31/10/2016 | Yazar:
Biliyor musunuz Deniz, kız kardeşiyle son kez vedalaşmaya gidemedi. Alacağı tepkinin ne olacağını kestiremediği için gidemedi.
Birkaç dakika sürdü her şey. Bir kadın, mor motosikletinin üzerinde tin tin gidiyordu. Belki birkaç saat olmuştu henüz evinden çıkalı. Elbette geri dönecekti sabahtan akşama kadar ders çalıştığı kütüphanesine, güzel keklerle kokuttuğu evine, omuz omuza mücadele yürüttüğü yoldaşlarına, aynı okulu paylaştığı arkadaşlarına. Kırmızı ışıkta durması gerektiğini bilmeyen biri ona çarpmasaydı eğer! Eğer herifin teki arabasıyla onun genç bedenine çarpmasaydı Tuğba Alaş bu gün hala hayatta, aramızda olacaktı!
Telefonum çaldı. Telefondaki ses titreyerek ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu. Sonra haberi verdi. O an ne oldu biliyor musunuz? Karşısında durduğumuz sistem yüzümün sağ tarafına bir tokat attı. Çünkü ben oradan 16 saatlik uzaklıktaydım. O derin acının içinde, oraya ulaşabilmek için para aramaya başladım ve içimden “sistem, sadece sevincimizden değil, acımızdan da beslenmek için var “ dedim. Ağlayarak! Sonuç olarak ben burada kaldım. Telefonda ağladık bütün arkadaşlarımızla. Telefonda destek oluyoruz HÂLÂ birbirimize. Mesafeler sadece sevmemize değil, acımızı paylaşmamıza da engel olamıyormuş.
Birkaç saat sonra Deniz aradı. Haberi yeni aldığını anladım tabi. Deniz bizim Kaws Kuzah LGBTİ’den arkadaşımız. Bu arada biz Kaws Kuzah’ı üç kişi kurduk. Ben, Cihan, Tuğba… Sonra bir aile olduk. Deniz’le konuşmamız, yüzümün diğer tarafına tokatların en sertini yememe sebep oldu. Deniz trans arkadaşımız. Hastaneye yarım saatlik uzaklıktaydı. “Handan” dedi, “son kez vedalaşamayacak mıyız kız kardeşimizle? En azından helalleşebilseydik.” Tüm benliğimizle karşısında durduğumuz, alanlarda haykırdığımız homofobi tam karşımıza dikilmiş acımızın ortasından bize sırıtıyordu. Biliyor musunuz, Deniz kız kardeşiyle son kez vedalaşmaya gidemedi. Alacağı tepkinin ne olacağını kestiremediği için gidemedi. Acı içindeki insanların onu nasıl karşılayacağını kestiremediği için gidemedi. Dilinizden düşürmediğiniz ahlakınız yüzünden gidemedi. Sadece yarım saatlik uzağında olan insanla son kez vedalaşmak istemesi çok mu büyük bir ayrıcalıktı?
Tuğba’nın hayatını kaybetme meselesine gelince; Tuğba hayatını kaybetmedi. Hayat Tuğba’yı kaybetti. Hayat, Tuğba gibi güzel gülen, Tuğba gibi direngen bir kadından oldu. Hayat, beş para etmez insanları beslemeyi Tuğba’ya yeğliyorsa, bu da onun derdi olmalıdır. Tuğba Alaş anılarımızda ve kalbimizin en güzel yerinde yaşamaya devam edecek!
Bizim için 1 Mayıs yürüyüşlerinden sonra bu parkta toplanmak bir gelenek haline gelmişti. Bu parkta bir araya gelir, önümüzdeki süreç hakkında birlikte hayaller alemine dalar, günün coşkusunu bir arada burada sürdürürdük.
Etiketler: