01/06/2015 | Yazar: Deniz A

Ya sizin çocukluğunuz-çocuğunuz katledilseydi ne yapardınız?

Ya sizin çocukluğunuz-çocuğunuz katledilseydi ne yapardınız?
 
Cumartesi annelerinin 20 yıl önce başlayan mücadelesi halen sürüyor ve sürecek. Acı çektik, öfkelendik ve mücadeleyi hiç bırakmadık. Dik durup her cumartesi Galatasaray Lisesi önünde toplanıp ”faili belli” deyip sessiz çığlıklarla sesimize ses veren hak savunucuları ile mücadeleye devam ettik. Çünkü biz haklıydık. Çocuklarımızın, annelerimizin ve babalarımızın en azından kemiklerini istiyorduk.
 
20 yılda ne mi oldu?
 
Cumartesi annelerinin gözaltında kaybettirilen çocukları için ilk kez 27 Mayıs 1995’te gözaltında işkenceyle öldürülen Hasan Ocak’ın ailesi hak savunucuları ile Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Oturma eylemine Rıdvan Karakoç ailesi ve diğer kayıp yakınlarının katılımı ile büyüyüp vicdanların sesine ses olmayı başardı.
 
Acılara, ölümlere ve gözyaşlarına alkış tutan bir toplumun aydınlık günlere uzanan yollarından yürüyorduk. Çünkü o aydınlık günleri,  sokağa çıkan kadınlardan, gençlerden ve Kürdistan’ da bedenini ateşe veren Zilanlardan alıyorduk.
 
Cumartesi anneleri 27 Mayıs 1995’te meydana çıktıklarında ilk birkaç hafta sadece 3-4 dövizle oturdular. 10-20 yıl aradan sonra İnsan Hakları Derneği’ne binlerce kayıp başvurusu oldu ve yüzlerce kaybın kemiklerine ulaşıldı.
 
20 yıllık mücadele sürecinde anneler çocuklarına anason kokulu masalarda öyküler anlattı. Çocuklar büyüdü, anneler evlatlarının kemiklerini görmeden ve çocuklarının kokusunu almadan ölüp gittiler.
 
Barışa çıkan yolları inşa eden kadınlardır, direnen ve direndikçe özgürleşen tıpkı Kobane ve Rojava’da İŞİD canilerine karşı göğüslerini siper edenlerdir, tıpkı 20 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne boyun eğemeyen Cumartesi anneleri gibi.
 
Yarınlarına dokunmadan, bir mezara ulaşmadan 20 yıl dirençle geçirdi annelerimiz. Israrı büyütme ve yeşertme sırası şimdi bizde.
 
Benim annem hala cumartesi. 

Etiketler:
İstihdam