19/03/2015 | Yazar: Melis Burkay

Sağolsun bir patriyarki, bir de 8 Mart yürüyüşündeki feminist kadınlar bana çat diye kadın olduğumu söylediler, ellerine sağlık valla, teşekkür etmem gerek!

Şu feminist yürüyüşleri ya queerler ya da transfeministler düzenlesin, lütfen. 
 
Demeden duramayacağım valla: Cinsiyet odaklı olununca içim şişiyor benim. İzleyen/izleyici ilişkisini reddeden bireylerin bunun yeniden kurulması için gerekli ortamı sağladıklarını görünce "Nerdesin aşkım?" diye bağırasım geliyor. Ve ne yazık ki konuya o kadar uzaklar ki "Burdayım aşkım" diye bağırıp bağırmadıkları cinsiyetsiz tarafa geçemiyor.
 
"Kadın kadına dışarı çıkalım" = "Erkek erkeğe maç izleyelim" = "Kız kıza amuda kalkalım" = "Erkek erkeğe parende atalım" = "Hadi hep birlikte cinsiyetçi olalım!" 
 
Buradan soruyorum herkese, neden aktiviteleri cinsiyetimizle yapıyoruz ki bu psikolojik, fiziksel ve daha envai çeşit şiddete uğrayan "kadınların" veya bireylerin yanında olmak için yapılan bir yürüyüşken. 
 
Feminist kadınlar cinsiyetçi olmayı ne zaman bırakacaklar çok merak ediyorum. Ankara, Sakarya’daki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yürüyüşünde sorguladım: Acaba benim kadın olduğuma nasıl karar verdiler? Bana sormadıklarına göre kesin kıyafetimden karar verildi ve erkek alınmayan yürüyüşe kadın olarak katılabildim! Çok ilginç! Bir önyargı yok mu acaba benim sözde kıyafetimden ve yüzümden anlaşılan "kadınlığım" hakkında. Üstüne üstlük başka birisinin erkekliğini de yine aynı metalar üzerinden tanımlayan bir yürüyüş nasıl olur da eşitlik için bu kadar kendini yırtarken meselenin bu kısmını kaçırır. 
 
8 Mart 2015, Ankara. Fotoğraf: Hakan Ö.
 
Ben daha kendim karar vermedim, kadın mıyım, erkek miyim, trans mıyım, cis-gender mıyım daha bir sürü sayabilirim. Ama sağolsun bir patriyarki, bir de 8 Mart yürüyüşündeki feminist kadınlar bana çat diye kadın olduğumu söylediler, ellerine sağlık valla, teşekkür etmem gerek! 
 
Ayrımcılık bununla da biter mi, daha geçen senelerde trans bireyleri içine almayan kadın yürüyüşü bu sene de pipili heteroseksülleri seçti ama belki pipili heteroseksüllere de toplum dedi sen erkeksin diye aynı senin yürüyüşte yaptığın gibi, ama belki henüz neyse o "erkeksi" kıyafetlerine rağmen karar vermedi, veremedi, vermek istemiyor ve bunu belirtemiyor belki. Ve çok üzgünüm, sevgili feminist, sen bunu yapmaya devam ettikçe, o yürüyüşte tek başına kalacaksın. 
 
Ben diyorum ki, bu feminist kadın dernekleri, toplulukları, kurumları artık her neyseler toplayıp, queerleştirelim onları. 
 
Bir kabul edelim queerliğimizi, cinsiyetimizin olmama hali ile sevişelim, onunla sokaklarda yürüyelim ve onu bağıralım "dünya yerinden oynar, queerler özgür olsa" diye.
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü itin götüne sokmuş olsam da çok sevdiğim bir kısmı da vardı tabii, o da, sokakta bağıra çağıra “Mastürbasyon candır, çiçek de babandır" demek oldu. 

Etiketler:
İstihdam