21/10/2013 | Yazar: Melike Çakal

İnancına göre ‘melekler katı’ diye bir bölge varmış ve burası eşcinsel ilişkilere çok hassasmış!

“Hâlâ evlenen insanlar var mı ya?”
 
Bu cümleyi sarf eden başörtülü bir hanımefendiye hak vermeden edemiyorum. Nasıl vermezsiniz ki zaten?
 
Eminim toplumumuzdaki ahlak bekçileri bu tür evlilik kurumunu sorgulayan konulardan son derece rahatsızlar. “Toplum nasıl devam edecek?” gibi son derece abuk sabuk düşünceler üzerine kafa yormayı kendilerine görev edinmişler çünkü. Bir kere üremek, sonra ikincisi peydahlamak ve ardından gelen üçüncü… Çok fazla, gereksiz işler bunlar bence.
 
“Nikâhsız yaşamak ve bu yaşamın içinde bir çocuk yapmak mı dedin? Bizim örf ve adetlerimize aykırı şeyler bunlar”
 
Nedense bizim toplumumuzda hemen hemen her şey örf/adet adı altında sapıklaştırılmış durumda. Hadi bunlara bir göz atalım:
 
 
   Gelenekselciler tarafından sapık bulunan insan profilleri:
 
·         Nikahsız yaşayan ve yaşatanlar
·         Evlilik dışı çocuk sahibi olanlar
·         Meryem’e özenmeyip bakire kalmayan kadınlar
·         Eşcinseller
·         Vicdani retçiler
 
 
Anlaşıldığı üzere, bu insanlara göre ÖZGÜR YAŞAMAK eşittir sapıklık! Evdeki eşine itaat etmeyen kadın da sapıktır eminim çünkü erkeğin üstünlüğünü tartışma konusu yapmayacak kadar faşist fikirlere sahip bu kitle. Israrla deodorant kullanmayan, buram buram ter kokan tiplere benziyorlar. Adolf Hitler hakkında “Adamın bir bildiği vardır, yoksa o kadar Yahudi’yi öldürmezdi” diyecek kadar hastalıklı beyinlere sahipler.
 
Maalesef benim ananem de bunlardan bir tanesi. Kadının dünyası sadece öteki dünyadan ibaret. Varsa yoksa maneviyat, içimi bayıyor böyle insanlar benim.
 
Daha da ileriye gidiyor üstelik. İnancına göre “melekler katı” diye bir bölge varmış ve burası eşcinsel ilişkilere çok hassasmış! Ne zaman dünya üzerinde ters ilişki yaşansa burası zangırdıyor, bu nedenle melekler karalara bağlıyorlarmış… Ne kadar yobaz bir hikâye değil mi? Bu senaryo üzerine vasat bir gerilim/korku filmi de çekilir hani.
 
Torununa doğum gününde oyun konsolu hediye etmiyor, dini kitap veriyor onun yerine. Böylece küçük Melike’nin beyni yıkansın ve eşcinsellerden nefret etsin. Lanet olsun senin gibi ananeye gerçekten!
 
Bazıları diyor ki: Kadının yaşına ver, ne anlasın cinsel özgürlükten?
 
Tabi ya, ne anlasın… Madonna’nın dünyaca ünlü bir star olduğundan bile haberi olmayan, Karl Marx’ın kim olduğunu bilmeyen bir kadından bahsediyorum sizlere arkadaşlarım. Gerisini siz düşünün artık.
 
İşte sizin Melike’niz böylesine insanlarla tepişe tepişe bu günlere geldi. İnat etti, yılmadı ve boyun eğmedi. Kadın ile erkek arasındaki eşitliğe inandı, cinselliğin çok güzel bir hadise olduğunu öğrendi.
 
Ve EN ÖNEMLİSİ başkalarının doğrularıyla yaşamadı, kendi doğrularından şaşmadı. Düştü, sonra kalktı. Tecrübe edindi, hatta bazen ihanete uğradığı da oldu ama hiçbir zaman eşcinsellere olan saygısını yitirmedi. Paravan sevgili denen işlere bulaşmayı aklının ucundan bile geçirmedi.
 
Doğan güneşe aç gözlerini
Hayat bu, matematik kuralı değil
Anne olmaksa tek derdin
Seninle işim olmaz güzelim
Bas git hemen şimdi, haydi 

Etiketler:
İstihdam