16/06/2017 | Yazar: Tanju Tariz

Kızlarım sloganımız: Kocamı seviyorum, herkese veriyorum! Bunu şiar edindiğiniz zaman mutlu ve huzurlu bir gelecek sizi bekler.

Malumunuz bir süredir yazmıyorum. Ben yazmıyorum diye azan laçolar tanjutariz@gmail.com adresime kısa mastır videolarını gönderiyorlar. Ay bu kadar çok hayranım olduğunu bilmek beni mutlu ediyor ve yeniden yazmaya karar verdim.

Yıldız’ı aradım, “Anne ben Ankara’adayım görüşelim” demez mi? Park caddeyi, 7. Caddeyi bilmediği için sordum nerede buluşalım, Hoşdere demez mi? Ayol dedim Hoşdere’de nerde buluşacağız, biraz Ka ol! Neyse, Kavaklıdere’de buluştuk. Bir şeyler yedik içtik, ayol kadının ağzı doysa gözü doymuyor gözü doysa götü açıkta kalıyor. Beni evime bırakmayı teklif etti, kabul ettim. Etmez olaydım. Önümüzden 36 taliga geçti hiçbirini beğenmedi. Sonra anladım aslında taligatörü beğenmiyor. Neyse iki madilik ile zorla taksiye bindirdim. Ayol iki gacı, gacılardan gacı ben, üstüne laçonya Yıldız taksiye bineceğiz, gacılar ve ben dururken, taligatör buna alıkacak! Mümkün mü? Hoy, el elde baş başta puri bir balamoz ile eve gittik. Sonra anladım ki “kızıma mektuplar” tadında yazdığım bu yazılarda hep bir şeyi eksik yapmışım. Lubunya demeyip en ince ayrıntısına kadar yazmam gerekiyormuş.

Çocuğum aile çay bahçesinde aile bölümüne bakmaması gerektiğini öğrenen mantilerimiz “geniş aile” gibi bindiğin takside tabii ki sana alıkmayacaktır. Bu senin çirkin olduğun anlamına gelmez. Şimdi bunu yazdım diye kendini güzelce de sanma. Taligatör için çirkin sayılmazsın! Taligatör ile teke tek uğraşman gerekir. Taligatör gullüm alıkıyorsun sanar  ve sen avcunu kolilersin!

Kızımın ilk yediği günü dün gibi hatırlıyorum. 18 yaşında bir taze idi.  Daha çok taze fasulyeye benziyordu. Ay onun yaşadığı gün kadar yemişliğim olduğunu bildiği halde havasını atmaktan geri durmamıştı.

“Anne Çiftlik’e gitsek ya, kokoreç yiyelim” der. “Kız, kokoreç nerden çıktı” dersin, “Ayakta yemek istiyorum. Butlar butu idi, oturamıyorum, canım yanıyor” der.

Sabaha kadar “uyuyamadım, laço rahat vermedi, hiç durmadı” der havasını atar.

Görmüş, geçirmiş, her daim pasif bir lubunya olarak, sükûnetle izledim. Kendi içimden demek istesem de her defasında madi kolilerimi kendime sakladım. “Keser döner, devran döner, o keser bir gün…” Neyse, ben bunları söylemiştim demeyi hiç sevmem. Malum, CHP yürüme kararı alınca, faceden Kılıçdaroğlu’nu eleştiren ap gaylardan bir farkım olsun!

Yıldızım kızım,

(Böyle  yazmazsam yayınlamıyor. Yayın politikası imiş! Şu dünyada bir H.K. olamadım. Ey lubunyalar bir Allahın kulu yok mu şu hayır mübarek günde bana bir blog açsa, yazılarımı yayınlasam, kaosgl.org yazılarımı ordan alsa bende el aleme havamı atsam! Benim ne eksiğim var?)

Çıtırım, çitlembiğim, kızlığının son 3 senesini yaşıyorsun. Dikkatli ol! Artık yaş kemale eriyor. Ama sen kemale erme! O yüzündeki ayva tüylerini neden kesmiyorsun? Hangi laço sana baksa seni gây zanneder. (Ayşe Düzkan nasıl küçük harf kullanıyorsa bende gay’i e ile değil “a” ile yazacağım ve “a”nın üstüne şapka koymanızı istiyorum. malum sonuçta  bi İstanbul asilzadesiyim.)

Taligaya bindiğimizde fark ettim, okulu neden bitiremediğini ve lubunyaca kültürünü terk edip kaos jel’de işe başladığını.

