15/06/2009 | Yazar: Kahraman Gür

Lambdaistanbul’un organize ettiği onur yürüyüşüne ilk defa gecen yıl katılabildim. LİSTAG’lı annelerin birkaçını yürüyüşte gördüm. Tedirgindiler.

Lambdaistanbul’un organize ettiği onur yürüyüşüne ilk defa gecen yıl katılabildim. LİSTAG’lı annelerin birkaçını yürüyüşte gördüm. Tedirgindiler. Açılma problemi yaşadıklarını hissettim, pek önlerde saf tutmak istemiyor gibiydiler, kendi pankartlarına rağmen kalabalığın içinde kaybolup gittiler. Tabii bu durum devede kulak, onların orda olması fevkalade sevindirici oldu. Dile kolay, eşcinsel aileler çocuklarıyla yürüyordu. Onlar anne, baba, kardeşler. Doğası gereği siyaset kaygısı ile değil evlatlarının, kardeşlerinin mutluluğu için organize oldular. 

Birçok ailenin desteğe ihtiyacı var. Eşcinsel çocukların sağlıklı düşünebilen ailelerin desteklerine ihtiyaçları var. LİSTAG’ın, eşcinselliği nedeniyle sorun yaşayan bir sürü genç insan ve onların ailesine çok yardımı olabileceği aşikâr. Umarım LİSTAG İstanbul ile sınırlı kalmaz ve diğer şehirlerde de bu tip gruplar duymaya başlarız.
 
LİSTAG’lı anne babaların dillerinin açıklığı, tane tane temiz ifadeleri, fikirlerinin güzelliği de ayrıca takdire şayan. Yazıları bir yana Açık Radyo’daki röportajda da zor bir konuyu dinleyici ile iletişim kuracak şekilde çok güzel tartıştılar (dinlemek için  http://www.istanbulsweethome.com/acik-radyo.mp3 ). Programı dinlerken tarifsiz mutluluk duydum, dillerine, emeklerine sağlık. LİSTAG Türkiye’de eşcinsellerin ve Lambdaistanbul’un çok güzel bir başarısı. Ne kadar övünülse az.
 
Eşcinsellerin kimlik politikası
 
Birçok tartışmada eşcinsellerin oranının belli bir miktarda olduğu ve bunun değişmeyeceği ama değişenin görünürlük olduğu belirtilir. Bunu ifade etme gereği gey hareketin modernist yaklaşımlarıyla beslenir. Postmodernist yaklaşım ise bunun yarattığı çarpıklıkları ortaya koyar. İnsanları gey/hetero diye kesin kalıplara koyarak kimlikler oluşturmanın açıklayamadığı olguları belirtir. Postmodernist queer yaklaşım Michel Foucault’nun ve ardıllarının çalışmalarıyla önemli bir alan yarattı.
 
Modernist yaklaşıma göre hem cinsine duygusal ve cinsel olarak yönelen insanlar eşcinseldir; karşı cinsine duygusal ve cinsel olarak yönelenler ise hetoroseksüeldir. Amerika’da bu tanımlamanın çoktan kastını aşıp insan davranışlarını sınırlandırma yönünde çok yol kat ettiği kolayca gözlemlenebiliyor. Bu tanımlama büyük bir insan gurubuna (kastettiğim grup biseksüeller değil) ‘sen kendi bölgende kal’ demektedir. Aslında eşcinsellerin hakları için ortaya çıkan bu yaklaşım homofobinin mevcudiyetinde eşcinsel ilişkiyi vurmaktadır.
 
Türkiye’de henüz duvarlar örülmemiş, yönelimler kesin kalıplara sokulmamışken mümkün olsa da batının özellikle Amerika’nın düştüğü bu duruma düşmeden eşcinsel özgürlüğü modernist tanımlama dışında yürütülse veya tartışılabilse iyi olur. Zor ama bir o kadar güzel bir adım atılmış olunur.
 
Kaos GL uzun yıllardır aslında bu yönde tartışmaların önünü açmaya çalıştı, umarım bundan sonra da devam eder. Maalesef Türkiye’de postmodernist-queercilerin özgürlüklerin genişletilmesi yerine Foucault’yu yanlış okuyup konuyu eşcinselleri çileden çıkaran yönelim-tercih noktasına getirmeleri bu önemli yaklaşımın anlaşılmadan küllenmesinde sebep oluyor. 


Etiketler: yaşam
İstihdam