28/07/2011 | Yazar: Emre Korlu

Yozgat’ın kışları çok soğuk oluyormuş. Dikkat et kendine. Üşütme.

Sadece biraz üzüldüm. Hepsi bu kadar. Ben her şeyi az ve eksik yaşadım. Aile sevgisinden uzak, içsel soykırım halinde…
Sürekli sana yazmak istedim. ‘Burada da havalar güzel, bildiğin gibi işte.’ Demekten daha çok şey…
Kekeme tavırlar takınan dilim, alışık olduğum suskunlukla, kalemin yassılaşmış yüzüyle kağıda öylece dokunmak geçti içimden.
Ama yazamadım. Burada yazamayanları dövüyorlar. İlla bir şey mırıldanmak zorundasın.
Ben mırıldanamadım.
Sirusho dinliyorum en çok...
 
***
 
Babam geliyor aklıma. Annem sonra. Ve sonra ağlıyor yine.
En çok seni özlüyorum.
Sabah kahvaltısında peynir istemeyişlerin, yumurtayı hep kaysı yiyişin geliyor aklıma. Kaşlarını çattığın zaman hiç çekilmeyişlerin…
Amma velâkin, şimdi yanımda olsan da kaşlarını çatsan diyorum. İnsanoğlu bu, bencil işte.
 
***
 
Geçenlerde annen geldi.
Usta birliğine Yozgat’a düşmüşsün. Sevinmedim. Korkuyorum sana bir şey olur diye.
Seninle  alt tarafı bir- iki kez seviştim. Özlemeye vaktim olmadı. Nasıl olsa aynı şehirde, kalleş amcasının bulduğu kızı da geri çevirdi dedim. Arada sırada ararım, hal- hatır sorarım. Gel derim, gelir dedim.
 
***
 
Geçtiğimiz Cuma kardeşine rastladım. Yanında çocukluk arkadaşın vardı. Sevmiyorum o adamı. Patavatsız biraz...
 Sevişme sonrası yol kenarında diz çöküp ’Bir hata yaptık. Ben ibne değilim, oğlum’ dediğini duyan tek görgü tanığı...
Bunu bildiği için yeni ayakkabılarını diliyle ıslattığı parmaklarıyla silip, bir afra tafra konuşmaya başladı.
’Ne zaman gideceksin Romanya’ya... ’

Onun sorduğu bu soruya yakalandığımız o geceden kalma bir anlam yüklemişçesine, oysa alakası yoktu.
’Biz ibne değiliz oğlum. Öylesineydik’ dedim. ’Öylesineydik işte.’
Yıllardır beni her gördüğü yerde dudaklarının arasında sıkıştırmayı marifet saydığı o iktidar artık onun değildi. Yenilgiye uğramış bir ülke gibi gözlerimin önünden kayıp gitti.
Sen kaldın. Tam boğazımın ortasında.
Yutkunamadım.
 
***
 
Yarın gidiyorum Romanya’ya.  Kaloşvar’da yaşamayı düşünüyorum. Güzel sokakları varmış. Bir süre oralarda sürteceğim. İş hazır. Sana da bahsettiğim gibi bir benzin istasyonunda çalışacağım.  Okumayıp atmazsın umuduyla sürekli mektup yazacağım. Bir umut işte.  
 
Yozgat’ın kışları çok soğuk oluyormuş. Dikkat et kendine. Üşütme.
 

Etiketler:
İstihdam