17/04/2017 | Yazar: Aslı Alpar
Üzgünüz, ırkçılığa ya da homofobiye uygun boyutlarda ‘bilimsel’ kılıf yok!
Üzgünüz, ırkçılığa ya da homofobiye uygun boyutlarda “bilimsel” kılıf yok!
Kafatasının şekline, burunun boyutlarına, alnın genişliğine, dudakların büyüklüğüne göre yapılan kişilik tahlillerine sık sık rastlar mısınız? Gazetelerin son sayfalarında yer alan, hiçbir kaynak kullanılmamasına rağmen bilimsel tespitlermiş gibi yazılan bu metinler genelde gullümüne kaleme alınır. Metni ortaya çıkaran kişiler genelde yalnızca metin yazarlarıdır ve iddiaları fiziksel özelliklerin suça eğilimini ya da kişinin halet-i ruhiyesini saptayabileceğidir.
Bu araştırma metodu, Pesaro Üniversitesi Adli Tıp Profesörü İtalyan Cesare Lombroso’nun 1876 yılında yazdığı “Suç İşleyen İnsan Kitabı”ndaki suça ve şiddete eğilimli olan insanın antropolojik bir tipi olduğu iddiasını aklımıza getiriyor. Lombroso’nun bu çalışması suç olgusunu sosyolojik ve tarihsel bağlamından koparıp doğuştan ve değiştirilemez bir formda ele alması ve insanları fiziksel özelliklerine göre damgalaması nedeniyle ırkçılığa uydurulan bilimsel bir kılıfa dönüşmüştü. Günümüzde “bilimsel”liği kalmamış bu metodu bugün bana hatırlatan üç ayrı yerel gazetede yer alan bir yazı oldu.
Eser: Sam Falconer
Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak’ın insanların yüzüne bakarak cinsel yönelimlerinin anlaşılabileceği açıklamalarına Samsun’dan Altınova, Konya’dan Anadolu Manşet ve İzmir’den Yeni Vizyon gazeteleri yer vermiş. “Yüzüme bak sana kim olduğunu söyleyeyim” başlıklı yazıda Psikolog Mehmet Başkak bir kişinin saldırgan olduğunu yüzüne bakarak anlayabileceğimizi söylüyor ve bunun bilimsel bir doğru olduğunu ekliyor. Başkak, hangi akademide kim tarafından yapıldığını belirtmediği araştırmaların, “yüzün genişlik ve uzunluk oranının saldırganlıkla ilintili” olduğunu tespit ettiğini söylüyor.
Hangi üniversite, hangi araştırma?
Başkak bu yazıda; “yapılan bir dizi araştırmada elde edilen sonuçlara göre belli yüz özellikleri kişinin cinsel yönelimiyle ilgili önemli ipuçları” verdiğini iddia ediyor. Hangi üniversiteden olduğunu söylemediği araştırmacıların Kanada'daki üniversitelere giderek gey ve lezbiyen günlerine katılıp gözlem yaptıklarını ileri sürmüş. Araştırmacılar LGBTİ’lerin fotoğraflarını çekmiş ve ileri bir yüz modelleme programı yardımıyla bu kişilerin yüz hatlarının ölçümlerini yapmış. Sonuçlara göre, “lezbiyenlerin burunları daha kalkık, daha büzülmüş ağızları ve erkeksi yüz şekilleri” varmış.
Gey erkekler üzülmesin! “Bilim” onlar için de genellemeler yapmış… “Daha çıkık yanaklar, daha kısa burunlar da geylerin fiziksel özellikleriymiş. Lezbiyen olmayan kadınların burunları da kısaymış. Haberi okuyunca sordum kendime; benim burnum kısacık neden kadınlardan da hoşlanıyorum? İşin içinden çıkamadım. Sonra gey arkadaşlarıma baktım, çevremdekilerin burunları hep uzun… Bu “bilimsel açıklamalar” ışığında onların bastırılmış birer hetero olduklarına kanaat getirdim.
Yüzünüz size ne söylemiyor?
İşin şakası bir yana; Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, bu “bilimsel” açıklamaları yaparken neden araştırmanın yapıldığı kurumun adını ve araştırmacıların bilimsel kimliklerine yer vermemiş? Dahası Başkak’ın bu açıklamaları kişinin saldırganlığa eğilimi ve cinsel yöneliminin öğrenilip öğrenilemeyeceği üzerine kurgulanmış. Kişinin cinsel yönelimini merak etmenin, öğrenmek istemenin bu yazıdaki amacı -açıkça olmasa da- “farklı” cinsel yönelimlerin kriminalize edilmesi olmuş.
Burnumuz uzun, alnımız dar, gözümüz küçük, ağzımız büyük olabilir; hemcinsimizi ya da karşı cinsi ya da hiç birini arzulamıyor olabiliriz. Araştırma nesnesi değiliz, suçlu hiç değiliz. Üzgünüz, ırkçılığa ya da homofobiye uygun boyutlarda “bilimsel” kılıf yok!
Etiketler: