09/06/2015 | Yazar: Murat Kandemir

Hiçbir iktidar bir suçluyu halkı için cezalandırmaz ya da hiçbir iktidar bir deliyi onun sosyal çevresi için iyileştirmez.

Hiçbir iktidar bir suçluyu halkı için cezalandırmaz ya da hiçbir iktidar bir deliyi onun sosyal çevresi için iyileştirmez.
 
Suçluyu cezalandırmasının arkasında iktidarını sağlamlaştırmak, deliyi iyileştirmesinin arkasında ise kendi akılsızlığıyla uyumlu akılsızlar ordusu yaratma güdüsü yatar.
 
Uzaktan bakınca bir suçluyu cezaevine kapatmakla bir deliyi tımarhaneye kapatmak arasında suç nüansı olduğu kanısına varabilirsiniz.
 
Ama değil!
 
Meselenin bilinçaltına baktığınızda halinden memnun sorgulamayan bir parya silsilesi yaratama çabası olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz.
 
Konuyu birkaç metafor üzerinden gündelik hayata indirgediğimizde durumun hem gerçekliğini hem de vehametini göreceksiniz.
 
Mesela sistem kendi iktidarının sınırlarını genişlettikçe insani yaşam alanlarının günden güne nasıl daraldığını kendi yaşamınızdan kolaylıkla anlayabilirsiniz herhalde.
 
Buna karşı çıktığınız anda da belirli bir yaptırımla karşı karşıya olduğunuz gerçeğiyle de.
 
Yani durum o kadar korkunç ki:
 
İnsanca yaşamak için kendinize bir yaşam alanı yarattığınız anda potansiyel suçlu ilan edilip kapatılmanız an meselesi.
 
Delilikte de durum çok farklı değil:
 
İktidar günden güne sokak hayatındaki toplumsal iktidarı o kadar acımasızca trampalıyor ki yığınla hastalık ortaya çıkıyor.
 
Ve ortaya çıkan bu hastalıkları meydana getiren etkenlerin iyileştirilmesi gerekirken ona maruz bırakılan birey her an hastalık olarak ilan edilip kapatılmakla karşı karşıya kalıyor.
 
Pozitif bilimlerin bunun karşısında olması bu gidişata bir alternatif üretip insanlara daha sağlıklı yaşam alanları yaratması gerekirken tam tersinin gündelik hayata tezahür etmesi de ayrı bir dramdır.
 
Çünkü adalet ve tıp zamanla iktidar karşısında yıpranmış nihayetinde masumiyetini yitirmiş tabiri caizse; "onun şehvetine göre pozisyon alan birer fahişe haline gelmiştir".
 
Lafı fazla uzatmaya gerek yok bir güç delisi olarak iktidar ve onu var gücüyle yücelten pozitif bilimler insanı günden güne elinin altına almış nihayetinde insanı kendine esir etmiştir.
 
Hayatında en az bir kez yolu adliyeye ya da tımarhaneye düşen herkese de bunu en acımasız şekilde hissettirmiştir. 

Etiketler:
nefret