25/03/2015 | Yazar: Ali Erol

Bir eşcinselin sözü bir siyasetçininkinden daha değerli olacak değil ya!

Bir eşcinselin sözü bir siyasetçininkinden daha değerli olacak değil ya!

kaosGL.org’a Malatya’dan gelen “Vekil Tan LGBT’lerle aynı kareye girmek istemedi” haberi, Anadolu’dan Mezopotamya’ya “siyaset”in hem vekili, hem de onun milleti açısından meğer ne kadar “kırılgan” olduğunu bir kez daha görmemizi sağladı.

Heteroseksizme karşı sosyal mücadeleye başladığımız süreçte siyasetçiler ile LGBT toplumu arasındaki karşılaşmaların, nihayet on beş yıl kadar önce, en azından “aman kameralar önünde bir tatsızlık çıkmasın” tavrına evrilmesine şükrediyorduk. Son “vaka” sayesinde bu ilerlemede zaten “ibneye güven olmaz” kadim ortaklaşmasına geriye dönüşün on beş saniye bile sürmeyebileceğini tecrübe etmiş olduk.
 
Malatya’daki Newroz kutlamalarında HDP’li Altan Tan’ın “LGBT’lerle aynı kareye girmek istemedi”ğini yerelden homofobi ve transfobi karşıtları aracılığıyla duyuran Kaos GL’nin baştan “yalancı” olduğundan şüphe etmeyenler, aynı siyasetçinin yine bir cümlelik “Böyle bir talep kesinlikle gelmedi” açıklamasına haliyle dünden “ikna” olup “Kaos GL”yi gözden çıkarma yarışına girmekte beis görmediler.
Siyasette en azından son on üç yıldır bitmek bilmeyen çatışmalarda hiçbir açıklamaya -haklı olarak- bir türlü ikna olmayanların LGBT toplumu üyelerinin beyanını nasılsa “yalan” bulup, eşcinsel realitesini tanımasa bile “bizden” bir siyasetçinin bir cümlelik sözünü tercih etmeleri de nihayetinde bir “siyaset”in tezahürüdür. Birlikte dönüşme, birlikte özgürleşme mücadele sürecimizde şüphe etmeden çabalarken biz de her seferinde “bunu” unutmayı tercih ediyoruz. LGBT’ler olarak, hadi geçmişi geçelim, en azından son yirmi yıldır sırf kendi cinsimizi seviyoruz diye, sırf mevcut biyolojik cinsiyetimizle tıkılmak istendiğimiz kimlikler yerine kendi seçtiğimiz cinsiyet kimliklerimizle bedenlerimizi yeniden inşa etmek istiyoruz diye “hasta”, “sapık” olmadığımızı ikna etmeye çalıştığımız ama kırk dereden kırk bahaneyle her seferinde bizleri kırk sınava tabii tutmaktan geri durmayanlar işte böyle hatırlatır; bari aktüel uyaran vesile olsun da notlarımız arasından çıkarmayalım.
 
Malatya Altan Tan haberiyle ilgili kaosGL.org’un sosyal medya sayfalarındaki tartışmalar ayrıca ele alınmayı ve değerlendirmeyi hak ediyor olmalı. Kaos GL’yi “yalancı” olarak yaftalayan korodan, haberin “HDP düşmanlarına hizmet etmek” amaçlı olduğunu söyleyip öyleyse “bu noktadan sonra Kaos GL’yi sorgulamak gerekir”e varana kadar salınan yorumlarda, ya millet bir sakin olun, DEHAP’tan HDP sürecine, merkez sağdan CHP’ye bütün partileri takip ettiği halde arada bir CHP’ci diye eleştirilse de, bitmez tükenmez bir şekilde “Kürtçülükle” itham edilen bir haber sitesi neden HDP’ye saldırsın diyen sanırım bir kişi bile çıkmadı. Yirmi yıldır biz neleri tecrübe ettik, mesele bir haber sitesi olarak kaosGL.org veya bir LGBT örgütü olarak Kaos GL değil, belki tam da eleştirinin e’sine bile katlanamayan bu tablonun bilgisini de anlık reflekslerden vakit bulup da analiz etmek isterse ilgili siyasetçilerin ve siyasi organların not etmesi ilerisi için hayırlara vesile bir ihtiyaç olabilir. Yoksa gönülsüz bastırılan bir homofobinin en küçük bir güncel uyaranda hoyratça ortalığa saçılmasından ibaretse söz konusu tepkiler, LGBT toplumu işin o kısmına alışıktır.
Haberden ötürü Kaos GL ofisine doğrudan gelen tepkiler ise bir telefon iki mail oldu.
 
