03/07/2013 | Yazar: Esmeray

Anam, bacım yıllardır insanların gözaltına alınıp sonra yok edildiği bazen torbalar içerisinde, bazen de herhangi bir toprağın altında kemiklerin çıktığı karakolları neden istesin ki bölge ve Kürt halkı?

Anam, bacım yıllardır insanların gözaltına alınıp sonra yok edildiği bazen torbalar içerisinde, bazen de herhangi bir toprağın altında kemiklerin çıktığı karakolları neden istesin ki bölge ve Kürt halkı? Hele böyle barış sürecinin olduğu bir dönemde. Bu kadar geniş kapsamlı tünelleri olan üst düzey karakollar neden yapılıyor ki? Doğal olarak yukarıda belirttiğim gibi yıllardır acıdan başka birşeye yaramayan bu karakolları insanların asla istememesi doğal değil midi sizce efendiler? En son malumunuz bildiğiniz Lice’deki olay tamamen çocukların ve kadınların öncülüğünde aslında herkesin olduğu renkli pankartlarında da gördük: Biz karakol değil barış istiyoruz. Sizler ne yaptınız? Bu insanların üzerine ateş açtınız? Ne oldu verdiğiniz sözler? Ne olursa olsun bütün riskleri göze alarak çözüm sürecinden dönmeyeceğiz diyordunuz ya. Sahi bu karakolları neden yapıyorsunuz? İnsanlar bu sorunun cevabını bekliyor, başlarına kurşun değil. Çünkü artık tek bir kan damlası dahi görmeye insanların tahammülü yok. Ne Kürt halkı ne de diğer halklar çocukların cenazesini görmek istemiyor. Halen bunu anlamıyor musunuz? Hani insan şunu beklerdi yetkililerden; çıkıp ya özür dilemeyi, ne bileyim hani bir kazadır oldu, gereken yapılacaktır demelerini beklerken bir bakıyoruz ilk önce kaymakam çıkıyor; “asker ateş sıkmamıştır eğer ölen varsa onlar birbirlerini vurmuşlardır” Ee pes doğrusu. Ayol bu yetmiyormuş gibi Bakan Çelik çıkıyor yine çelik gibi karşımıza. Burada yazmama gerek yok aynı klasik şeyler, yok edendim Gezi’nin Kürt versiyonu yaratılıyormuş da yok kan akmamasından rahatsız olunuyormuş da efendi senin iktidarın bünyesine bağlı olan TSK’ya ait askerler ateş ediyor, buna ne diyorsun? Asıl buna cevap bulman gerekmiyor mu? Yok bizim çelik böyle yapmıyor. BDP’ye sesleniyor “halkı sokağa çıkarmayın çözüm sürecine zarar gelir” Çelik saçmalıklarına devam ediyor havaya uyarı kurşunu sıkılmıştır. Bu çok söylendi, çok yazıldı ama ben de aynısını söylüyorum.: Bu insanlar havada mı uçuyordu kurşun onlara denk geldi? Bakan Çelik bunları söyleye dursun gelelim Gezi direnişine.

Efendiler işte Gezi direnişi de “ağacıma, parkıma dokunma” söylemiyle ortaya çıkmıştır. Bedenime dokunma, ne içeceğime karar verme, nasıl yaşayacağıma şekil verme, kaç çocuk yapacağıma da sen karar verme, sanatıma, sinemama dokunma.Kısacası Gezi direnişiyle sokağa dökülen yüzbinlerce insan “elini çek üzerimden, özgürlüğüme dokunma” diyor. Sizler ne yaptınız? Lice’de benzer barışçıl taleplerde bulunan insanların üzerine kurşun yağdırdınız, tıpkı gezi direnişinde yer alan silahsız insanların üzerine gaz bombaları ve plastik mermiler yağdırdığınız gibi.

Bundan sonra ne olacak biliyor musunuz? Tamamen barışçıl olan silah ve şiddetin olmadığı sokak eylemleri artarak devam edecek. Ve oluyor da nihayetinde. Ve bunun en güzel örneği geçen Cumartesi Gezi direnişi ve Lice’de olan olaylara tepki gösteren insanların bir araya gelmesiydi. Diğer şahane olan ise 11. İstanbul LGBT Onur Yürüyüşüne katılan aslında her gruptan, her milletten, bütün farklılıkların bir arada omuz omuza durabilmesiydi. Artık anlayın, bütün renkler, bütün farklılıklar yan yana birlikte yaşamak istiyor. Sizin dayattığınız otoriter yöntemle değil, bundan sonra sokağa dökülen insanlar bütün bireylerin katılımını sağlayan ortaklaşa yöntemlerle yaşamayı deneyecek. Ee bunu anladığınız için panikliyor ve daha fazla saldırıyorsunuz. Vallahi ne diyeyim siz ne kadar paniklerseniz panikleyin bundan sonrası böyle.


Etiketler:
nefret