Aşkım yüzündeki sakallar senin 18’lik çıtır bedenini sanki 27 yaşındaymışsın gibi gösteriyor. Gösterdiği yetmiyor bir de “gay” zannederlerse, adam senin pasif olduğunu unutur “ap” ilişki istiyorsun zanneder sonra madiliği görürsün. Ya çıtır parlak bir lubunya ol, kes sakallarını ya da “ayı-p” ol. Dünyanın en tatlı, en iyilik sever insanı olarak taligatörün kalbini kazan ve o hetero erkeklerin kendilerine söylediği yalanın ortağı ol. “Ben tek seni s.ktim”. Ayın her çarşambası buluşsanız bile “bi kere oldu bir daha olmaz”ı hep kabul et. Çok eğlenceli bir oyundur ve erkekler bu oyunu oynamaktan hiç sıkılmaz!

Bu iş tek başına senin yaşın ile de ilgili değil! Taligatörün de yaşı önemli. Malum taligatörler sanki hepsi Aristoteles’in okulundan mezun olmuşlar gibi 18-30 yaş arasında yedikleri naneleri, kolileri unuturlar. Translarla birlikte olma deneyimleri varsa, lubunyayı hor görürler, lubunyalarla deneyimleri varsa transları hor görürler. Bu yaş grubundaki naftalaşmış mantilerle uzun erimli ilişkiler kurmak lazım. Hemencecik süpete, koliye gelmezler.

İkincisi, bu işler tek başına yapılır! İlk başta, karşındaki insanı bir similya gibi görmemelisin, insan olduğunu, erkek olsa bile duyguları olabileceğini, kaportaları sağlam olsalar bile “incinebilir” olduklarını her daim akılda tutmak da fayda var. İnsani sohbeti kurduktan sonra, lafonteni aldın mı, ikinci buluşma için hazırlanabilirsin. İkinci buluşma “uzun bir yol” olmalı, malum konuşacak bütün konuları bitirip işin ibneliğe gelmesi için, CHP’den girip, FETÖ’den çıkıp, barış sürece bütün meseleleri halledip sonra meseleyi açmak da fayda var.

Üçüncüsü Yasemin dayının yaptığını yapıyorsun. Bütün mantilerden hoşlandığını ilan ediyorsun ya da “ben leş severim” gibi cümleler ile elin gül gibi similyasını pardon mantisini, naftasını genelliyorsun. Birey olamamış bir toplumun evlatlarına bir fiske de sen vurma, her birinin biricik ve özel olduğunu hissettir. Malum 21 yıllık lubunya yüksek okulunda sanırım öğrendiğim yegane bilgi budur.

Dördüncü ve son öğüdüm, bugün seninle bir erkek kuaförüne gittik. Seni gözlemledim. Baktım mekana hiç bakmadan mantiye alıkıyorsun. Aşkım, kuaförde, perdeyle bölünmüş bir bölüm, ikinci bir oda, alt kat, üst kat yoksa, böyle bir kuaföre girdiğinde yapacağın tek şey, “Burada bir market varmış, onu bulamadım abi” deyip çıkıp gitmek. Ama sen inatla ve ısrarla, yoktan var etmeye uğraşıyorsun. Kızım, çıtırım, ay çiçeğim, zaman, mekan ve güzelliğinin voltranı oluşturması lazım. Yoksa ağzınla kuşu tutamazsın!

Yine tek eşlilik laçolar için hetero kültürden çor edilmiş bir kavramdır. Lubunyalar için geçerli değildir, lubunya sosyal bir ortamın ahengini bozar. Trans atalarımız zamanında boşa dememiş, “Laçolar tek eşli, lubunyalar çok sesli olmak zorunda” diye. Kızlarım sloganımız: Kocamı seviyorum, herkese veriyorum! Bunu şiar edindiğiniz zaman mutlu ve huzurlu bir gelecek sizi bekler.

Lubunyanın o çirkin ördek sendromundan çıkıp kendine gelmesi için bu bir zorunluluk. Lubunya kendisiyle, bedeniyle barıştığında dinginleşir, sakinleşir. O yüzden yazımı okuyan laçonyalar ve laçoların bir sakin durmalarında fayda var. Boşuna demiyorum, travesti kocası olmak zor zanaat.

Bundan sonraki yazılarımda biriken mektuplarıma yanıt vermeye başlayacağım. Malum lubunyanın halinden lubunya anlıyor.

Yaladım hepinizi!


Etiketler:
nefret