01/02/2017 | Yazar: Eren Aksoyoğlu

Hayır cephesi, yürüteceği kampanyanın pozitif olması ve tahayyül kurmasını önemsiyor.

Hayır cephesi, yürüteceği kampanyanın pozitif olması ve tahayyül kurmasını önemsiyor.

Gezi Parkı direnişi günlerinde AKP’nin dayandığı toplumsal tabanın azımsanmayacak kadarında bu kaos ortamından siyasi iktidarın suçu olduğunu açık seçik beyan edenler vardı. Direnişin yanında yöresinde olanların sık sık duyduğu bu serzeniş aynı zamanda direnişe katılmak için bir motivasyon aracıydı. Benzer bir motivasyon 7 Haziran seçimlerinde seçmenin yüzde 10’u kadarının siyasal iktidarı desteklemekten vazgeçmiş olmasıyla sağlanmıştı. O sıralarda ana muhalefet partisi bu kararsızların peşine düşmüş ama hiçbirinin oyunu kazanmayı başaramamıştı. Ancak o kararsız yüzde 10’un kararsız kalması dahi toplumsal muhalefet için bir motivasyon sağlamıştı.

Referanduma ilerlerken toplumsal muhalefet benzer bir ruh halini, 1 ay gibi kısa bir sürede edinmişe benziyor. Zira Beşiktaş saldırısının arkasından gelen yılgınlık hali, bir Aktroll saldırısıyla tuhaf bir öfkeye dönüştü. O birkaç gün içerisinde özellikle dijital alana temas eden yurttaşların çoğunluğu muhtemel bir referandumdan Erdoğan yanlısı bir sonuç çıkacağına kesin gözüyle bakıyordu. Yani siyasal alanı yönlendirebilme ve mobilize olabilme eğilimi gösteren (dijital alanla temas eden) yurttaş bloğu muhtemelen bir referandumda “hayır” cephesinin kaybedeceği konusunda hemfikirdi. Aynı tarihlerde CHP milletvekillerinin yüksek muhalefeti ve CHP Genel Merkezi’nin geç de olsa bu ortama eşlik edişi kitlenin motivasyonunu arttırdı. Beşiktaş saldırısı sonrası Metropoll araştırma şirketinin yaptığı bir ankete göre Erdoğan yanlısı bir sonucun “hayır” cephesine karşı 5 puan önde olmasına karşın 1 ay gibi kısa bir sürede “hayır” cephesinin öne geçtiğini görüyoruz. Bu tablo bize siyasal alanın çevresinde biriken yılgın kalabalıkların artık öfkeli ve çözüme odaklı hareket ettiklerini de göstermesi açısından çarpıcı.

                                                 Fotoğraf: Emine Kart / Ankara

Bu bağlamda Erdoğan cephesi önümüzdeki 2,5 aylık süreçte tek başına hareket etmenin avantajlarını kullanacağa benzer. Ancak “hayır” cephesinin buna karşın çok temel iki avantaj yakaladığını belirtmemiz gerekiyor: Bunlardan birincisi öfkeyi sükûnete çevirmiş olmaları. İkinci avantaj ise uzmanlıklara güveniyor oluşları. Zira bu iki durum toplumsal muhalefetin pek çok kesimi için önceki dönemlerde gözlemlenemiyordu. En soldan merkeze, merkezin sağına, oradan ülkücülere kadar uzanan hayır cephesi birbirinden uzak kampanyalar kurgulamak konusunda görünmez bir uzlaşı sağlamış durumda. Neredeyse bütün kampanyaların bir puzzle’ın parçaları gibi oldukça uzak ve farklı bağlamlarda yapılacağı görülüyor. Ayrıca hayır cephesinin başını çekeceği zannedilen/düşünülen Türkiye sosyal demokrasi hareketinin öncü partisinin de “birleşme görüntüsüne” karşı çıktığı herkes tarafından biliniyor. Dolayısıyla bu “sorun” siyasi iktidarı ve onun dijitaldeki yansıması Aktrolleri çıldırtmış durumda.

Puzzle’ın parçalarının hiçbirinin üst üste binmemesi durumunda hayır cephesi kampanyaları bütün sahayı kaplamış olacak. Ancak CHP’nin alacağı pozisyon hâlâ oldukça önemli. CHP’nin yapacağı tercihin şu eksende olacağı konuşuluyor: 1) CHP bir ajansla anlaşacak ve bu ajans (yine) bir yoğurt markasını pazarlar gibi kampanyayı pazarlayacak, 2) CHP uzmanların ve “partili/parti çevresinden/akıllı” çocukların elinden çıkacak bir kampanya yaparak siyasal alanın mukavemetleri gözlemleyecek, buradan çıkarımlar yapacak ve Erdoğan’ın referandumun son 15 günündeki hamlelerine karşı koyabilecek.

Hayır cephesinin kampanyalarında belirginleşen bazı hatlar da söz konusu. Cephenin uzlaştığı en önemli kelime “hayır.” Aynı zamanda kampanyaların pozitif olması ve tahayyül kurması önemseniyor. Cephenin kampanyaları “kendine propagandayı” da rafa kaldırmak istiyor, kampanya yapacak öznelerin ulaşmak istediği başka yurttaşlar var. Cephedekiler oyunu 7 Haziran’daki gibi kendilerinin kurduklarına inanıyorlar. Hayır cephesinin avantajlarının oldukça fazla olduğu görülüyor.

Esasen temel motivasyon “hayır” çıktıktan sonrasına dair. Siyasi iktidar erken seçim için epey baskılanacağa benziyor. 


Etiketler:
İstihdam