16/08/2013 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

Bayram’da bitti, lakin Müslüman Dünyası yangın yeri olmaya devam ediyor. Irak Saddam Hüseyin’in düşmesinden bu yana en kanlı Ramazan ayını geçirdi. Suriye’de, Mısır’da durum malum... Hristiyanlar mı İslam dünyasını karıştırıyorlar? Yoksa bu bir Yahudi komplosu mu?

Hayır! Maalesef bu yangının ana nedeni; İslam Dünyasının dışındaki güçlerin komplolarından çok, Müslümanlar arasındaki mezhep çatışmaları, dini kullanarak iktidar olmak veya iktidarda kalabilmek için verilen iktidar mücadeleleri. Tarafsız haber ajansları, Irak’taki mezhep çatışmasının şu andakinden daha korkunç boyutlara tırmanacağından bahsediyorlar.

AKP artık dile getiremiyor ama “Komşularımızla Sıfır Sorun Politikası” diye başlattığı dış politika açılımlarında, Suriye’nin iç işlerine karıştığı için Türkiye’yi tam bir çıkmaza soktu. Şu anda geldiği nokta: “Türk vatandaşları Lübnan’a gitmesin”. Lübnan Başbakanı Saad Harir’i zamanında karşılıklı vizeler kaldırılmıştı. Şimdi TC Dışişleri bakanlığı “Beyrut’a gitmeyin” diyor.

Neden? Çünkü bir grup eli silahlı insan THY’nın iki pilotunu güpegündüz yolun ortasında kaçırdılar. TC Vatandaşları gitmesin koruyamayız, Türkler Lübnan’da hedef oldu diyorlar.

Ne istiyorlarmış bu teröristler? Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki başka terörist grupların üzerindeki etkisini kullanıp, bu grupların ellerinde tutsak olan adamlarını serbest bıraktırsınmış! Galiba El Nusra’dan bahsediyorlar... Tam bilemedim; çoğu hükümet güdümlü basınımız haber vermedi, veremedi. Düştüğümüz duruma bak? TC hükümeti kamera karşısında öldürdükleri düşmanlarının kalbini söküp sıcak sıcak yiyen teröristlerden veya yandaş örgütlerinden rica edecek; bazı tutsaklarınızı bırakın lütfen... Bırakın ki Lübnana’daki teröristler de, THY pilotlarını bıraksınlar!

Bütün dünyanın TC Hükümetinin desteklediğini bildiği bu kanlı terörist gruplarla bizim ne işimiz var? İşimiz şu: Bu gruplar bir mezhep savaşı içindeler. AKP Hükümeti’nin bir zamanlar dost oldukları Alevi lider Esat’ı indirip, Suriye’de Sunni bir şeriat devleti kurmak istiyorlar. Halifelik’i geri getirmek istiyorlar. TC Hükümeti de “diktatöre karşıyız, insan hakları ve Suriye Halkının yanındayız” sloganlarıyla bu teröristleri destekliyorlar. Unutulmamalı ki, mesele şeriatı getirmek olunca gerisi teferruattır. Bu terörist gruplar biraz daha palazlanınca, Türkiye içinde de eylemlere başlaralarsa hiç şaşmamak lazım. Tabii henüz başlamadılarsa!

Yamuk bir dünya görüşü ile, 11 senedir Türkiye’yi “Sunni”, “Erkek Egemen”, “Heteroseksist”, “Kapitalist” bir cendere ile idare den AKP hükümetinin dış politikası iflas etmenin de ötesinde tehlikeli bir boyut kazandı. Sıfır sorun yaşayacaksınız diye vaat ettikleri ülkelerde can güvenliğimiz bile yok.

Cayır cayır yanan İslam Dünyası’nda Türkiye hâlâ göreceli mezhepsel bir barış içindeyse bunu Türkiye’deki Aleviler’in olgunluk, sabır, anlayış, bu topraklara bağlılık, demokrasi ve eğitim ve kültürlerinden getirdikleri insan sevgisine borçluyuz. Yoksa bu hükümetle, İslam Dünyası’ndaki yangın çoktan Türkiye’ye de sıçramıştı.

 

AKP’YE 5 DIŞ POLİTİKA SORUSU:

İran’da mollaların iktidara gelişinde komünist Tudeh Partisi’nin Şah’dan kurtulmak için dincilere destek olduğunu söylüyorsunuz da; sonra mollaların ilk işi olarak Tudeh Partisi’ni bertaraf ettiğini niye söylemiyorsunuz? (Tanrı bana bu lafı son eden Başbakan Yardımcısı ve 11 senedir AKP’yi iktidarda tutan 80+ Kürt milletvekili arkadaşına Kürt milletinin hesap soracağı günü göstercek ömrü ihsan etsin işallah).

Başbakan Filistin’e niye gidemiyor?

Bugüne kadar dünyada duyduğumuz en kötü Wikileaks “iftiraları” arasında olan; Başbakan’ı İsveçre’de gizli hesapları olmakla, maliye bakanını Türkiye’deki basına hükümet eliyle müdahale etmekle, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’yu uyuşturucu kaçakçılığı ve sübyancılıkla, oğlunu da mafya bağlantılı olmakla itham eden ABD diplomatları kaynaklı “iftiralar”ını incelemek ve gerekeni yapmak için bir AKP Komisyonunu kurulmuştu! KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA HİÇ SESİ ÇIKMAYAN VE ÇALIŞMALARI HAKKINDA HİÇBİRŞEY DUYMADIĞIMIZ BU KOMİSYONA NE OLDU? Demokrasilerde, iktidarda olanların böyle çok ağır suçlamaların “iftira” olduğunu söyleyip herkesin buna inanmasını beklemesi, demokrasinin şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri ile bağdaşmaz. Aklımda yanlış kalmadıysa bu “iftira”ların en ağırlarına maruz kalan Abdülkadir Aksu, bu komisyonun başkanlığına getirilmişti. Yine görebildiğim kadarıyla toplantılarda Başbakan’ın yanında oturuyor ve AKP Genel Başkan Yardımcılığı’na devam ediyor. BAŞINDA OLDUĞU KOMİSYON NE ÇALIŞMA YAPTI? “İFTİRALAR” HAKKINDA DOSTUMUZ ABD, DİPLOMATLARININ BU YALAN YANLIŞ BİLGİLENDİRMELERİNİ NASIL AÇIKLIYOR? “GEREKEN” NE ZAMAN YAPILACAK?

El Kaide ve Nisan 2013’te ona bağlılığını ilan eden El Nusra Cephesi terörist organizasyonlar değil midir?

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev “Siz 90’lı yıllarda Turgut Özal ile Amerika’nın taşeronu olarak buraya geldiniz. Şimdide Hoca okulları adı altında Fetulleh Gülen ile Amerika’nın kültürel taşeronu olarak buraya geldiniz. Siz ne zaman Türk olarak geleceksiniz bu topraklara?” dediğinde ne demek istiyor? 


Etiketler:
İstihdam