03/02/2014 | Yazar: Selçuk Candansayar

Emek vererek elde edilebilecek hiçbir şey yoktur yoksulluk ve yoksunluktan başka!

İşe gelmeyip internet kafeye gittiği için boynuna ip bağlanıp motosikletin ardında koşturarak işe götürülen 11 yaşındaki çocuk, annesi, babası ve ustası arasında olup biten ‘sıradan’ hayat parçacığı akıp gidiverdi medyadan. 

Baktık, tepki verdik ve devam ettik.
 
Devam ettik çünkü ‘usta ile efendi’ arasında süren ölümcül iktidar savaşlarına odaklanmış durumda bakışlarımız. Gündem çok yoğun!
 
Her tekil olay içinde geçtiği zamanın özetidir de bir bakıma. Her insanda bütün bir insanlık durumu kendini ifade eder. Berber ustasıyla çocuk ve ailesi ve toplum arasında olup bitenlerin, hükümet ustası ile ‘bizler’ arasında olup bitenin ayna yansıması olduğunu söylemek ‘entelektüel lafazanlık’ olur mu? Belki…
 
Belki öyledir de boynuna ip bağlanıp sürüklenerek ‘adam’ edilmeye çalışılan çocuklardan mürekkep bir toplum olduğumuzu kanıtlamaktan öte bir anlamı olmaz bu lafazanlık eleştirisinin. Aynı zamanda çocuğun annesinin, ustanın kötü niyeti yokmuş, diye şikâyetçi olmaması üzerine ustanın serbest bırakılmasının gerekçesini de kurmuş olmaya yarar.
 
Kahir ekseriyetin hükümet ustasının kötü niyeti olmadığını düşünmeye devam etmesi, o anne ve babanın berber ustasını ‘biraz abartmak’ dışında suçlu görmemesi, hükümet ustasının emriyle medya satın alma havuzuna para koyan müteahhidin ‘milletin bir yerine koyacaz’ diye esrimesi de aynı kaynaktan beslenir.
 
Çocuk, okumak ya da çalışmak yerine internet kafede eğlenmek ister. Zaten ona okumayı sevdirecek ne bir okul ne öğretmen ne de okursa önünde açılabilecek bir gelecek vardır. Kim bilir kaç çocuğun tıka basa doldurduğu sınıflarda, kim bilir hangi koşullar nedeniyle kendinden bezmiş, işine yabancılaşmış öğretmenlerin elinde ilerde hiçbir işe yaramayacağı daha bu günden belli olan okul hayatının ne anlamı ne de değeri vardır. Oysa internet kafede hemen o anda alınan haz, macera, şiddet dolu sanal da olsa bir hayat vardır.
 
Emek vererek elde edilebilecek hiçbir şey yoktur yoksulluk ve yoksunluktan başka.
 
Çocuğun internet kafede aldığı sanal hazzın gerçeğini başka bir çocuk yine hiç emek vermeden sadece bir vakıf kurarak elde edebilmektedir. Anında hesabına milyon dolarlar yatmakta, müteahhitler arsa üzerine arsa bağışlamakta, belediyeler imar planlarını değiştirmekte ve garip gelebilir ama iki çocuk da aynı hazzı almaktadırlar. Fark sanallık ve hakikilik arasındaki kadardır.
 
Ama asıl ilişki birinin vakıf kurup cukkayı götürebilmesinin ancak diğerinin boynuna ip bağlanıp sürüklenebilmesiyle mümkün olmasıdır.
 
Millet de tıpkı o anne gibi müteahhitlerine bir yerlerine koyma imkânı tanıyan ustanın niyetinin kötü olduğuna ihtimal vermiyor; en fazla abartmış diye düşünüyor. Çünkü nasıl anneye göre çocuğuna bir meslek öğretmekten başka niyeti yoksa berber ustasının, millete göre de hükümet ustasının tek derdi milletini refaha, hazza ve paraya boğmak.
 
İnternette çocuk ile annenin bir fotoğrafı var; çocuğun yüzü mozaiklenmiş. Annenin ifadesine bir bakın. Gözlerine ve çaresizlik, öfke ve heyecanla sıkılmış ağzına dikkat edin. Anne belki de medyaya çıkacağı için gülümsemekle ciddi durmak arasında kararsız kalmış gibi. Ama ağzının sıkılmasında gizliden büyüyen ve patlamak üzere olan isyanı görebilirsiniz. Eğer isterseniz ve bu isyan için bir şey yapmaya istekliyseniz görebilirsiniz. Orada sıkılmış dudakların arasında sizi bekliyor.

Etiketler:
İstihdam