27/12/2012 | Yazar: Esra Güleç

Kısaca söz konusu olan lezbiyen içerikli bu sorunun içerisinde barındırdığı yanlışlıklardan dolayı soruşturulması gerekmez mi?

Birkaç gündür ortalarda dolaşan bir haber var. Lezbiyen içerikli soru sorduğu için Yrd. Doç. unvanına sahip hukukçu bir akademisyenin soruşturulup soruşturulmayacağına dair. Akademisyeni soruşturma isteğinin nedeni akademisyenin sınavda lezbiyen içerikli bir soru sormuş olması ve bu ilişki biçimini sorusunda açık bir şekilde anlatmış olması. Son gelen haberler ise akademisyenin soruşturulmasına gerek duyulmadığı yönünde. Fakat burada söz konusu olan bambaşka bir sorun var. Konuşulması soruşturulması gereken başka bir sorun.
 
Öncelikle bir hukuk hocası cinsel suçlarla alakalı olarak öğrencilerini bilinçlendirmek için böyle bir soru sorduğunu söylüyor. Peki, bu ülkede gerçekleşen yüzlerce tecavüzü ve bu tecavüzlerde mağdur olanlara sorusunda neden yer vermiyor? Soru içinde suç olarak gördüğü şey eşcinsellik midir? Sonra sorusunda anlattığı ataerkil heteroseksüel bakış açısıyla yazılmış eşcinsel ilişki biçimi neden sorgulanmıyor? Dahası bir hukuk hocası bir akademisyen geleceğin hukukçularına bu soruyu sorarak aslında eşcinselliği bir suçmuş gibi göstermiyor mu?
 
Soruya gelelim:
Nedense soruda eşcinsel yönelimi olan kadının ismi Azgine olarak veriliyor! Yani bir hukuk hocasına göre bir kadın eşcinselse azgın sapkın uçuk fantezileri olan ucube bir yaratık demek oluyor. Dahası eşcinsel olmadığını söyleyen ama Azgine’nin teklifine de hayır demeyen kadın ise bizim (çok sevgili!) hukuk hocası tarafından Safsalake olarak adlandırılıyor. Tabi başka nasıl adlandırılabilir ki zaten böyle sapkın azgın istekleri olan bir kadının teklifini saf saf kabul etmiş, tabi bir erkeğin teklifini kabul etseydi bu kadar saf olmazdı herhalde!
 
Peki, sorunun son kısmına gelelim bizim Safsalake utanmaz arlanmaz sapkın Azgine’nin her dediğine evet demiş ya hani, e cinselliğinde tatmin olma noktası bir erkek için illaki vücuda bir şeylerin girip çıkmasıyla gerçekleşen bir şey olunca Safsalake de “neyse ki!” bekâretini korumayı akıl edip anal yolla birlikte olaraktan Azgine’yle birleşip bizim utanmaz arlanmaz Azgine’yi tatmin etmiş oluyor tabi.
 
Ve tabi nasıl oluyorsa bütün bunları kendi isteğiyle kabul eden Safsalake’nin ailesi kızlarının yaşadıklarını öğrenip utanmaz arlanmaz Azgine’den davacı oluyorlar.
 
Ortada taciz ya da tecavüz olarak tanımlayabileceğimiz herhangi bir durum yokken.
Yalnız baba ve annenin isimlerini de yazmadan geçmeyelim: baba Eyvahe ve anne Garibane!
Eyvah kızımın namusu gitti diyen baba ve bütün bu yaşananlardan sonra ne yapacağını bilemeyen gariban anneyi de sorunun birer kahramanı olarak belirtmeyi unutmuyor (o çok sevgili!) hukukçu Yrd. Doç. akademisyen hocamız.
 
Şimdi bu soruyla karşı karşıya kalan geleceğin hukukçularının eşcinsellere nasıl bir gözle bakacağını düşünebiliyor musunuz? Eşcinsel bir kadının etkilendiği kadına karşı olan hislerini açıklaması tacize girer mi? Karşı taraf bu teklifi kabul ederse safsalak mı olmuş olur? Sorudan anladığımız üzere yaşanan hiçbir şey zorla gerçekleşmemiştir, en azından soruda böyle bir şey belirtilmemiştir.
 
Peki, burada Safsalake’nin ailesi olan baba Eyvahe ve anne Garibane’nin davacı oldukları konu nedir?
Peki, bu işin daha da uç noktası bu ve bunun gibi milyonlarca adamın kafasındaki heteroseksüel birleşme kafasının sürekli dayatılıyor olması ve toplumun da bütün eşcinsel kadınlara karşı bu kafayla yaklaşmasını nasıl sorgulayabiliriz?
 
Bir hukukçu bu sorusuyla toplumu yanlış bilinçlendirmiş olmaz mı?
 
Kısaca söz konusu olan lezbiyen içerikli bu sorunun içerisinde barındırdığı yanlışlıklardan dolayı soruşturulması gerekmez mi?
 
Lezbiyen içerikli olduğu için değil soru içindeki binlerce saçmalık ve soru içerisinde var olan ataerkil heteroseksüel erkek zihniyetinden dolayı…
 

Not: Bu soruya öğrencilerin hukuk öğrencilerinin ileride bizim haklarımızı savunacak olan hukuk öğrencilerinin ne cevap verdiklerini de merak etmiyor değilim doğrusu! Acaba o cevapları da öğrenme şansımız olur mu? 


Etiketler:
İstihdam