21/02/2012 | Yazar: Tuğrul Güven

Candan’ı sadece kemikleşmiş kitlesi ile arşivcileri; biraz da popüler kültürün potası içinde erimeye gayret eden kulağına hoşuna ne gelirse dinlemekten geri durmayan bir kesim dinliyor artık.

Hande Yener’e filan artık Sinan Akçıl ve Kemal Doğulu’dan kurtulmasını öğütlüyoruz; kendilerini tekrar ettiğini varsayarak.
 
Kişisel olarak yeni birşeyler deneyip dinleyicinin / izleyicinin önünde başarısız ve komik duruma düşmek yerine yaptığım şeye sadık kalmak daha iyi ama...
 
Türkiye’de pek çok kişi tarafından sıklıkla dinlenen sanatçıların her seferinde ’kendisini tekrar etmediği veya etmek istemediğini’ söyleyip de arkasından da daha önce yaptıkları şeyleri yapmalarını da kabul etmek istemiyorum.
 
Hande Yener’in Sinan Akçıl ile olan müzikal birlikteliğinden kısa süre içinde 3 albüm çıkarmaları ile ne kadar hazzetmiyorsam Candan’ın da Alper Erinç ile birlikte ürettiği sound olarak birbirinden çok da farklı olmayan ve albümlerde adeta birbirlerinin ardından devam ediyormuş gibi çok yanlış bir imaj çizen şarkıları da beğenmemeye başladım.
 
Candan’ın Hazırım zamanlarına gidiyorum, Mete Özgencil var, Gökhan Kırdar var, Sezen Aksu var, Erol Temizer var. Sonrasında bu liste giderek daralıyor, gerçi araya Kıvanç K. giriyor filan ama artık Mete Özgencil etrafında dönmeye başlıyor bütün şarkılar. Fakat bu sefer de ortaya düzenlemelerde elektro altyapılara aşikar olan Alper Erinç ve ne yazık kiChante Hier pour Aujourd’hui ile pik yapıp REMIX’den sonra Candan’dan beklenen kalitede hiç bir iş çıkaramayan Bozkurt Bayer giriyor. Melek, REMIX’5, Kırık Kalpler Durağında ve son olarak da Aranjman’daki vasat tasarımları ve neredeyse bilgisiz bir insan tarafından verdirilen pozlara tasarlanan kartonetleri oluşturan görseller için verebileceği fotoğrafik direktifleri ile aslında Candan’a hiç iyi birşey yapmıyor Bozkurt. Kırık Kalpler Durağında ve Melek’in kartonetleri aynı konsept tasarımlara sahipler, REMIX’5’te de bu iki tasarımdan izler var.  Uyduruk ve OpenType fontlarla yazılan şarkı sözleriyle, başarısız pozlanmış fotoğraflarla süslü, aslında başarısız olduğu kadar üzücü bir imaj çizen bir ürün var ortada. Fotoğraflar ona keza Chante Hier pour Aujourd’hui’den sonra çok yapay ve basit. Candan bu garip pozları kendisi mi veriyor bilmiyorum ama kesinlikle bir imajcı ile çalışması gerekiyor, işte bunu biliyorum.
 
Candan’ı sadece kemikleşmiş kitlesi ile arşivcileri; biraz da popüler kültürün potası içinde erimeye gayret eden kulağına hoşuna ne gelirse dinlemekten geri durmayan bir kesim dinliyor artık. Sound alanına baktığımızda nerdeyse her şarkının içinde yer alan elektro gitar ve Candan’ın gün geçtikçe daha az kullanmaya başladığı enstruman çeşitliliği Candan’a yeni bir şey katmıyor, aksine klasik ve basit tek sesli Türk müziğine daha çok benzetiyor onu. Candan’ın sesine harika uyum sağlayabilecek akordeonu geçtim 9. bir enstruman yok Aranjman’da. Bu böyle olmaz. Nerede o Her Aşk Bitermiş’teki ney, Ada Sahilleri’indeki kanun veya Korkarım’daki çello... 96’da çıkan Sevdim Sevilmedim’de bile daha çok enstruman var.
 
Klarnetçi Göksun Çavdar’ın yaptığı albümü Aman Doktor ve kendisinin yaptığı Chante Hier pour Aujourd’hui ile Aranjman arasında o kadar çok sound farklı var ki, kulağında Edith Piaf olmadan Fransızca konuşamıyor mu kadın yada bu kadın Fransızca biliyor mu demekten geri durmuyor insanlar. Üretilen her şarkının yaşadığımız ülkedeki insanların büyük çoğunluğu tarafından anlaşılmasını zaten beklememliyiz. Aman Doktor’da Türk ve Yunan sazları arasındaki geçiş bile yok bu albümde, kaldı Aranjman’da kesinlikle bir Le Metequé, bir Ne Me Quitte Pas veya bir Il Me Semble yok. Bu albüm de delicesine ve eleştirsiz başarılı bir albüm değil elbette ama Aranjman’dan çok çok çok çok daha başarılı olduğu bir gerçek.
 
Her şarkıyı aynı kişi aranje edecek diye bir şey yok, her kartoneti aynı kişi tasarlayacak diye bir şey de yok. Bu işleri yapanlar arkadaşları olabilir, kendilerini Candan’ın önüne atmadan iş çıkarıyor olabilirler ama eğer kendini tekrar etmediğini iddia edip sonrasında hala bu söylenen şeyi yanlış çıkaracak davranışlar içine giriyorsa nerden bakarsa baksın kaybetmeye başlamış demektir.

Etiketler:
İstihdam