21/01/2014 | Yazar: Osman Bulugil

"İnsanlara itaatkâr olmalarını öğrettiğimizde mi yetişkin vatandaş oluyorlar?"

“İleri kapitalizmde eğlence işin bir uzantısıdır. Makineleşmiş iş sürecinden kaçmayı arzulayanlar, iş hayatına yeniden tahammül edebilmek için eğlence arayışındadır. Spor makinelerin kendisinden alıp götürdüğü fonksiyonları insanoğluna iade eder ama ne yazık ki onu yeniden aynı makinenin hizmetine sokup insafsızca disipline etmek için." –Adorno
                                     
Cantona diye başladığımızda söze, hemen ilk akla gelen kendisine ırkçı hakaretlerde bulunan taraftarı tekmeleme sahnesi olsa gerek. Bu olaydan sonra Cantona 8 ay ceza almıştı. Cantona’ya oyuncuların gençlere örnek teşkil etmesiyle ilgili soru üzerine hemen şu cevabı vermişti:
 
Gençlerin ruhunu ve bedenini istediğimiz gibi şekillendirebileceğimiz malzemeler olarak görmekten vazgeçmeliyiz artık. Benim sahadaki amacım kimseyi eğitmek filan değil; rolümün bu olmadığını düşünüyorum. Gençler kendi kararlarını kendileri vermeliler. Çocuklar samimiyet ve sahicilik buldukları yerlere giderler. Futbol hayatımda kimseye ihanet etmedim ve bunu biliyorlar. Kurulu düzenin çıkarları uğruna kendi duygularını inkâr etmelerini öğretmenin daha doğru olduğunu düşünmüyorum. İnsanlara itaatkâr olmalarını öğrettiğimizde mi yetişkin vatandaş oluyorlar?[1]
 
Uysal, humanoid robotlardan olmadı Eric hiçbir zaman. Başka bir futbolcuydu, Ken Loach’ın “Looking for Eric” filmindeki sahnelerden birini hatırlarsak, postacı Eric, Cantona’ya en güzel an’ı sorar ve golleri sıralar seçmesi için. Ama Cantona hiçbirini seçmez ve bunun bir pas olduğunu söyler. Her şey güzel bir pasla başlayabilir!!!
 
Fransa liginde sıkça cezaya çarptırılan Cantona, verilen karara çok sinirlenerek hakeme top fırlatmış ve Fransa Futbol Federasyonu tarafından 1 ay sahalardan uzaklaşma cezası almıştı. Ceza sonrasında federasyon üyelerine yaptığı eleştiriden dolayı cezası iki aya çıkartıldı. Aslında süreç Cantona’nın Fransa’da kalmayacağına işaret ediyordu. Cezanın artırılması sonrasında (1991) Cantona futbolu bıraktığını açıkladı. Bir süre sonra Cantona futbolu değil, Fransa Ligi’nin bırakmanın doğru olduğuna kanat getirmiş olmalı ki 1992’de Leeds United’a katıldı.
 
1990’lara damga vuran oyuncuyu Sir Alex Ferguson, Ocak 1993’te takıma transfer etmişti. Ocak başında Manchester United sadece 37 puandaydı. Sezon sonunda 84 puanla ligi şampiyonlukla bitirdiler. Bu 26 yıl aradan sonra alınan şampiyonluk, ertesi yıla da taşındı. Manchester United taraftarının oylarıyla Manchester United’da "yüzyılın futbolcusu" seçildi (2001). Cantona, Old Trafford’ta futbol oynamaya devam ediyor hâlâ…
 
Ertesi yıl, ‘tekme’ olayı ve ceza süreciyle geçtikten sonra Liverpool maçıyla tekrar futbola dönüyordu. Ferguson takımı gençleştirip, Giggs, Beckham, Scholes, Neville gibi oyuncuları sahaya çıkartıyor ve Cantona’yla yakaladıkları uyum da Fergie’nin takımına başarıları getiriyordu. 1997 Mayısında daha 30 yaşındayken Cantona futbolu bıraktığını açıkladı. Bugün Giggs (39) ve Scholes (38) hâlâ Old Trafford’ta oynamaya devam ediyorlar. Fergie’nin geleneğine göre çok erken bıraktığı aşikâr. Cantona’nın birçok alanda aktif olduğunu vurgulayalım. Yazımızı bitirirken sözü Beckham’a bırakalım: 
 
“… Teddy Sheringham bize transfer olduğunda, ben Malta’da tatildeyken Patronun (Ferguson) bana telefon açıp 10 numaralı formayı Teddy’ye vereceğini söylediğini hatırlıyorum. Açıklama yok, başka bir seçenek yok, tartışma yok. O zamanlar Gary Neville’e şöyle demiştim: “Bunu niye yaptı? Bunun için niye bana telefon etti? Tatilimi mahvetmek mi istedi?” Yıkılmıştım... Neyi yanlış yaptığımı bulmaya çalışıyordum. Sonra, sezon öncesi kampı için bir araya geldiğimizde bana 7 numaralı formayı ayırdığını gördüm. Patron bana Eric Cantona’nın formasını vermişti. O Şerefin bende yarattığı şokla olduğum yerde donakalmıştım.” 


[1] Cantona’dan aktaran: Hutchinson, A. 2010. “Dünya gözüyle futbol” Cogito, sayı :63 sf:129 


Etiketler:
İstihdam