28/11/2011 | Yazar: Gülçeray Ersoy

Yolda yürüyorum. Oldukça geniş bir kaldırımda, dibimde biten kimilerinin elini kolunu sallaya sallaya orama burama çarparak yanımdan geçip gidişine şahit oluyorum her gün. Bunun yanında hemen her kadının yaşadığı bu elle tacizi görmezden gelmeyerek her seferinde iki çift laf söylemeden edemiyorum.

Yolda yürüyorum. Oldukça geniş bir kaldırımda, dibimde biten kimilerinin elini kolunu sallaya sallaya orama burama çarparak yanımdan geçip gidişine şahit oluyorum her gün. Bunun yanında hemen her kadının yaşadığı bu elle tacizi görmezden gelmeyerek her seferinde iki çift laf söylemeden edemiyorum. Çoktan önüme geçmiş olan mübarekse kulaklarını aldırmış olmalı ki asla cevap vermiyor. Bu ülkede kadın olmak öyle zor zanaat ki, öyle böyle değil!
 
Diyelim ki yolda yürürken bir kadını görünce tahrik oluyor bu sağır zatı muhteremler. Ben neden onların bu durumunu gidermek zorunda kalayım? Bana dokunarak hissedecekleri sözde tatmini benim bedenim üzerimde gidermek beni şişme bebekten farksız yapar mı? İzinsiz. Yol ortası. Üstelik de deli cüretiyle! Kadın olmak tatmin etmek demek ya erkekleri. Kâh egolarını kâh bedenlerini diriltmek, öyle ya böyle işlerini gördükten sonra da üç maymunu oynamak. Yok öyle bir dünya!
 
Her şeyden önce bir kadın olarak bizler de tahrik olabiliriz herhangi bir kimseden. Öyle elle mal yoklar gibi saldırıyor muyuz? Hayır. Ya biz de tahrik olduk canım, ne olacak, şöyle esaslı bir dokunayım desek kadının adı kadın olmayacak. Başka başka adlar girecek işin içine, ne ala! Ne olsa binlerce sıfat var kadına yüklenebilecek. Üçüncü tekil şahıs olmak var işin ucunda. Bu ülkede kadınsan tahrik olamazsın arkadaş, öncelikle şunu yaz bir kenara! Erkeklerinse adı bir. Adam bana sözde çarpıp geçiyor ve yanındaki arkadaşları hemen sırtını sıvazlıyor. “Helal be! Erkeksin! Koçum benim!” der gibi yapıyorlar bunu. Ne yaptın kardeş diye sorasım geliyor böyle zamanlarda. Elin kadın bedenine değdiğindeki bu görmemişliğin seni tanrı yapmaz. Cinselliğin ilk harfini duymuş ama gerisini yutmuş biri yapar seni yalnızca. Öyleyse ki arkadaşların senin sırtını sıvazlarken biz kadın olarak “Zavallıcık!” diye bakarız sana.
 
Velhasıl bu ülkede kadın olmak zor iş. Sev ama söyleme, sev ama dokunma, göster ama elletme aklıyla şuradan şuraya gidemiyoruz. Bedenlerimiz bizim değilmiş gibi yetiştiriliyoruz. Kendi bedenimize yabancılaştırılıyoruz. Oysa erkekler 11 yaşında olgun kadınların önüne atılıyor ve sözde erkekliklerini kanıtlıyorlar. Müthiş! Bu tezat birimizden birini göğe çıkaracaksa erkekler değildir onlar.
 
Çıkalım şu saklambaç kültüründen rica ederim. Kadınlığımızın metalaştırıldığı ve bacak arasında görüldüğü şu devirden kendi rızamızla çıkalım. Yıkalım duvarları. Sisteme ayak uydurmayalım daha fazla. Toplumsal cinsiyetimizin içine sıkışıp kalmayalım. Ataerkilliği tükürelim boğazımızda düğümlendiği yerden.
 

Etiketler:
İstihdam