15/12/2012 | Yazar: Esra Güleç

Lucia’yı Kaos GL okurlarına anlatmanın farklı bir önemi daha olduğunu düşünüyorum.

Bugün (13 Aralık) anarşist feminist mücadele açısından önemli bir kadının doğum günü ve Lucia’nın anarşist feminist mücadele için yaptıklarını bu gün anlatmamak olmaz. Belki de basit bir yazıyla bile onu anlatmak ona verebileceğim güzel bir hediye olacak.
 
Özellikle Lucia’yı Kaos GL okurlarına anlatmanın farklı bir önemi daha olduğunu düşünüyorum. Çünkü Lucia anarşist feminist bir kadın oluşunun yanında eşcinsel bir kadın oluşunu da gizlememiş ve kadının özgürlüğünü sadece heteroseksist bir anlayış üzerinden ele almamıştır. Aksine kadının özgürleşmesi mücadelesinin heteroseksist bir anlayıştan kurtularak özgürleşebileceğini savunmuştur.
 
Lucia Sanchez Saornil 1895 yılında 13 Aralık’ta Madrid’e doğmuş İspanyol bir kadın. Aynı zamanda İspanya’da anarşist kadın hareketini de örgütleyecek olan bir kadındı.
 
Özgürlük tutkusunu önce şiirleriyle yazılarıyla dile getirdi ve özgürlük mücadelesi için hele de kadının özgürleşmesi adına vereceği mücadele için yazdığı şiirlerle yazılarla önemli bir başlangıç yapmış oldu aslında.
 
1916 yılından itibaren telefon operatörlüğü yapmaya başlayan Lucia anarşist mücadeleyi çalıştığı yerlerde örgütleyerek devam ediyordu mücadelesine.
 
1931 yılında anarşist bir sendika olan CNT-FAI’’nin örgütlediği greve destek vermesi ve 1933 yılında bu sendikanın Madrid bürosunda yazı işleriyle uğraşmaya başlaması burada mücadelenin gün be gün nasıl ilerlediğini anlatan yazılar hazırlaması Lucia’nın verdiği vermek istediği özgürlük mücadelesinde oldukça ilerlediğinin göstergelerindendi.
 
1936 yılında ise kadın özgürlüğü hareketi ve heteroseksist düzene karşı vereceği mücadelenin temelini oluşturacak olan Muceres Libres (Özgür Kadın)’ı kurdu Mercedes Comaposada ve  Amparo Pochy  Gascon ile birlikte.
 
Mujeres Libres’in kurulmasıyla kadınların özgürlük çığlığı duyulmaya başlamış, gün geçtikçe bu çığlığa katılan, bu çığlığa ses veren kadın sayısı hızla artmıştı. Öyle ki kadınların sesi haline gelen Mujeres Libres’in ulaştığı kadın sayısı  yirmi binlere varmıştı.
 
Peki ne için mi? Mücadele ediyordu Mujeres Libres. Hemen söyleyelim:
Kadınların iş hayatlarında erkeklerle eşit ücret alabilme hakkı için mücadele ediyordu.
Kadınların görevinin sadece çocuk doğurmak, ev işleriyle uğraşmak, erkeklerin ihtiyaçlarını karşılamak olmadığını anlatmak ve varolan bu erkek egemen anlayışı cinsiyetçi, heteroseksist anlayışı değiştirmek için mücadele ediyordu.
 
En önemlisi de bakım evlerinden atölyelere, sokaklara her tarafa Mujeres Libres’in çığlığı yayılıyordu. Lucia ve yoldaşlarının çıkardıkları gazeteler, broşürler hızla birçok kadına ulaşmaya başlamıştı.
 
Mujeres Libres’in ardından ise “Toprak ve Özgürlük”, “Beyaz Dergi” ve “İşçilerin Dayanışması” gibi çeşitli dergilerde yazmaya devam eden Lucia, yazdığı yazılarla feminist bir bakış açısıyla kadının varlığını yok sayan, dışlayan bazı anarşist ve sol gruplara karşı da var olan birçok tabuyu yerle bir eden yazılar yazarak değişimin öncülerinden oldu.
 
Yazılarıyla kadınların doğum kontrol hakkını, ev içerisindeki hapis hayatlarından kurtulmaları gerektiğini ve hatta anneliğin kadının özgürleşmesinin önündeki bir engel olduğunu anlatıyordu.
 
Eşcinsel bir kadın olarak yazılarında heteroseksist anlayışa da karşı çıkıyor ve toplumsal cinsiyet rollerinin değişmesi, cinsiyetsiz bir toplum anlayışının oluşması için de dönemin öncülük eden kadınlarından biri oluyordu.
 
Lucia mücadelesine mecburi olarak ara vermek zorunda kalmıştı çünkü faşist zihniyet İspanya’yı işgal etmiş dolayısıyla eşitlik özgürlük için mücadele alanı da kalmamıştı. Bu nedenle hayat arkadaşı America Barroso ile farklı yerlerde bir süre yaşamına devam etmişti.
 
Faşist yobaz zihniyete karşı zorlu bir mücadele veren Lucia yakalandığı kanser hastalığından dolayı 1970 yılında, 2 Haziran günü aramızdan ayrılmıştı.
 
Ama bu ayrılık sadece bedenen olmuş, onun anarşist feminist ruhu her geçen yıl daha fazla kadının içinde var olmaya devam etmiş ve bütün kadınlara bıraktığı özgürlük mücadelesinin tohumları Lucia’yı bizden hiçbir zaman ayırmamıştı.
 
Ve belki de Lucia’yı sonsuza dek yaşatacak olan onun yazıları, şiirleri, kadın özgürlük hareketi için attığı her bir adım olmuştu.
 
İyi ki doğmuşsun Lucia ve sonsuza dek o özgürlük mücadelesiyle dolu ruhun yaşamaya devam etsin.
 
Kaynaklar:
 
 
 
 

Etiketler:
İstihdam