25/08/2014 | Yazar: Eser Gündüz
Benden 4 yaş küçük bir subayın, yasak olduğu için rahatça ele geçirip şuursuzca okuduğu günlüğümde anti-militarist olduğum yazıyor diye, cebinden beylik tabancısını çekip başıma dayayışı geldi gözlerimin önüne.
Sevgili Ayşe Arman,
Gerçekler bu kadar basit değildir.
Bundan birkaç gün önce, sosyal sorumluluk algısı gelişmiş bir yazar olarak düşündüğüm Ayşe Arman’ın “Bir gay’in askerlik anıları” başlıklı röportajını okudum.
Özellikle başlığında askerlik kavramının geçiyor olması beni bir hayli heyecanlandırmıştı. Çünkü 4 yıl önce yapıp bitirdiğim askerlik günlerimde yaşadığım hiçbir sıkıntıyı dile getirememiş olmanın verdiği bir yük vardı üzerimde. Ayrıca içerisinde eşcinsellerin de var olması yazıyı daha başlamadan çok ama çok ilginç kılmıştı. Derken yazıyı okumaya başladım. Burada belirtmem gerekir ki, yazıyı, anti-militarist ve askerlik yapmaya zorlanmış bir birey olarak okudum. Üstüne üstlük askerlik yaptığım dönemde pek çok eşcinsel arkadaşım da askere gitmiş ve kötü günler geçirmişlerdi.
Neyse yazı böyle bir heyecan içerisinde başladı. Röportaj yapılan kişi, lisans eğitimini birincilikle bitirmiş, yüksek lisansını Tübitak bursuyla İngiltere’de yapmış bir arkadaşımız. Yaklaşık 10 dakika gibi bir sürede üstüne basa basa okuyup bitirdim yazıyı. Ardından bir dakika durdum ve tekrardan okudum. Ve sonra tekrar bir daha…
Fotoğraf: Emre Yunusoğlu
Neden mi üç kere okudum? Çünkü yazıyı okurken, özellikle askerde cinsel yönelimleri nedeniyle sıkıntılar çeken bireylerin yaşadıklarını bulacağımı düşündüm. Oysaki gey olduğunu söyleyen arkadaşımız, askerlik yaptığı yerin ve askerliğinin zorluklar içerisinde geçtiğini belirtmesine rağmen, askerde rahatça 50 faktör güneş kremi kullanabilen bir arkadaşımızdı. O an aklıma, kendi askerliğimi yaptığım yerde, dudaklarımız eksi 5 derecede çatladığı için, “krem sürebilir miyiz” diye sorduğumuzda “dudaklarınıza sokarım siz askersiniz” diye bağıran komutan geldi. Benden 4 yaş küçük bir subayın, yasak olduğu için rahatça ele geçirip şuursuzca okuduğu günlüğümde anti-militarist olduğum yazıyor diye, cebinden beylik tabancısını çekip başıma dayayışı geldi gözlerimin önüne.
Yaşadığımız ülkede bırakın gey olduğunu çevresine söylemeyi, askerlik de dâhil hiçbir mecrada cinsel yönelimini açıklayamayan insanlar olduğunu haykırmak istiyorum. Bu arkadaşımızın en azından psikiyatri üzerine bir seminere gidebileceği ve ona durumunu açıklayabileceği halası olduğunu okuyorum. Ardından sırf cinsel yönelimi yüzünden öldürülen canlar demek geliyor içimden sizlere.
Yanlış anlaşılmasın… Ne Ayşe Arman’ı, ne de gey arkadaşımızı yermek gibi bir düşüncem var. Sadece şunu kabullenemiyorum. Türkiye’de tirajı yüksek gazetelerden birinin köşe yazarlarından olan Ayşe Arman’ın, bu önemli misyonunu sıkıntıları olan insanlar için kullanması gerektiğini düşünüyorum katı bir şekilde. Çünkü ölümlerle sonuçlanan onca hikâye varken bu ülkede ve hızla bilinçlendirilmeliyken insanlar, biz neden askerlik hayatı boyunca hiçbir sıkıntı çekmemiş bir bireyi okuyoruz. Sadece kabullenmiyorum.
Yazıyı askerlik tarafından mı ele alsam ya da eşcinsellerin yaşadığı sıkıntılar üzerinden mi sorgulasam diye çokça düşündüm. Ne askerlikle ilgili gerçekleri okuyabildim, ne de eşcinsellerin yaşadığı sıkıntıları görebildim.
Bu ülkede askerliğini yapmış bütün erkeklerle anket yapın, hepsi en kötü askerliği yaşamıştır. O yüzden ben kötü askerlik yaptım diyenlerin pek çoğuna, özellikle askeri birliğinde 50 faktör güneş kremini rahatça kullanabilen birine inanmıyorum Sayın Ayşe Arman. Üstelik anti-militarist olduğunu iddia eden biri, bu ülkede doğan ve belli bir yaşa gelen bütün erkekler askerlik yapmak zorundadır diyorsa, o kişiye gülerler.
Sonuç olarak, yazıda ve kişilerde sorun olmasa da, anlatılan “gerçek”ler oldukça sıradandır. Yazılmayı bekleyen daha önemli konular ve yaşanmışlıklarla beraber çokça insan vardır. Üstelik her gün yastığa başını koyduğunda yaşadıklarından dolayı ölmeyi yeğleyen insanlardır bunlar. Rica ediyorum bunları yazınız…
Etiketler: