12/11/2015 | Yazar: Fırat Varatyan

Hava küsmüş, almış tüm tatlı esintilerini.Dağlar dayanamamış halkının çektiği zulme, Oyuklar açmış koynundaÇağırmış tek tek ’gelin bana’ diye.

Delila’nın memleketinde keskin nişancılar çıkmış ortaya,

Ağıdın toprakları kana bulanmış YİNE!.

Öldürülmüş yine gencecik insanlar..

Toprak mahcup,

Koskoca coğrafya mahcup,

Sığdıramıyor kendi halkını kendi topraklarına.

Hiç bir şey bırakmamış barış için kan dökenler,

dökülen kan ve korkudan fısıldayarak yakılan ağıtlardan başka…

Toprak küsmüş, almış tüm verdiklerini geri.

Hava küsmüş, almış tüm tatlı esintilerini.

Dağlar dayanamamış halkının çektiği zulme, 

Oyuklar açmış koynunda

Çağırmış tek tek 'gelin bana' diye.

Kimsesiz kalan halkın her şeyi olmuş kurak kalmış dağlar.

Halk yemin etmiş kanımızla yeşerecek dağlarımız,

Kanlarının yetmediği yerde dağın koynunda uyuttuklarına döktükleri yaşlar yetişmiş imdatlarına.

Sekiz gün boyunca kimsenin bakmadığı bir coğrafya var bu ülkenin doğusunda.

Filistin için Suriye için atılan ağıtların tek biri sekmemiş yanlışlıkla bu ülkenin doğusuna

Beslemesi olmuş o coğrafya bu ülkenin.

Evin sahiplerini kovmaya kalkan yüzsüz misafir olmuş bu ülke o coğrafyada.

Ölüyoruz diyor bir halk!

Buradayız diyor bir halk!

nasıl duymazsınız!

Çığlıkları yürekleri yırtıyor martıların,

nasıl hissetmezsiniz !

yüreğinden vuruluyor koskoca bir halk,

Gözümüzün önünde değil gözümün içinde!

suskunluğun vakti midir!?

Evinden kovulmak istenen koskoca bir halk

Kapı dışarı edilirken,

nerde bıraktık insanlığımızı

İnsan doğduk hey beşer!

Dilini bilmemize gerek mi var,

bir ananın ağıdını duyunca ciğerlerinizin tıkanması için!?

Doğuda doğmak mı gerekir illa zulme karşı göğüs germek için?

nedir suskunluğunuzun sebebi hey beşer!?

Ölüyor koskoca halk!

Eceliyle değil! 

Topla tüfekle 

Nedir koltuğunuzda yayılırken içinizi rahatlatan bok püsür?

Toprağın koynuna giriyorken koskoca bir halk.

Ölümü ölürken öğrendik biz, 

Erkekliğimizle kalkıp bir erkek sevdik diye öldürülüp katledilirken öğrendik.

Kan değil barış istiyoruz çığlıkları atıp sevdiğimizin elini tutarken

katledildik, 

dövüldük, 

istenmedik.

Kalleş kurşunların, insansız küfürlerin adresi olduk,

Ama yine de biz olduk,

bitmedik ölmedik, istemediğiniz bu topraklardan kendi toprağımızdan gitmedik..

Aynı inançla haykırıyoruz sesimizi duymaktan kaçanlara ibnesiyle, kürdüyle, Ermenisiyle, Süryansiyle kendi toprağımızın sahibiyiz. Bin kere de vursanız bir kere düşmeyeceğiz. Zafer elbet zulmün üstüne yürüyenlerin olacak ve siz varlığından utanmazlar kendi suskunluğunuz ve kininizde boğulacaksınız

Utanıyorum senden ey ülke

Utanmazlığından, sana dokunmayan her yılanı kutsamandan, bizzat senin varlığından utanıyorum.


Etiketler:
İstihdam