07/08/2013 | Yazar: Buğra Tokmakoğlu

Konumuna göre, bizleri birbirinden ayıran ifadelerle tanımlamaya çalışanlar oldu. Kimileri 90’ların çocukları dedi, kimileri bilgi toplumunun öncülleri olarak adlandırdı.

Çok ciddi bir geçiş döneminin ortasında yaşıyoruz.
 
Konumuna göre, bizleri birbirinden ayıran ifadelerle tanımlamaya çalışanlar oldu. Kimileri 90’ların çocukları dedi, kimileri bilgi toplumunun öncülleri olarak adlandırdı.
 
Birbirinden farklı isim ve kimlik karmaşasından çıkartılacak sonuçlardan biri, eskiyle yeninin geçiş noktasında, birer denek gibi günlerimizin geçtiği...
 
Ortalama yaşı 30 olan bir bireyin çocuk sayılacak günlerde tanıklık ettiği, kullandığı ve sözüm ona teknolojinin önemli sayılacak materyalleri bugün kullanımdan (tedavülden) kalkmış durumda.
 
Çok değil 20-25 yıl önce insanoğlunun hayatını kolaylaştıran belki de çağı değiştirdiğine inanılan nesneler hayatımızdan çıkalı çok oldu. Anılarda gizlenen bu nesneleri bugün ilkokula giden çocuklar tanımazken, bu hızlı değişimin ortasında kalan bizler birer kayıp nesli temsil ediyoruz fazlasıyla.
 
Yeniye sahip olmak
Teknolojinin imkânlarından yararlanmakla övünürken, birçok gelişmiş ülkenin kullandığı ve tükettiği hayat kolaylaştırıcı buluşlar ülkemize ilk girdiğinde yüksek fiyatlara sahip olup onları kısa sürede tüketirken bir bakıyoruz kullandığımız nesnelerin modası çoktan geçmiş, yerine yenileri gelmiş ve fiyatları da zamanla ucuzlamış...
 
Bu geçiş dönemi insanı olmanın yarattığı mağduriyetler bütçemizi sarsarken, 50 yıl kadar önce ya da 50 yıl kadar sonra yaşasak belki de bu basit görünen zararı hissetmemiş olacaktık.
 
VHS-VCD-DVD
24 yaşında biri olarak küçüklüğümün haznesinde saklı olan yaşanmışlıklar bir dönemimize damgasını vuran VHS kasetlerde saklı. Aile saadeti görüntülerimiz kasetlerden CD’lere aktarıldıktan sonra gazetelerin kuponlu promosyon çılgınlıklarıyla birçoğumuzun evine giren VCD’lerde izlenebilir hale dönüştü.
 
Modern, gelişmiş ülkelerin çoktan terk ettiği, bize ise 5-10 yıl gecikmeyle gelen VCD makineleri de tasfiye olunca yerlerine DVD kutuları geldi. Tüplü televizyonlardan LED ve 3D televizyonlara geçişi, plak, kaset, CD üçgeninde yaşananlar da dün gibi aklımızda.
Bütün bu yaşananlar hayatımızın çok kısa ifade edilebilecek bir döneminde can bulurken, geçiş dönemi şaşırmalarıyla teknolojiye uyum sağlama çabamızdan taviz vermedik.
 
Klimalı araç polemikleri
Şehir içi, kısa mesafeli yolculuklarda klima açma-kapama mücadelesi verdiğim babamın klimasız araç dönemini hatırlıyor olması klimanın araç motoruna zarar veriyor tezlerini güçlendiriyor. Oysaki klimasız araç döneminin kapanacağı günümüzden 20 yıl kadar sonrasında yaşıyor olsaydık ne bu tartışma olacaktı, ne de klimasız bir araç varlığını deneyimlemiş bir beden.
 
En pahalı teknolojiyi deneyen daha sonra artan kapasite ve geliştirilen daha mükemmelliyetçi ürünlerle tanışan bizler sürekli mağdur olan bir nesli temsil etmeyi sürdüreceğiz anlaşılan...

Etiketler:
İstihdam