06/05/2013 | Yazar:

Sahi ya, siz dindardınız ve güya Allah hesabına bizi yargılıyor ve infaz ediyordunuz öyle değil mi?

Biz de yazarız, biz de okuruz, biz de hissederiz, sizden farklı olsak da; biz de severiz.
Belki sevdiklerimiz size çok zıt gelebilir ki nitekim öyledir de.
Ama bilmezler ki, onları da severiz.

Doğduğumuzda kim bilir evimize nasıl bir neşe, gönüllere nasıl bir mutluluk,
Ve çehrelere nasıl bir gülücükler yayılmıştı. Doğduğumuz için;
Belki kimimize kurbanlar kesilmiş, Kur’an okutulmuştu.
’’Bir oğlun oldu’’ sesi ile yerinden fırlayan babalarımız olmuştu.

Bir oğlun oldu…
Anne, baba diyecek, yürümeye başlayacak, yeni kıyafetler giyecek,yepyeni oyuncaklar alınacaktı.
Ve daha bir sürü hayal...
Evet, oğlunuz anne ve baba dedi, yürümeye başladı.
Yeni kıyafetleri de oldu, yeni oyuncakları da.
Ama diğer erkek çocuklarından yine bir farkımız vardı.
Belki seçtiğimiz kıyafetlerimiz, aldığımız oyuncaklarımız hep farklıydı.
Diğerlerinden daha renkli, daha canlıydı.
Ama hep hayat doluyduk ve bizim de hayallerimiz vardı.
Onlardan farklı, hem de çok farklı duygularımız vardı.

Kim bilir kaçınızda size karşı beslediğimiz platonik masum aşklarımız vardı.
Kaçınızın üzerinde tertemiz ve bir o kadar da kaçamak bakışlarımız vardı.

Kiminiz yok saydınız bizi, kiminiz öteki gördünüz, kiminiz sapık ya da hasta dediniz.
Biz onca acıya ve bastırılmaya rağmen onurumuzla yaşadık.
Bazılarınız bize lanetli bile dediniz.
Kendinizi çok dindar gördünüz, Allah namına diyerek Allah’a sayısızca şirk koştunuz.
Ama bilmiyordunuz ki; O Rahman olan Allah, dilerse kullarının tüm günahlarını affedebilirdi.
Ancak kendisine şirk koşanlar ve kul hakkıyla huzuruna gidenler bundan müstesnaydı.
Sahi ya, siz dindardınız ve güya Allah hesabına bizi yargılıyor ve infaz ediyordunuz öyle değil mi?

Allah hesabına diyerek kendi benliklerine tapanların ayakları altında ezildik kimi zaman…
Kimi zaman da erkeklik taslayanların hakaretleri karşısında hedef tahtasına oturtulduk.

Bize en çok gecelerimiz dosttur.
Sizlerin rahat uykularınızda zevk rüyalarına daldığınız anlarda, bizim gözyaşlarımızla baş başa kaldığımız gecelerimiz.

Ve hep yalnızlığımızı hissettiğimiz, yıldızları ahbap edindiğimiz gecelerimiz...

Okulda dışlandık, ailede reddedildik, toplumdan soyutlandık..
Ne eziyetler ettiniz bizlere be, ne eziyetler.
Ahlâk hesabına vicdansızca kahrolası, yok olası eziyetler.

Kimileriniz ise asimile etmeye çalıştınız bizleri.
Zorla evlendirdiniz mesela.
Sanki evlenince sizler gibi olunuyormuşcasına.

Öyle anlar yaşadık ki; bizdenmiş gibi görünüp bize yaklaşanlar.
Toplumda sizlerle beraber bize taş atanlar, ihtiyaçlarını gidermek için bizlerin kapılarını çaldılar.
Ne namına?!
Erkeklik namına! Ahlak namına! Kahrolası, iğrenç istekleriniz uğruna bizi kullanmaya çalıştınız.
Emellerinize ulaşamayınca bazılarımızın kafasına şarjörü boşalttınız!

Aslında siz insanlığa olan nefretinizi katliamlarınızla örtmeye çalıştınız.
Ve ebedi cehennem alevlerine kendi kendinizin kapısını açtınız.

Sizler kabul etseniz de, kabul etmeseniz de, sevseniz de, sevmeseniz de, mesafeli yaklaşsanız da, yakın dursanız da BİZLER VARIZ!

Gökkuşağının renkleri altında bir, beraber, özgür ve hür yaşamak için,
İnsanlık için, tüm insanların barışı, birbirlerini sevmesi için, ve en önemlisi;
AŞK İÇİN BİZLER HEP VAR OLACAĞIZ. 


Etiketler:
İstihdam