15/04/2014 | Yazar: Selçuk Candansayar

CHP açıkça sağcı, dinci ve muhafazakar olan siyasi partilerin karşısında tek ‘sol’ partiymiş gibi konumlanırken ve bu konumuyla sol oyları ele geçirirken, sol düşüncenin yaygınlaşmasını ve gelişmesini de engelliyor.

CHP açıkça sağcı, dinci ve muhafazakar olan siyasi partilerin karşısında tek ‘sol’ partiymiş gibi konumlanırken ve bu konumuyla sol oyları ele geçirirken, sol düşüncenin yaygınlaşmasını ve gelişmesini de engelliyor.
 
Bir seçim daha geçti ve CHP yine sürpriz yapamadı! 1994 yerel seçimlerindeki hezimetten bu yana aynı hikaye tekrarlanıyor. Yerel, genel her seçim öncesi parti yöneticileri ilk sandıklar açılana kadar içleri kıpır kıpır bu kez olacak umuduyla bekliyorlar. Her defasında gecenin daha erken saatlerinde mucize beklentisi derin bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Seçimden sonraki haftalar bir süre istifa, olağanüstü kurultay hay huyu sürüyor.
 
Sonra derin analiz dönemi başlıyor. Türkiye’nin sağ ve muhafazakar bir toplum olduğu, CHP’nin bu toplumda sağa, inançlara, halkın değerlerine yanaştıkça başarı kazanabileceği, elde edilen sonuçların gelecek politikalar için yol göstericiliği, CHP’nin doğru hatta bulunduğu ve önümüzdeki dönemin bu politikaların halka daha iyi anlatılmasıyla geçirileceği ve başarının geleceğine karar veriliyor.
 
CHP üzerine kafa yoran, parti içinde çalışan ve görev alan dar bir grup ise bu önermelerin yanlış olduğunu ve seçimlerin bu nedenle kaybedildiğini yazıp söylüyor. Toplumun soldan ve eşitlik, özgürlük temelli bir siyasete ihtiyaç duyduğunu, CHP’ye oy veren seçmenin solda konumlandığını, % 20 oranındaki CHP’li seçmen dışında kalanlara bu soldan bakışı anlatmaya çalışılmasını savunuyor. Bu düşünceler CHP içinde hiçbir zaman etkin olamıyor, bunları açıktan savunanlar ise bir şekilde partiden uzaklaştırılıyor.
 
Neden böyle?
Özellikle son yirmi yıldır CHP aklının bu şekilde işlemesinin en temel nedeni partinin aslında sanılanın tersine bir ‘inanç’ partisi olması ve CHP siyasetinin inanca dayalı oluşturulması. CHP aklın ilkeleriyle ve ‘çok akılcı’ çözümlemelerle politika ürettiğine inanırken aslında inanç siyaseti yürütüyor.
İnanç kanıta dayanmaz, akıldan farkı budur. İnanmayı sağlayanın yanlış olmasının değeri yoktur ve inancı zedeliyorsa doğru olan yok sayılır. CHP’nin sağa yanaştıkça başarı gelecek inancını besleyen iki temel dinamik var.
 
İlkin Türkiye’nin 1980 darbesinden bu yana ağırlıklı olarak sağ ve muhafazakar partilerce yönetilmesi. Başarı sağdan geliyor olmalı, inancının önemli bir kaynağı bu hal. Ama en azından CHP için daha belirleyici olan, parti yönetiminin 30 yıldır biteviye asıl olarak ‘sağcı’ olanlarca elde tutulması. CHP yönetimi kendilerini ‘ulusalcı’ olarak tanımlamaktan çok gurur duyan sağcılarla, önemli olanın rant yaratmak olduğunu savunan liberal sağcıların işgali altında. Bu iki grup bir yandan aralarında çekişir gibi görünürlerken öte yandan CHP yönetimine solcuların gelmesi riski doğduğunda hemen güçlerini birleştiriyorlar.
 
Seçim öncesi ‘imkan hırsızı’ olarak nitelediğim durumun da nedeni bu. CHP açıkça sağcı, dinci ve muhafazakar olan siyasi partilerin karşısında tek ‘sol’ partiymiş gibi konumlanırken ve bu konumuyla sol oyları ele geçirirken, sol düşüncenin yaygınlaşmasını ve gelişmesini de engelliyor.
 
CHP yönetici kadroları ağırlıklı olarak eline fırsat geçerse, yani iktidara gelirse ekonomiyi tam da AKP’nin ‘başardığı’ gibi becermek isteyenlerden oluşuyor. Örnek olarak Birgün’de Tarık Şengül’ün defalarca yazdığı Kent- Rant ilişkisi sürecine talip olanlar, bu ilişkiden kendileri de nemalanmak isteyenler CHP yönetimini işgal etmiş durumdalar. Son yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’un CHP adayları imar rantına talip olduklarını temel seçim propagandası olarak kullanmadılar mı? En azından seçim sürecinde kurdukları ekiplerine, yakın destekçilerine ve seçim ‘projelerine’ bakılsa Topbaş, Gökçek tarzından bir farkları olmadığı hemen görülebilir.
 
Kürt özelinde kimlik sorunlarına CHP’nin bakışı, partinin siyasi çizgisinin sağcılık olduğunun bir diğer açık kanıtı. Tam da bu yüzden Kürt seçmenlerden oyun zerresini bile alamıyorlar.
 
Şimdi yine benzer tartışma sürüyor. Sol kitleyi büyütebilecek bir siyasetin CHP’ de yönetime talip olmak için başlatacağı bir mücadeleye destek vermek kendisini solda kabul edenlerin önünde bir seçenek olarak duruyor. 

Etiketler:
İstihdam