10/11/2011 | Yazar: Buğra Tokmakoğlu

Bir elin verdiğini diğer elin görmesin diyenlerin bir bildiği vardır diyerek; yardım yaptığını bağırarak ifade etmenin çok da doğru olmadığını düşünüyorum.

Türkiye ardı ardına yaşadığı felaketlerden bir türlü ders alamadığı gibi günübirlik sohbet ve tartışmalarla sorunlarına çözüm bulamamayı sürdürüyor. Milletçe en büyük sorunlarımızdan biri çokça konuşup az iş yapmamızdır. Çoğu kez dilimize doladığımız, adını andığımız sorunları ancak bir olumsuz durum yaşandığında akıllarımıza getiririz.
 
1999 Marmara depreminden günümüze deprem adına hiçbir ilerleme kaydedemeyen ülkemizde depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu Van depreminde bir kez daha hatırladık. O günlere göre iyimser bakılabilecek birkaç gelişme olmasına rağmen hala birçok konuda çok gerideyiz. Özellikle yerel yönetimler imar ve şehirleşme konularında depremi umursamaz tavırlar sergiliyorlar. Bu umursamaz tavırların sonuçları her an yaşanabilecek depremlerle yüzümüze bir kez daha acı bir şekilde vurulacak.
 
Kaçak yapılaşma ve mevcut yapıların denetim aşamasında yaşadığı belirsizlikler ne kadar dile getirilse de şehirler büyüdükçe, niteliksiz konut sayısı da artmaya devam ediyor. Köy ve kırsal yaşamda inşa edilecek konutlarda ise denetim gibi bir ibareden bahsetmek mümkün değil. Zira yasalar yapı denetim zorunluluğunu sadece belde, il ve ilçelerde uyguluyor.
 
Yardım Gösterişi
 
Öte yandan Van’da meydana gelen talihsiz depremin ardından Tüm Türkiye’nin tek yürek olup yardım hareketine girişmesi ülkemiz adına olumlu bir gelişme. Ancak bir anda çığ gibi büyüyen yardımların amaçsız ve bilinçsizce gönderilmeye çalışılması da tedirginlik yarattı. Yüzlerce tır dolusu yardım içinde ne olduğu bilinmeden şehir girişlerinde bekletildi. Kullanılmış ve bir kez daha kullanılması mümkün olmayan birçok madde yardım adı altında doğuya gönderildi.
 
BDP’li Van Belediye Başkanı’nın kenti yöneten en etkin kişi olmasına rağmen yardım koordinasyon ekibine dahil edilmeyişi ayrıca tartışılacak bir durum. Yine bir önceki dönemde Erciş Belediye Başkanlığı yapan ve şu anda Ak Parti Van Milletvekili olan, yüzlerce çürük binaya olur veren ismin afet koordinasyon merkezinin başına getirilmesi tesadüf olarak ifade edilemez.
 
***
 
Yardım çabalarının en etkili kesimleri belediyeler oldu kuşkusuz. Birçok il ve ilçe belediyesi ellerinden geldiğince yardım kampanyaları oluşturup tırlar dolusu malzemeyi deprem bölgesine gönderdi. Belediyelerin sorumluluk alanlarındaki vatandaşlar bu çabalara gönüllerince destek verdiler. Yardım konvoylarıyla Van’a kadar gidip yardım dağıtımlarını organize eden belediye başkanları da oldu.
 
Birçok belediye depremi “bedava reklam” aracı olarak kullandı. Yazılı ve görsel medyada bir satır daha fazla yer alabilmek adına her ağzı kapatılan deprem kolisinin fotoğrafı çekildi, belediye başkanları kamyonlara yüklenen kolilerle fotoğraf çekilmeyi görevden saydı. Koşturarak deprem bölgesinde iki kare daha fazla fotoğraf çektiren başkanlar ise diğerlerine göre bir adım daha öndeydi.
 
Bu çabalara kayıtsız kalamayan basın organlarını suçlamamak gerek. Belirli bir işleyiş ve karşılıklı iletişim dahilinde bu eylemler haber olarak değerlendirilebiliyor. Ancak şahsi kanaatim Van depremi yardımlarının suyunun çıkarıldığı yönünde. Bir elin verdiğini diğer elin görmesin diyenlerin bir bildiği vardır diyerek; yardım yaptığını bağırarak ifade etmenin çok da doğru olmadığını düşünüyorum.
 

Etiketler:
İstihdam