20/07/2019 | Yazar: Tunca Özlen

Akrep gibisin kardeşim çünkü homofobiksin.

Ahmet Yıldız’ın anısına…

Homofobik olmadığını düşünüyorsun değil mi?

Ortamlarda, “Benim de eşcinsel arkadaşlarım var” demenin, homofobik şakalar yapmamanın yeterli olduğunu düşünüyorsun.

Oysa sen de homofobiksin.

Diline pelesenk ettiğin, “Benim de eşcinsel arkadaşlarım var” sözünün arka planında, kişinin homofobik olmadığını değil eşcinsel olmadığını kanıtlama çabası yatar.

“Velev ki eşcinselim size ne?” diyemiyorsan, hiç kimsenin eşcinsel olmadığı bir ortamda sergilenen homofobik tavırların karşısında “eşcinsel damgası” yemekten korkmadan duramadığın için homofobiksin.

“Bize ne insanların yatak odasından herkes özgürdür” demenin cinsel özgürlükleri savunmak değil kısıtlanmasını kabul etmek anlamına geldiğini göremiyorsun. Cinsel özgürlükler “yatak odası”na tıkıştıralamayacak kadar geniş bir kamusal alanda anlam kazanır. Özel olan politiktir diyemiyorsun çünkü homofobiksin.

“Herkese saygım var ama çocuğumun eşcinsel olmasını istemezdim” demenin ne kadar yaralayıcı olduğunun farkında bile değilsin. Sen istesen de istemesen de çocuğun eşcinsel olabilir. Sana açılacak cesareti topladığı günün ertesi onu kolundan tutup psikoloğa götürerek, kim bilir çocuğunu nasıl bir travmaya sokacaksın.

“Çocuğumun eşcinsel olmasını istemezdim çünkü bu toplumda mutlu olamaz” diyerek durumu kurtaramazsın. Sana düşen ona destek olmak, toplumun önyargılarına birlikte göğüs germek, Onur Yürüyüşü’nde onunla yürümek, sevgilisine kendi çocuğuna sarılır gibi sarılmaktır. Bunu yapamıyorsan iyi bir ebeveyn değilsin çünkü homofobiksin.

Söze, “Eşcinseller de insandır…” diye başlıyorsan, o cümleyi yarıda kesmen gerekir. İnsan olmak, yani yaşam hakkı hepimizin en temel, devredilemez, tartışma konusu olamayacak hakkıdır. Sen kimsin bu hakkı eşcinsellere tanıyorsun? Haklar ve hürriyetler konusunda çıtayı bu kadar aşağı çektiğin için homofobiksin.

(Homofobiksin ama sen de insansın).

“Allah böyle yaratmış onları karışamayız” diyerek “cezasını verecekse Allah verir” demiş oluyorsun. Tek tanrılı dinlerde eşcinsellik velev ki günah, bunun ne önemi var? Belirleyici olan evrensel insan hakları normlarıdır. Laikliği tavizsiz savunamıyor, eşcinsel varoluşu lanetleyen dinsel referansları sorgulayamıyorsun çünkü homofobiksin.

“İbne derken eşcinselleri kast etmiyorum” derken hem yalan söylüyor, hem nefret saçıyorsun. Küfür, çoğu zaman belirli bir toplumsal gruba mensup kişilerin toplum tarafından eksik veya kusurlu görülen yönlerinden yola çıkarak türetilmiş olduğu için, öfkeye neden olan kişi veya olaya yöneltilse dahi, aslında söz konusu toplumsal grubu hedef alır. İbne derken bal gibi eşcinselleri hedef alıyorsun çünkü homofobiksin.

(Word’de yazarken ibne sözcüğünün altını çizen Microsoft Office sen de homofobiksin.)

“Bu onların tercihi saygı duymak lazım” diyerek, insanları bu “tercihten” vazgeçirip heteroseksüelliği tercih etmelerinin olanaklı olduğu görüşüne kapı aralıyor, “onarım terapisi” gibi insanlık dışı uygulamaları meşrulaştırıyorsun. Cinsel yönelimin bir tercih olmadığını, cinsel kimliğin dinamik bir yapıya sahip olduğunu, cinselliğin tarihsel ve toplumsal bir karakteri olduğunu kavrayamıyorsun. “Sen heteroseksüel olmayı ne zaman seçtin?” diye sorulduğunda bön bön bakıyorsun çünkü homofobiksin.

“Ülkenin bu kadar sorunu varken eşcinsellerin derdine mi düşelim” derken asıl kendi sorunların için mücadele etmediğini itiraf etmiş oluyorsun. İstiyorsun ki herkes senin gibi mıymıntı olsun, haksızlıklar karşısında sussun, ağzından hamdolsundan başka laf çıkmasın, evinde saksı gibi otursun. Eşcinsellerin senden daha mücadeleci olmasına katlanamadığın için homofobiksin.

“Hakları verilsin ama evlenmesinler” derken aileyi dünyaya çocuk getiren karşı cinslerin birliği, kadını da kuluçka makinesi olarak görüyorsun. Böylece heteroseksizmi yeniden üretmekle kalmıyor, eşcinsellerin insan neslinin sürekliliğini tehlikeye soktukları safsatasını yinelemiş oluyorsun. 1900 yılında dünyada 1,5 milyar insan varken, günümüzde bu sayı 7,5 milyar. Bir yandan tavşanlar gibi çoğalıp hala “insan nesli tehlikede” diyebilecek kadar pişkinsin çünkü homofobiksin.

“Evlensinler tamam ama evlat edinmesinler” diyorsun çünkü eşcinselliğin “rol model eksikliği”nden kaynaklandığını düşünüyor, eşcinsel çiftlerin çocuklarının da onlar gibi eşcinsel olmasından korkuyorsun. Oysa çoğu eşcinsel, heteroseksüel ebeveynler tarafından, hayatları boyunca heteroseksüel olmaya özendirilerek, heteroseksüel rol modeller arasında yetiştirilmiştir. Kendine dönüp nasıl bir ebevyn olduğunu sorgulamak işine gelmediği için homofobiksin.

“Sokakları doldurup haklarımız için yürümeye ne gerek var” derken, gizlendiğin dolabın kapaklarının açılmasından korkuyorsun. Yarattığın sahte heteroseksüel kimliğin konforundan mahrum kalmamak için eşcinsel görünürlüğünün yaygınlaşmasından endişe ediyorsun. Akrep gibisin kardeşim çünkü homofobiksin.

“Eşcinsel değilim aktifim” diyerek cinselliği penetrasyona indirgiyor, “götveren” olmadığını kanıtlamaya çalışıyor, erkekliğini cinsel roller üzerinden kurarak aynı zamanda kadınları da aşağılıyorsun. Tüm kadın düşmanları gibi sen de homofobiksin.

“Cinsel kimliğimle tanınmak istemiyorum” derken aslında eşcinsel olmaktan utandığını itiraf ediyorsun. Dünyada cinsel çeşitliliğin tanınması için verilen mücadelenin bir parçası olmuyor, görünür olmadan hiçbir hakkı elde edemeyeceğimizi, açılmanın ilk adım olduğunu anlamıyorsun. Kendinle onur duymuyorsun çünkü homofobiksin.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler:
2024