22/08/2014 | Yazar: Suphi Toprak

Cunta döneminde toplama kampında doğan Arjantin’in kayıp kızlarından Victoria; fabrika işgal eden Lear işçilerinin yanında.

Cunta döneminde toplama kampında doğan Arjantin’in kayıp kızlarından Victoria; fabrika işgal eden Lear işçilerinin yanında.
 
Arjantin’deki Lear işçilerinin mücadelesinde polisin saldırısına uğrayan ve tutuklanan Victoria Mayona Artigas ülkenin gündemine oturdu. 16 Ağustos günü Lear ve Donnelley işçilerinin davet ettiği büyük işçi toplantısında kürsüye çıkan Victoria Moyana Artigas ülkedeki kayıp çocukları ve son işçi mücadelelerini değerlendirdi.
 
Victoria Moyano Artigas cunta döneminin toplama kampında (el pozo de Banfield ) hayata gözlerini açtı. Annesi ve babası Urugay’lı devrimcilerdi. Arjantin’deki cunta onları tutuklamıştı ve annesi Maria Asunción Artigas hamileydi. Annesi ve babası tarafından kayıp edilen Victoria Moyano Artigas bir asker ailesi tarafından evlatlık alınır. 9 yaşına kadar kendi gerçek kimliğini bilmeyen Victoria Moyano Artigas ninesinin mücadeleri sonucunda kimliği tespit edilip, ninesinin yanına verildi. PTS saflarında mücadele eden, sendika bürokrasisi SMATA’nın işbirliğiyle işten atılan Lear işçilerin işlerine geri dönebilmesi için mücadelenin içinde yer alan bir örgütlü militan olarak mücadele eden Victoria Moyano kayıp çocukları olarak da kayıpların Lear işçilerine karşı yapılan saldırıyı protesto için araba konvoyları örgütlenmişti. Polis burada direnen Victoria Moyano Artigas’a ile gene PTS’in önder kadrolarından María Chaves’e içinde bulundukları arabanın camlarını joplarla kırdı ve gaz sıkarak saldırdı ve arabayı parçaladılar. Polis tutuklaması esnasında kimlik bilgilerini sormak için Victoria Moyano Artigas’a yanaşır ve sorar:
 
-Siz nerede doğdunuz?
-Buenos Aires eyaletinde
-Ne, nerede?
-Banfield kuyusunda?
-Nerede?
-Banfiel kuyularında
 
Maria Asuncion Artigas ömrünün son günlerini Banfield’de geçirdi. 30 Aralık 1977 sabahı saat üçte kocası Alfredo Moyano ile kaçırıldığında 27 yaşında idi ve hamileydi. Her ikiside üç sene önce Uruguy’dan işçi mücadelelerine katıldıkları için sınırdışı edilmişlerdi. Maria Asuncion bir tıp ögrencisi, baba ise bir inşaat işçisiydi. 25 Augustos 1978’de dünyaya geldi. Buradan sağ kurtulanların anlattıklarına göre sadece 8 saat annesinin süt vermesine izin verilmiş daha sonra da onun yanından alınmış. San Justo birliğinin sekteri tarafından alınarak kendi kardeşine ve karısına evlatlık olarak verilmiş. Özel işkence odaları ile cunta döneminde kullanılan bu toplama kampında başka kadınlarında doğum yaptığı biliniyor.
 
9 yaşına kadar Victoria evlatlık olarak yaşadı. Tam da anne ve babasının kaçırıldığı güne denk gelen 30 Aralık 1985’de DNA testiyle mahkeme kararıyla ninesine tekrar kavuşur. Evlatlarını cunta döneminde kaybeden annelerin Plazo de Mayo (Mayıs Meydanı) biri olan ninenin bu mücadelesi ayrıca önemli bir moral kazanımı da oldu. 31 Aralık günü tornuna kavuşan nine, ilk önce yanında evladıyla eşinin resmini torunlarına göstererek bunların kim olduğunu anlatdı, neden mücadele ettiklerini ve hayallerinin ne olduğunu. Birkaç yıl Buenos Aires’de yaşadıktan sonra Urugay’a giderler beraberce.
 
Arjantin’de günlük yayın yapan “la nacion” gazetesinde 21 Ağustos günü Victoria Moyano Artigas ile yayınlanan röportajın kısaltılmış hali ise şöyle:
 
Nasıl yaşıyorsunuz?
Her seferinde bir kardeşim bulunduğunda son derece mutlu oluyorum. Televizyonda kayıp çocuklar hakkında herhangi bir olumlu haber duyduğumda mesela, ya da böylesi bir e-mail aldığımda. Ortak mücadele ediyoruz, farklı noktalarda durmamıza rağmen.
 
