21/09/2012 | Yazar: Barış Sulu

1996 yılıydı. Kaos GL dergisiyle karşılaşmıştım. Kapağında iki erkek öpüşüyordu. İki erkeğin öpüştüğünü gördüğümde hayatım değişmişti. Eşcinselliğimin peşinden gitmeye karar verdiğimde 18 yaşındaydım ve tüm bunlardan ailemin bu sene haberi oldu…

1996 yılıydı. Kaos GL dergisiyle karşılaşmıştım. Kapağında iki erkek öpüşüyordu. İki erkeğin öpüştüğünü gördüğümde hayatım değişmişti. Eşcinselliğimin peşinden gitmeye karar verdiğimde 18 yaşındaydım ve tüm bunlardan ailemin bu sene haberi oldu…
 
***
 
Yaklaşık 10 günlüğüne Aras ile tatildeydik. Antalya, Olimpos, Kuşadası derken annemlere, Nazilli’ye de uğrayalım dedik. Ne de olsa babam Hürriyet gazetesinde çıkan röportajımız sonrasında telefonda bana açılmıştı. Birkaç şok birden yaşatmıştım kendisine o telefon konuşmasında ama sonunda hayırlı olan oldu, eşcinsellik konusunda iletişim kurabildik.
 
Şöyle bir telefon konuşmasıydı:
-Nasılsın Barış?
-İyiyim babacığım siz nasılsınız?
-İyiyiz yavrum, neler yapıyorsun, ne var ne yok?
-Aras ile ev bakıyoruz birlikte eve çıkacağız.
-Evet, okudum gazetede, annene de okudum sonra, size de bir şey yapamadık, kusura bakmayın.
-Yok, sorun değil babacığım biz çeyiz de düzüyoruz zaten yeni evimiz için
 
Sonrasında 34 yıllık derin bir nefes almıştım çok iyi hatırlıyorum. Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden de geçmişti. Yüz yüze karşılaştığımızda neler neler konuşacaktık acaba, Aras ile birlikte bu sefer yanlarına gittiğimizde nasıl karşılayacaklardı? Sorular sorular sorular…
 
Geçmiş onlarca seneyi bir şekilde telafi etmenin zamanı gelmişti kısacası. Cinsel kimliğime dair 34 yıllık suskunluğu aşmıştık, şimdi aramızdaki bu engeli kaldırıp rahat rahat konuşmanın zamanıydı. Tatil için de bu kadar yaklaşmışken Nazilli’ye, uğramamak olmazdı annemlere.
 
Kuşadası’ndan Nazilli’ye 2 saatlik yolda çok ama çok heyecanlıydım ama sanki sadece Aras heyecanlıymış ben de hiç heyecanlı değilmişim gibi “Heyecanlı mısın?” diye sorup duruyordum Aras’a. Yol bittiğinde heyecanım bitmemişti. Eve olabildiğince hızlı gittik. Bir an önce varmalı ve bir dakika daha kaybetmemeliydik, konuşacaklarımızı daha fazla ertelememek adına.
 
Annem ve babam kapıda karşıladılar bizi. Heyecanla sarıldık birbirimize. Bir yıldır görmüyordum onları, 34 yıldır konuşmuyordum onlarla... Özlemişim…
 
***
 
Beklediğim gibiydi. Beklediğimiz gibiydi.
 
Annem, babam, kardeşim, abim, yeğenlerim “her şey yolunda merak etmeyin” dercesine sakince dolanıyorlardı evin içinde.
 
Babam bir ara kısa da olsa, ben 18 yaşındayken eşcinselliğimle ilgili bir anısını anlattı. İki kız bana aşıkmış ben de hiç onlara yüz vermemişim. “anlamıştım o zaman, neden sormadım ki sana, söyleyemedim bir şey demek ki” dedi. “Keşke sorsaymışsın” dedim ben de.
 
***
 
Sonra eski fotoğraflara bakıldı, eski günler, anılar konuşuldu, eski hikayeler anlatıldı. Gülüştük, eğlendik, muhabbet ettik, yılların acısını çıkartırcasına daha da yakın olduk…
 
İyi ki de bu günleri gördük… 

Etiketler:
İstihdam