlerim, yakınlarım arasında eski halimi bilenler bana ya amca diyorlar ya dayı. Bu beni hiç rahatsız etmiyor. Ama bazen öyle şeyler oluyor ki rahatsız da olmuyor değilim. 

Bundan altı yedi yıl önce bir 8 Mart etkinliğine katılırken, Amargi’den arkadaşlar tutturdular “yöresel bir kıyafet giy!” diye. Anam bacım, ben de gittim Hakkâri yöresinin allı pullu, dallı güllü rengârenk bir kıyafetini aldım. Alana gittik. Ee, medyaca tanınıyorum ya biraz, bütün kameralar beni gördü mü, hepsi arkamda mı, ordu gibi! Ne kadar ilginç değil mi? Bir travesti yöresel bir kıyafet giymiş, sanki uzaylı kıyafet giymiş gibi muamele görüyor! 

Soruyorlar bana, “Esmeray Hanım bu giydiğiniz hangi yörenin kıyafeti?”, ”Esmeray Hanım çok yakışmış!” Ben de onları atlatmaya çalışıyorum. Yeğenim var buralarda, dedim içimden inşallah beni görmez! İnşallah yanıma gelir veya uzaktan görür “Amca” diye bağırmaz! Bu arada da bizim Barış Anaları İnisiyatifi’ndeki kadınlar beni çok severler. Beni yöresel kıyafetlerle görünce de aralarına almasınlar mı! Beraber yürüyoruz analarla, bir ordu kamera da peşimizde. 

Aman, hani derler ya, insanın aklına gelen başına gelir. Baktım yeğenim uzaktan koşa koşa geliyor! “Amcaaa... !” Bir de diğer yeğenime bağırıyor. “Koş koş amcam burada.” Ben yere bakıyorum; başka taraflara bakıyorum. Analardan birisi beni dürttü. “Kız,” dedi “aramızda erkek vardır”. “Yok, ana,” dedim “benim yeğenlerim bana daha alışmadı amca diyorlar”. “Kız,” dedi “onlara söyle amcası mı kalmış, ayıptır!” Bu arada geldi yanıma yeğenim. Hâlâ bağırıyor amca diye; sarılıyor, öpüyor. Bir de dönüyor Berivan’a, “Bak amcam ne kadar güzel kadın olmuş, değil mi?” diyor. Öbürü de, “Ne tatlı olmuşsun; Kızılderili kadınlara benziyorsun”. Ay bu arada ben diyorum ki, “Kızlar kurban olayım amca demeyin bana”. “Ay amca ne yapalım ama sen bizim amcamızsın.” 

Deli yeğenlerimle yürüdük. Daha ne maceralarım var yeğenlerimle, onları bir sonraki yazılara bırakayım. Size keyifli hikâye anlatacağım diye gündemde olanlara iki çift laf etmeden de gitmeyeceğim tabii!

Sivil Şehit de neyin nesi?

Hani kadını koruma yasası geçti ya Meclis’ten; törpülendi, budaklandı. Kadını korumaktan çıktı, aileyi korumayı yönelik ve belki de erkeği korumaya yönelik oldu. Hele eşcinsel kadınların taleplerini dinlemediler bile! Bir grubu yok saydılar ve demokrasi diye hâlâ çıkıp televizyonlarda dem vuruyorlar. 

Geçenlerde yine televizyonda bir kanalda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Şahin hanımefendi, güya kadın sorununu konuşuyor. Artık ne anlattıysa bilmiyorum ama konuştuklarından denk geldiğim konu şuydu: neymiş sivil şehitlik meselesini gündeme getireceklermiş! Ayol sivil şehitlik neymiş? Bir dinleyeyim şunu dedim. Efendim “terör” olaylarında herhangi bir vatandaşımız yaralansa veya ölse şehit olacakmış; sivil şehitlik buymuş. Devlet de maaş bağlayacakmış. İyi hoş da diyelim, anti-militarist veya vicdani retçi biri geçerken bir bomba patladı; ona da mı şehit diyecekler? Bunu nasıl belirleyecekler, kime şehit diyecekler? Yok, bu anti-militarist, bu vicdani retçi, bu şehit değil mi diyecekler? İşin tuhaf yanı konu kadın meselesi, konuşan kadın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ama anlattıkları tamamen militarist! Bu ne perhiz, ne lahana turşusu! 

Sayın Bakan kendini tutamıyor konuyu nereden nereye bağlıyor. “Mesela,” diyor, “geçen sene bir milletvekili bir polisimize tokat attı; çok çirkin bir olay yaşandı. Ama ne tesadüftür ki, çocuklarına sahip çıkan ana aynı milletvekilinin ağzına tokadı vurdu”. “İşte,” diyor “bu da toplumun ne kadar değiştiğini gösteriyor”. Ay ben bundan bir şey anlamadım, siz anladınız mı, toplum neye göre değişmiş? Sayın Bakan diyor ki “Biz bu anaların yanında olcağız, çocuklarımıza sahip çıkacağız”. Sayın Bakan, siz böyle militarist konuşmalar yaparak, şehit diyerek, var olan erk sistemi devleti mi koruyorsunuz, yoksa kadını mı koruyorsunuz? Anlamadım! Valla çok zor sizin mantığınızla kadına yönelik şiddetin durması!

Etiketler:
İstihdam