Hangi farklar?
Bu hükümetin iktidara gelmesiyle onu insan hakları örgütlerin büyük bir kısmı destekledi. Lakin bu dönemde Jorge Julio Lopez ve Luciona Knicke gibi kayıplarımız da oldu ve Berni gibi işçileri bastırmaya çalışanlar da iktidarda. Buradaki fark, bir kısım insan hakları örgütlenmesinin hükümetten ve tabi ki devletten bağımsız olması gerektiğini savunuyor. Birçok sefer kayıp çocukları olarak işçiler için afişleme yaptık ve baskıya uğradık.
 
Hükümetin baskıcı olmaya başladığına dair hissiniz mi var?
Şu an bir ekonomik krizin içindeyiz. Eger Buenos Aires’e yolculuk yaparsanız, kazanılan maaşların yetmediğini ve kötü şartlarda çalışıldığını görürsünüz. Enflasyon maaşları yiyor. Otomobil sektöründe işten çıkarmalar başladı. Yaklaşık 15.000 işten çıkarma var. Bu yüzden hükümetin güvenlik şefi Berni’nin elinde olan Panmerican otoyolunu kesecek bir şiddet oranına gelmemiz gerekti ki, bu duruma karşı sessiz kalmadığımızı duyurabilelim.
 
Berni hakkında ne düşüyorsunuz?
Berbat birisi, tıpkı Cristina Kirchner , Debora Giorgi , Capitanich und Ricardo Pignanelli gibi. Bunlar şirket yönetimlerden farkları yok. Berni ile Pignnelli (SMATA sendikası başkanı) aynı şekilde davranıyor. Piganeliyi dinlerseniz, tıpkı şirketin sahibi gibi konuşuyor. Bizler yıllardan beri demokratik haklarımız için mücadele ediyoruz, kayıp anneleri ve nineleriyle de bu mücadele bizimler beraber.
 
Pignanelli bu işçi mücadelesinin kayıp çocuklarıyla ne alakası var diyerek eleştirdi.
Bu korkunç bir anlayış, kendisinden başka kimsenin konuşmasına izin vermeyen bir anlayış bu. Tüm fabrika içindeki bağımsızlar ona göre sendika düşmanı. Herkes anti demokratik SMATA sendikasıyla aynı görüşte olmak zorunda. Pignanelli işçi temsilciliğini fabrikadan çıkarmak için her türlü yöntemi kullanıyor. Şiddet kullanmaktan kaçınmıyor. Mariano Ferreyra ya olanları hepimiz gördük - Sendika bürokrasisi tarafından öldürülen İşçi Partisi (PO) üyesi - Dün Lear fabrikasında olanları duydum, siz de biliyorsunuz ki bütün bu olanlara sebep olan kim? İşçilerin tazminatsız sokağa atılmasını savunan ve kendisi ayda binlerce dolar kazanan birisi.
 
Başınıza bir şey gelir diye korkmuyor musunuz?
Ben ninenim kollarında küçük bir kız olarak mücadele etmeye başladım. Anne ve babamın mücadele ettiği yolda bende mücadele etmeye çalışıyorum, demokratik özgürlüklerimizi korumak için. Ne Berni ne de bu hükümetin siyaseti benim inancımı ve güçlü mücadelemi kıramaz. Ben demokratik özgürlükleri korumak ve sömürüsüz bir toplum için mücadele etmeye devam edeceğim. Ve hiç bir baskı mücadele etmek için yola çıkanların, yani işçilerin sesini bastırmaya yetmeyecektir.
 
Kimliğinizi geri almak sizin için ne ifade ediyor?
Ben kimliğimi anne ve babamın resimleriyle almadım. Ninem beni politik ve ideolojik olarak yönlendirdi. Bana neden benim anne ve babamın mücadele ettiğini anlatı, o jenerasyonu anlatır. Onlar sadece iyi niyetleri olan iyi insanlar değildir, toplumsal bir devrimin politik gündemlerine taşıyan insanlardı. Bunu engellemek için diktatörlük geldi.
 
Sizce çocuklar neden ninelerine geri verilmiyor?
Çünkü buradaki sürekliliği koparmak istiyordu. Ninelerimizi bize vermiyorlar çünkü o ninelerin çıldırmış devrimciler olduğunu söylüyorlar. O zaman yaşayan ve mücadele eden tüm genç insanların ve işçilerin sömürüsüz ve sömürücülerin olmadığı bir toplum içindi.
 
Geçmişe baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
Ben 35 yaşındayım ve anne babamın akıbetini bile bilmiyorum. Ve benim kızımın dedesiyle ninesi yok...
 
Fabrikasını işgal eden ve öz yönetim ile üretime geçen Donnelley fabrikası ise otomobil parçaları üreten Lear fabrikasında işten çıkartılmalara ve anti-demokratik siyasetlere yönelik sendika bürokrasisine, patrona ve devlete karşı mücadele veren Lear işçilerin önderliğinde toplanan büyük işçi toplantısı bir sonraki büyük toplantısını kayıp annelerin toplandığı Plaza de Mayo’da yapacak. 

Etiketler:
nefret