17/12/2013 | Yazar: Ahmet Çevik

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`nın 34. Maddesi Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne ilişkin temel haklar kısmında Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir diyerek toplantı ve Gösteri yürüyüşü hakkını teminat altına almıştır .

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`nın 34. Maddesi Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne ilişkin temel haklar kısmında Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir diyerek toplantı ve Gösteri yürüyüşü hakkını teminat altına almıştır .
 
Pasif Direniş ceza yargılama sistemimizde suç sayılmamıştır.
Gezi Direnişinde bir çok insanımız kendisine tanınan ve suç teşkil etmeyecek şekilde şiddete başvurmadan haklarını kullanırken  yaralanmış , can vermiş ,gözaltına alınmış ve hürriyetinden mahrum kalmıştır.
 
Resmi yetkililerin vermiş olduğu verilere göre ;
5513 kişi gözaltına alınmıştır,
189 kişi tutuklanmıştır
4329 kişi yaralanmıştır ,
5 kişi Yaşamını yitirmiştir. ( Ali İsmail Korkmaz , Ahmet Atakan , Ethem Sarısülük , Mehmet Ayvalıtaş , Medeni Yıldırım ve Abdullah Cömert )
 
Uygulanan  orantısız şiddet ciddi boyutlara ulaşmış ve  Uluslararası Af Örgütü Gezi eylemlerin de yapılan polis müdahalesi sırasında hükümetin geniş çaplı ve ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğini belirtmiştir.
 
Buna rağmen Güvenlik Birimleri  28 Mayıs’tan Eylül’ün ilk haftasına kadar olan sürede gerçekleştirilen Gezi direnişi hakkında  uyguladıkları orantısız şiddet yetmiyormuş gibi hayli ilginç fişleme olayı gerçekleştirmiştir. ;
Raporda direnişe yaklaşık 3 milyon 600 bin kişinin katıldığı ,  şüphelilerin yüzde 78’si ‘Alevi kökenli’ olup bazı sendikalar/ sivil toplum örgütleri, taraftar grupları içinde yer alanlar, ulusalcı, laik kesimler. Yüzde 12’si ‘siyasi partilerle ilişkili’, yüzde 6’sı ‘marjinal sol’ oluşumlar içinde, yüzde 4’ü ise ‘terör örgütleri’ ve yasal uzantıları içinde yer aldığına ilişkin tespitler yapılmıştır.
 
Güvenlik Birimlerinin yapmış olduğu açıklamadan Sanatçılarımızın  ,aydınlarımızın , yazarlarımızın ,sivil toplum ve insan hakları  örgütlerimizin  ,  geziye katılan vatandaşlarımızın fişlendiğini !  Aman haa dikkat edin ! bende dosyalarınız var aklınızı başınıza alın ! Yoksa aklınızı alırım ! Şeklinde  Devletin ilgili birimlerinin  yayınlamış olduğu raporda , halen daha gezi direnişi ile ilgili sindirme politikası sürdürdüğü ve yürüttüğü tescillenmiş olup üzerinde durulması gereken hassas bir konu olduğu unutulmamalıdır!
 
NE YAZIK Kİ FİŞLEME YASAL GÜVENCEDEN MAHRUM BIRAKILMAK KAYDI İLE DE  KENDİNİ GÖSTERMİŞTİR.
Gezi direnişinden sonra 30 Eylül’de açıklanan Demokratikleşme Paketi TBMM’ye sevk edilmiş olup  , paketteki en büyük sürpriz ’nefret suçu ’na ilişkin tanımlama olarak yer alırken ! Tasarıda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’in kıstaslarına aykırı olarak, cinsel yönelim ve etnik kimliğe yönelik suçlar nefret suçu kapsamına alınmamıştır. Gezi direnişinde etkin olan  LBGT bireyler korunaksız bırakılarak fişlenmiş olup ayrıca Politik cinayetlere legal bir zemin hazırlanmak istenmiştir.
 
Uygulanan geniş çaplı ve ağır insan hakları ihlallerinden dolayı kimsenin sorumluluk almadığını ve yargı önünde hesap vermediğini görüyoruz! Yaşama Hakkına ve Özel yaşama saygının duyulmadığını görüyoruz!
Gezi direnişi her insanın kendi hayatını istediği şekilde yaşayabileceğini savunur , yasaklara ve baskılara karşı çıkar. Bu yönü ile gezi ruhuna tüm insanlığın ihtiyacı  olduğunu unutmamak gerekir !!! Saygılarımla.
 

Etiketler:
nefret