16/02/2012 | Yazar: Selçuk Candansayar

AKP zihniyeti ve lideri her geçen gün ona düşünsel destek veren özellikle liberalleri hayal kırıklığına uğratmaktan neredeyse zevk alıyor.

AKP zihniyeti ve lideri her geçen gün ona düşünsel destek veren özellikle liberalleri hayal kırıklığına uğratmaktan neredeyse zevk alıyor. AKP’ de milleti bunca yıl ‘yetiştiren’ Kemalistlere karşı bir uyanış, demokratik karşı çıkış, toplumun tepeden inmeciliğe yönelik isyanının sembolünü görenler AKP’yi ‘yetiştiremedikçe’ burulmaya başladılar.
 
Son olarak sanki becerebilirmiş gibi ‘dindar gençlik yetiştirme’ hayalinden söz edilince içleri iyice sızladı. Sanki Türkiye’de başka türlü bir gençlik yetiştirme uygulaması varmış da ortadan kaldırılıyormuşa değil; AKP’nin de toplumu tepeden aşağı değiştirme planı yapacağını açık açık söylemesine bozulmuş durumdalar.
 
Oysa şu ya da bu şekilde bir gençlik yetiştirme hayali ilk değil ki. AKP de başka türlüsü mümkün olmadığından toplumu yönetirken onu yediden yetmişe biçimlendirmek, eğitmek, güncel hayata uygun ve iktidarın yeniden üretilmesini garanti edecek bir yetiştirme programına tabi tutmak zorunda. Ne yapsalar yani, başını boş bıraksalar da toplum davulcuya mı kaçsaydı!
 
Dindar gençlik gibi netameli ve tartışmanın özünü karıştıracak gibi hayalleri bir yana bırakalım. Örneğin Aileden sorumlu olan bakanlığın evlenecek gençlere evlilik okulu sertifika programı projesi sanki bir yetiştirme programı değil mi?
Hani Kemalizm, toplumun kendi halinde ve kendi değerlerini koruyarak yolunu çizmesini engellemiş, onu üzerine giyemeyeceği bir üniformanın içine tıkıştırmak için zorbalık yapmıştı falan! Hani Orduevlerinde subaylar eşleriyle ve birbirlerinin eşleriyle dans ederek topluma rol model olmaya çabalamış, bu şekilde halktan kopmuşlardı!
 
Şimdi de Aileden sorumlu bakanlıktan nasıl karı koca olunacağı eğitimini alarak yuva kurdurmaya ne denilecek? Toplum mühendisliği değil mi bu da? Üstelik bu yolla aile içi şiddetin önlenebileceği ham hayalini içeriyor. Aile içi şiddeti eğitimsizliğe bağlamak ve nasıl karı koca olunacağı öğretilse önüne geçilebileceğini sanmak düpedüz seçkincilik. Toplumu eğitilerek yetiştirilmesi gereken geri ve cahil insanlardan oluşan bir sürü olarak görmek.
 
Her türlü iktidarın yetiştirme projeleri oluyor. Kaçınılmaz bir zorunluluk. Muktediri boyun eğen üretmez; her muktedir kendi tebasını tarlada domates yetiştirir gibi özenle daha çekirdekten yetiştirir.
 
AKP’de başka bir şey yapmıyor, hem de başından beri. İktidarı ele geçirdiği günden başlayarak değil. Aslında AKP tebası 1980 darbesiyle toprağa ekilmişti. Bu tohumların muktedirini iktidara taşıması yirmi yılı buldu ve aslında toplumsal değişimler göz önüne alınırsa oldukça hızlı bir yetiştirme olduğu bile söylenebilir.
 
AKP’nin iktidara 2002 seçimleriyle değil, 1980 darbesiyle geldiğini söylemek daha doğru. Olsa olsa darbeyle tepeden inme olarak topluma giydirilen neoliberal ekonomik sistemin kendi çobanını yetiştirmesi ancak bu kadar sürmüştür. Tabi bu arada liberaller/ eski solcular yine kızacaklar ama üretim ilişkisinin o meşhur son tahlildeki belirleyiciliği yine işlemiş oldu.
 
Toplum 12 Eylül darbesiyle hem de vahşice eğitimden geçirildi ve neoliberal ekonomik modelin ideolojisiyle biçimlendi. İktidar aygıtı bu biçimlenme sürecinin doğal sonucu olarak AKP’ ye sunulmuş oldu. AKP iktidarı ele geçirmedi yani; iktidar aygıtı kendi AKP’sini yetiştirdi.
 
AKP’nin şimdi yaptığı yok dindar gençlik yetiştireceğim, yok evlilik sertifikası vereceğim gibi tuhaflıkların,orduevinde eşli dans partisi yaparak topluma rol model olma çabalarından farkı yok. Her ikisi de toplumu topyekün meslek edindirme kursundan geçirme hevesinden başka bir işe yaramaz.
 
Bu üretim ilişkileri biçiminde AKP istese de dindar gençlik yetiştiremez ama bu projenin sonucu dindarlıktan anlaşılan şey değişir ki bu da dinin değiştiğini gösterir. Dindar bir hayat sürdüğü iddiasındakilerin hayat tarzlarına bakıldığında bu değişimin çoktan başladığı da görülmekte zaten. AKP’nin bu konuda bir proje geliştirmek zorunda kalması din ve dindarlık kavramlarındaki kaçınılmaz değişime karşı nafile bir çabadan öte değil. Bu gidişle yakında AKP yine ‘din elden gidiyor’ diye feryat edecektir ve bu kez hakkaten haklı da olacaktır. 

Etiketler:
nefret