Mailin biri, “nasıl ikna olabilirim” diye soruyordu: “ben bugün ortalıkta dolaşan altan tan ile ilgili haberiniz için bi kaç bişey sorucaktımda, bu haber gerçekten doğru mu? doğru ise bir fotoğraf karesi benzeri bişey yok mu? bu haberin artniyetli bi haber olmadığına nasıl ikna olabilirim? iyi çalışmalar”
 
İkinci maili gönderen ise zaten emindi: “YA İNSAN BU KADAR NANKÖR OLABİLİR Mİ?”
 
“Canınız cehenneme” diye biten ve LGBT’leri “nankör” olmakla suçlayan mail şöyle: “HDP’nin tüzüğünde LGBT ile ilgili maddeler yer alıyor. CHP bile bunu savunmazken HDP cesaretle savunuyordu ve ilk HDP milletvekili olarak bir eşcinsel adayını göstereceğini söyledi.... Muhafazakar adayları kaybetme riskini göze alarak... Bunları düşünmeden neymiş gerizekalının biri fotoğraf çektirmek istemiş de o da istememiş ne yani çektirmek zorunda mı... Adam muhafazakar ama senin hakkını savunuyor yetmez mi istersen seninle aynı yatağa da girsin.... Şimdi onu da yapmadığı için bu sefer HDPyi suçlarsınız, ne nankörsünüz, canınız cehenneme....”
 
Kaos GL Derneğine telefon eden kişi ise ismini vermek istemezken, Altan Tan’ı yakından tanıdığını ve Newroz günü yanında bulunduğunu söyledi.
 
Altan Tan adına aramadığını söyleyen kişi, telefona çıkan Kaos GL çalışanına şu ifadelerde bulundu: “Kalabalık bir gündü ve fotoğraf çektirmek isteyenler de olmuş ve Tan fotoğraf çektirmemiş de olabilir ancak kişiler LGBT olduğu için fotoğraf çektirilmemesi durumu söz konusu değil. Bir yanlış anlaşılma var. Ancak bizim için parti olarak LGBT hakları her zaman önemli bir mesele olmuştur, böyle bir yanlış anlaşılma olsun ve adımız böyle anılsın istemeyiz bilin istedik.”
Velhasıl geri başa döndük: Bir eşcinselin sözü bir siyasetçininkinden daha değerli olacak değil ya!
 
Yirmi yıldır birlikte dönüşme birlikte özgürleşme şiarıyla hareket ederken bir yandan solun ve Kürdün siyaseten homofobiden arınması için, diğer yandan da LGBT toplumu içindeki milliyetçi bataklığa karşı aynı anda mücadele ede geldik. Bir kez olsun küsmez, gücenmezken her seferinde karşı tarafın kırılganlığını gözetmek gene bize düşecekse, düşsün, demek ki daha çok yol kat etmemiz gerekiyormuş. Bir ibnenin sözünün değerini de boş verin, gene de yoldaşça hatırlatmak isterim, hoyratlıkta sınır tanımayan fanatiğin reaksiyonu bile tatmin oldukça durulacaktır ama “çektirmez, çektirmez, çektirmek zorunda mı” inceltilmiş ırkçılığın yarın kimi vuracağı da belli olmaz.
 
LGBT’lerin fethedeceği bir iktidar bulunmuyor, o yüzden biz “aynı kareye” girmekte ısrar etmekten vazgeçmeyeceğiz...

Etiketler:
nefret