03/03/2018 | Yazar: Defne Güzel

Eğer kadınlığın ufacık bir dayanışma alanı mevcut ise de, bana yalnızlık kısmı reva görülüyor.

Üniversite çağımda uzattım saçlarımı. Sonra boyattım. Arkadan kadın 'sanıyorlar' beni. Kesmekten usanmadığım zamanlarda sakalsızım. Rimel, kalem, ruj, aydınlatıcı kullanıyorum. Önden de kadın 'sandıkları' olmuyor değil hani. Dar pantolon ve kısa şort -şortlarım meşhurdur- giymeyi seviyorum. Oldukça feminen bir yapıya sahibim. Hatta sigara içişlerim bile feminendir benim. Arada 'bey' diye seslenenler olsa da çevrem genelde bana 'kız' ya da 'abla' diye hitap eder. Hoşuma gidiyor bu durum.

Maruz kaldığım kötü tutumları homofobi, transfobi yahut kadın düşmanlığı gibi kategorilere yerleştirmekte zorlanıyorum. Travesti, ibne, dönme, karı... Sanırım ben her şeyim. Aşağılanma durumunda bile kafa karışıklığı yaratıyorum. Otobüste, sokakta, kolide, kafede tacize maruz kalıyorum. Bakışlardan tutun kıçımı ellemeye kadar uzanıyor bu durum. Alınmıyorum mesela mekanlara. Dayak atıyorlar bana ulu orta. Üzerime tecavüz ve ölüm senaryoları boca ediyorlar.

Aktivist olunca değişmiyor iş. 'Karma' kontenjanından iyi dilek ve temennilerle etkinliklere alınmıyorum. Yürüyüşlerde tuhaf bakışlara, 'cık cık cık' seslerine maruz kalıp arkadan yürümem konusunda en baştan uyarılıyorum. Eğer kadınlığın ufacık bir dayanışma alanı mevcut ise de, bana yalnızlık kısmı reva görülüyor. Hem de her çevre ve zümre tarafından.

Geçmişime dönüp bakıyorum. Pembeyi de pek sevmezdim ama maviden oldum olası haz etmezdim. Renkli bir çocuktum. Annemin saçlarına ayrı bir ilgim vardı. Susardım, dinlerdim, naiftim hep. Erkek arkadaşım pek yoktu. Kızlarla daha iyi geçinirdim. Evcilik oynamayı tercih etmezdim ama arabalarla hiç aram yoktu. İlkokulda kriz meseleydim. Erkekler tuvaletine gitmezdim. Kadınlar tuvaletine alınmazdım. Eve gitmek için -evim okuluma yakındı- özel iznim vardı. Erkek çocuklar aralarına almazlardı beni. Onlarla beraber soyunmazdım çünkü her fırsatta taciz etmek isterlerdi. Kız arkadaşlarım kol kanat gererlerdi onlara karşı. Çocukken benimle dayanışan kız arkadaşlarım vardı...

Kabul etmek kolay değil. Anlamaya çalışıyorum bunu. İyi de diyorum, ben reddediyorum. Erkekliği reddediyorum. Ben kadınım. Kendimi kadın olarak tanımladığım için kadınım. Kendimi kadın hissettiğim için kadınım. Kadınlık deneyimlerim olduğu için kadınım.

Fotoğraf: Reuters

Tarih yine 8 Mart ve yine bir dolu tartışma... Dayanışmak adına, maruz kaldığım şiddet adına, cinsiyet kimliğim adına 'buradayım' demek istiyorum. Diyemiyorum. Erkekler ve kadınlar tarafından sindirilmiş, ağzına acı biber sürülmüş bir kadın olarak diyemiyorum. Eskisi kadar da niyetim ve arzum kalmadı 'buradayım' demeye. 'Şurada' olacağım çünkü ben. Alternatif bir model olarak. Beni bu hüsrana sürüklemeyecek, kadınlar günümü içtenlikle kutlayacak, yine üzüldüğümü anlayıp beni güçlendirmeye çalışacak bir avuç kız kardeş ve lubunya ile 'şurada' olacağım.

Kendimi öteki hissetmediğim, ötekinin ötekileştirmediği ve yeniden var oluşumu ifade edecek cesareti bulabileceğim bir zamanda görüşmek dileğiyle.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler:
İstihdam