10/02/2014 | Yazar: Rahmi Öğdül
Kendi kararlarını alabilen özneler yerine iktidara körü körüne itaat eden golem sürülerinin iradesine bel bağlıyor iktidar
Kültür endüstrisi hakkındaki makalesinde Adorno “kitlelere üflenen ruh”tan, “efendilerinin sesi”nden söz ediyordu: “Ne ilk planda kitleler söz konusudur, ne de iletişim teknikleri; söz konusu olan, onlara üflenen ruhtur, efendilerinin sesidir” (Kültür Endüstrisi içinde, İletişim Yayınları, çev. Mustafa Tüzel). Adorno yazısında belirtmese de bir Yahudi söylencesi olan ‘golem’in imalatında kullanılan araçlardır her ikisi de. Söylenceye göre bir haham çamurdan ya da taştan bir adam yapar ve ona tılsımlı sözler fısıldayarak canlandırır; yine Yahudiliğin temel metinlerinden biri olan Talmud’da Âdem’in ruh üflenmeden önce bir golem olduğuna rastlıyoruz. Genellikle çamurdan yapılan ve golem adı verilen bu söylencesel yaratık sahibi/yaratıcısı ne derse yerine getirmek üzere planlanmıştır; sahibinin hizmetindedir, sesidir. Bu özelliğinden dolayı kendi kararlarını alamayan, başkalarına körü körüne bağlı kimseler için kullanılan bir metafora dönüşmüştür golem. Modern İbranicede aptal, aciz anlamlarını taşımaktadır.


Halkın afyonu haline gelen kültür endüstrisine eklemlenmeyen son kaleleri de birer birer düşürmeyi planlıyor iktidar. Özerk sanat ve kültür kurumlarını kendine bağlayarak hayatı ve sanatı bütünleştirme, daha doğrusu alıklaştırma çabaları, endüstriyel golem sürüleri üretmek hamlesinden başka bir şey değil. Kendi kararlarını alabilen özneler yerine iktidara körü körüne itaat eden golem sürülerinin iradesine bel bağlıyor iktidar; oysa golem sürülerinin iradesi iktidarın kendi iradesidir, “efendilerinin sesi”dir. Adorno kültür endüstrisinin yarattığı bağımlı ve itaatkâr insan tipini Amerikalı bir deneğin ağzından aktarır: “İnsanlar seçkin kişilerin izinden gitselerdi, çağımızın sıkıntıları sona ererdi.” Büyük harflerle yazılan Dünya Tarihi, seçkin kişilerin peşinden giden golem sürülerinin tarihidir ve fazlasıyla sıkıntılıdır. İktidara boyun eğmeyen, aralarında kurdukları yatay ilişkilerle birlikte kararlar alan, irade sahibi öznelerin yazdıkları tarihi ise iktidar silmeye çalışılıyor. Ne kadar silmeye çalışsa da, kültür endüstrisinin hizmetindeki kültür rahiplerinin aptallaştırıcı ritüellerine rağmen, ana metnin yüzeyine sızan bu tarihin bir gizil güç olarak tüm metni yerinden edeceğini biliyoruz.
Etiketler: