20/11/2009 | Yazar: Serdar Acar

Her şeyi daha dün gibi hatırlıyorum. Aslına bakılırsa hiç unutmadım.

Her şeyi daha dün gibi hatırlıyorum. Aslına bakılırsa hiç unutmadım. O ilk sömürülüşüm, ilk dışlanışım, ilk aşkım, ilk açılmam, ilk sevişmem ve ilk defa hayata sitem etmem, hepsi beynimdeki yerini koruyor. Nasıl bir insanın duyularının sömürüldüğünü dahi öğrenmem fazla zamanımı almadı. Bana öğretilen onca şeyin meğer koca bir hiç olduğu ve bu hiçlerin birikerek ayrı bir koca boşluğa denk geldiğini öğrenmem bile beni pek fazla yormadı. Bütün bir hayatımı küçücük bir deftere sığdırmaya çalışmam ve o defteri okuduğumda gözümde canlanan anılara lanet okumam saçmalıklar düzeninin sadece ufak bir detayından başka bir şey olamazdı. Bir bebek doğdu… Adını herkes ''top'' koydu...

Doğduğun andan itibaren yiyorsun popona tokadı. Bu tabii ki büyüdüğünde sevişmedeki fantezinin bir parçası haline geliyor. Zamanla bunu da sömürüyorsun ve yeni fanteziler peşinde koşuyorsun. Bana sorarsan benim öyle uçuk fantezilerim olmadı hiç. Aslında bu popo şaplatmasını da hiç sevmedim. Tabii ki de size yatak hallerimden bahsetmeyeceğim… Ama benim sahnem bol romantik kokmalı, sıcacık ve sıkı sıkı sarmalı. Dudağından öptüğüm insan gecelik değil sevgilim olmalı... Bir adam sevdim. Adı sadece adam kaldı...
 
Eskiden olsa vicdanımı rahatlatmak isterdim. Yaşadıklarımı bir kalemde silip, yorganımın altına saklanmayı ve oradan hiç çıkmamayı isterdim. Küçükken resimlerimi yırtar ve onları her seferinde masamın üzerinde unuturdum. Annem onları görür, bana cevabını veremeyeceğim gereksiz sorular sorardı. Oysa ben annemi çok severdim. Anılar dendiğinde benim sadece eve girmem ve içinde birkaç odayı ziyaret etmem yeterliydi. Sanki her şey o evin duvarlarına yapışmış ve yok olmamakta ısrar ediyorlardı. O gözyaşları hâlâ aklımda… O tokat, o küfür, o haykırış, o çaresizlik...
 
Küçükken küfür bile edemezdim. Büyüdükçe anlıyorsun çoğu şeyi... Anlam koyuyorsun, zenginleştiriyor ve sonunda sıkılıyorsun. Hayatın bir göz açıp kapatmaktan ibaret olduğunu da anlıyorsun. Sevdiğini kaybetmenin ne demek olduğunu ve korktuğunu anlıyorsun. Mevsimler geçerken, yüreğinden geçenleri düşünüyorsun. Hepsi bir öpücük kondurup gidiyor. İlk öpücüğü unutmuyorsun da son öpücüğü hep bekliyorsun. Sürekli beklediklerin oluyor. Ben birini çok bekledim. O bir başkasını... Nerden bilebilirdim, pencereden izlediğim insanın yalnız olmadığını...
Çok mutluydum oysa seninle... Sabah gözümü seninle açar, akşam olur seninle kapatırdım. Sarmalar öper, gecenin bir vakti uyanır, seni izlerdim. Bir gün kaybedeceğimi bilerek seni çok severdim. Sonralar geldi sonra... Sen gittin. Ben seni çok sevdim. Elinde bavulun, bütün o yolları bensiz aşacak mıydın? Aşamadığında arayıp yardım ister miydin? Beni alsan, gitmesen, kalsan burda, ben de arkandan öylece bakıp kalmasam… Adın gidenlerden olmasa... En azından yüreğimi bıraksan... Olmaz mıydı? O kalbimi de alıp gitti. Kimseyi sevemez oldum. Ben onu çok severdim...
 

Etiketler:
nefret