23/12/2016 | Yazar: Cihan Dağ

Terör örgütü demeye bile çekindiğin, öfkeli çocuklar diye tanımladığın, ülkende yüzlerce canı katletmiş bu canileri eleştirmekten kaçıp gizli sempati duyarsan, olacağı bu!

İki askeri yakılarak öldürülen, bayrağı ayaklar altında olan bir ülke, onun askeri, düşmanlarının büyümesinden beslenen bir iktidar, Suriye tezkeresine iştahla oy veren AKP-CHP-MHP üçlüsü, o kanlı manşetleri ve yalan haberleriyle gerçekleri gizleyen, iktidar sözcülüğü yapan medya ve her asker polis şehit olduğunda sokaklara dökülüp HDP parti binalarını yakıp toplumun gerçek muhaliflerine linç kampanyası yürüten bu arkadaşlar nerede? Kendi askerlerinin diri diri yakılması karşısında neden susuyorlar?

Bu suskunluğun hikayesi daha eskiye dayanır aslında. AKP iktidara ilk geldiğinde ABD'nin Irak'a Türkiye'e üzerinden saldırmasının yolunu açacak tezkere meclise geldiğinde yine solcuların karşı çıkmasıyla ve AKP milletvekillerinin bir kısmının “Müslüman kardeşlerimizin üzerine bombalar yağdırılmasına asıl razı geliriz” demeleriyle tezkere meclisten geçmedi. Lakin ABD baskısını arttırarak tezkerenin tekrar meclise gelmesini sağladı. Ve bu sefer tezkere AKP milletvekillerinin büyük desteği ile onaylandı. Sonrası malum; “%99'u Müslüman olan” Türkiye halkı ve onların vekilleri Müslüman kardeşlerinin bombalanışını evlerinde televizyonlardan canlı bir şekilde izledi.

Filistin'e yardım malzemesi götüren Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail’i “One minute” çıkışıyla hizaya çeken kahramanımız neden sonra geri adım attı? Bir daha gitmem dediği Davos'a neden bir daha gitti? “Siz çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz?” diye İsrail'i azarlarken neden kendi ülkesinde çocuklar askerin, polisin, faşistin kurşununa kurban gidiyordu?

Sülayman Şah Türbesi için şov yapan ama operasyonu eline yüzüne bulaştıran bu insanların, terör örgütü dediği YPG'nin yardımıyla operasyonu tamamlarken utançlarını bir gurur gibi gösteren medya, operasyonun haberini yaparken neden YPG bayraklarını göstermemek için kırk takla atıyordu?

Halep’te cuma namazı kılacağız hayalleriyle yapılan cihad ortaklığı bataklığa sürüklenince, Esad bir kardeş bir düşman olunca, Cihatçılar Halep'ten kaçarken "Halep düştü" diye haber yapan medya her gün kendi kendini yalanlamak zorunda kaldı. Rus uçağının düşürülmesinden sonra başlayan düşmanlığın yavaş yavaş tükürüğünü yutma refleksine dönüşmesi, ardından son olarak Rus Büyük Elçisi Karlov'un da göz göre göre suikast sonucu öldürülmesiyle tamamlanan süreç sonrası yine bir el pençe divan, ne yapacağınızı bilememe hallerini gülerek ama daha da çok kaygıyla izledik.

Son olarak tezkere çığırtkanlığı yapan AKP, CHP ve MHP o yanan askerlerin küllerinin sorumlusudur. Ama en başta da iktidar. Muhalefet zaten kapılmış gidiyor bahtının (AKP'nin) rüzgarına...

Terör örgütü demeye bile çekindiğin, öfkeli çocuklar diye tanımladığın, ülkende yüzlerce canı katletmiş bu canileri eleştirmekten kaçıp gizli sempati duyarsan, gizli ya da açık; Türkiye'deki örgütlenme faaliyetlerine göz yumarsan olacağı bu olur! Kendi büyüttüğün canavar yine seni yutar. Pardon, senin hiç bir günahı olmayan askerlerini Ortaçağı aratmayacak bir canilikle yakarak, işkence ederek katleder.

Sen ne yaparsın? Susarsın, hem de hiç susmadığın kadar!


Etiketler:
İstihdam