22/01/2013 | Yazar: Simge Çalı

Kendimi çekeceğim acıyı da kabullenerek zorla muayene koltuğuna aldırdım. Beklediğim soru gelmişti. Erkek arkadaşın var mı dedi? Hayır; ama cinsellik yaşadığım biri var dedim.

Yaklaşık iki üç ay öncesinde yakalandığım cinsel yolla bulaşan bir hastalık sonrasında kesin teşhis konulması gerektiği için yaptırmadığım eksik testler olduğunu düşündüğümden yakınımdaki hastanenin Kadın Hastalıkları polikliniğinden randevu aldım. Tanı çok yüksek ihtimalle Herpes’ti ve aylardır tekrarlama riskini düşündükçe alt üst olan psikolojimden doktora bahsetmek istiyordum.
 
Yolda giderken aklıma jinekolojik şiddet bloğu geldi. Hastalığımın son evresinde de aynı hastaneye gitmiştim ve sevgili doktorum cinsel yolla bulaştığını yediremezcesine ‘’neden bulaştı acaba’’ diye tekrarlayarak rapor yazıp göndermişti, çünkü 21 yaşındaydım ve bekârdım.
 
Karşılaşacağım kadın doğumcu profilini az çok tahmin ederek yola koyuldum; çok kadından duyduk sorularına dikkat etmeliyim asla bedenime kararlarıma müdahale ettirmemeliyim, gerekirse yönetime şikâyete giderim dedim, güçlüydüm. Odaya girdim, anlatmaya başladım. Yaraların tekrar çıktığını düşünüp sürekli abarttığımdan, günlük hayatımı etkilediğinden bahsettim. Herpes mi HPV mi sizce dedim. Fütursuzca psikolojimi alt üst edercesine ikisi de dedi. Herpes’miş, bitmiş; HPV’ye dönmüş. Test sonuçlarım kayıp dedim, bulacaksın dedi.
Kendimi çekeceğim acıyı da kabullenerek zorla muayene koltuğuna aldırdım. Beklediğim soru gelmişti. Erkek arkadaşın var mı dedi? Hayır; ama cinsellik yaşadığım biri var dedim. Nasıl yani dedi? Erkek arkadaş işte? Erkek arkadaş sıfatı koyma gereği duymuyorum dedim. Erkek arkadaşın değilse neden birlikte oluyorsun? sorusu geldi. Suratında öfkeyi görmeye başlamıştım ve neden bilinmez ufaldığımı hissettim. Bilirsiniz bu tür muayenelerde doktorla baş başa değilsinizdir, hemşire de vardır asla dışarı çıkartılmaz. Dışarı çık dedi hemşireye; bana yanaştı. Neden, dedi tekrar? Bile bile nasıl birlikte olursun bu adamla? Virüsü kaptığımı düşündüğüm kişi yok şu an hayatımda başkasıylayım dedim. Cesaretim arttıkça bir şeyler söndürüyordu sanki. Benim bedenim diyemedim, belki objektif bir şeyler söyler umuduyla kısa cevaplar vermeye başladım. Simear örneği alacakken nerden geldiğini kestiremediği kanı görüp vazgeçti.
 
Yargım devam ediyordu. Tüm umudumla sormaya devam ettim. Hiç geçmeyecek mi, bu kadar kolay bulaşmamalı? Geçmeyecek, dedi. Erkek arkadaşın olmadığı sürece kimseyle birlikte olmamalısın, herkese kötülük yapıyorsun, laflarını fütursuzca savurarak masasına döndü. Bir yandan giyinmeye çalışırken bir yandan titriyordum. Bunu bilerek gelmiştim, ya bilmeyerek gelen kadınlar... diye düşündüm. Öfkem arttı. Gücüm azaldı, bir yandan arttı. Hastalık hakkında birçok şey okumuştum onları sormaya çalışmaya devam ediyordum ama nafileydi. Bir kutu ilaç verdi odadan çıktım. Daha da alt üst olan psikolojimle arayıp merak eden kadın arkadaşlarıma ağlayarak haber verdim.
 
İhtiyacım olan şey ‘’senin bedenin’’ diyecek Sokakta, evde, hastanede, akademide aslında bu şiddetin maske değiştirmiş haliyle karşılaşan bir kadındı, doğduğumuzdan beri bizimle olan ortak pratiklerdi çünkü bizi birleştiren… Yıllardır bağırıyoruz şimdi neden bağıramıyorum diye kendimle çeliştim boş bir köşe bulup. Narkoz vermeden kürtaj yapılan kadınları düşündüm. Az önce fütursuzca dengemi alt üst eden kadın doktorun içindeki erki düşündüm. Bilinçsizce o kapıdan içeri girecek kadınları düşündüm. Öfkem hala dinmedi.
 
Bu yazıyı okurken hepinizin aklından ‘’erkek arkadaşım deseydin’’ cümlesi geçti biliyorum. Benim de geçti. Bir kadının cinsel özgürlüğü kadın hastalıkları polikliniklerinde bu kadar kolay kapatılmamalı. Artık daha güçlü bağırmalıyız. Sevgili doktorum bir gün bir hastasına ‘’senin kararın ama şimdi n’apmalıyız bir bakalım’’ diyebilecek mi bilemem ama biz kadınların birinin mülkiyetine girmeden var olduğuna kulağı aşinalaşmak zorunda. Bu da kadın dayanışmasıyla örülecektir elbet.
Bundan sonra ‘’muayene olmaktan korkuyorum ‘’ diyen kadın arkadaşlarıma söyleyebilecek neyim var bilmiyorum. Şu an elimden gelen hastanenin adını teşhir edip kadınları buraya gitmeden önce iki kez düşündürmek sanırım. Hastane, Üsküdar’da bulunan bir devlet hastanesi.
 
Yaşadığımız ataerki şiddetleri birbirinden az ya da çok değil, yeter ki bir arada kol kola olalım.

Yaşasın kadın dayanışması!   

Etiketler:
İstihdam