26/08/2014 | Yazar:
Bugün mimarlıkta ego deyince, akla erkeklerin at oynattığı bir alandaki eril ego geliyor kuşkusuz.
“Bugün seni değerli şeylere layık görseler de/Bunu sadece sen hak ettin deseler de/Onların gözüyle sakın bakma kendine/İşleri bittiğinde dayanamazsın sonra haline.
Bugün sana güzel şeyler söyleseler de/Yokluğun bizim için büyük kayıp deseler de/Onların terazisinde sakın tartma kendini/Kullanıp attıklarında üzersin sonra kendini/Onların kanatlarıyla sakın uçma yükseğe/Rüzgâr dindiğinde kavuşamazsın sonra kendine.
Onlar, güce tapanlar/Üçe alıp beşe satanlar/Vermeden almak uğruna/Dünyayı böyle yapanlar.”
Gücetapanlar1, zardanadam.com.
Eril İktidarın Patolojisi: Ön Tanı ve Bulgular
Kişinin beyniyle değil, koltuğun zeminine temas eden vücut bölgesiyle düşünmeye ve eylemeye başlaması, bugün sosyal psikologlarca rektosefal polarizasyon diye adlandırılmaya başlanmıştır. Vücudun psikomanyetik enerjisinin tersinmesiyle kendini gösteren bu sendrom, uzun süre kişinin benliğinde latan bir biçimde kalabilir. Yıllara yayılan kuluçka süresince hiçbir belirti göstermeyen birçok vaka vardır. Polarizasyona dair pediatrik gözlem bulunmamaktadır. Sendrom ansızın belirdiğinde, kişi başıyla düşünmeyi boşlamıştır artık. Biatfil (itaatsever) benlik bozukluğu olarak da adlandırılan rektosefal polarizasyonlu (kıç-baş dönüşümlü) benlik sendromu, önceleri baş bölgesinde ödemle beraber döküntü ve şişme ile ortaya çıkar, hemen hemen eşzamanlı olarak da anal bölgede yalancı duyu organlarının ve çeşitli pseudo-duyusal özelliklerin belirmesiyle beraber, ışığa, sese, kokuya ve tatlara karşı duyusal hassasiyetler görülebilir. Anal konuşma yetisine, -sıklıkla- akut hemoroit tablosu eşlik eder ve bu ön süreci sefalo-rotunda (kafanın yuvarlaklaşması) ve bisefalo-rotunda (kafanın ortasında bir delik belirecek biçimde, iki esnek lob biçiminde yarılması) izler. Bu aşamada konuşma bozukluğuna ve metan gazlı ağız kokusuna yaygın olarak rastlanır. Son aşama ekseri kraldan-çok-kralcılık biçiminde tezahür eder ve kral-çıplakçılara karşı kökten bir nefretle semptomatize olur. Halk arasında iktidar hastalığı diye de bilinir.

İktidarın Anatomisi: Teşhis ve Tedavi
Mimarlıkta başat ego, hala devletengiz süperegodur veya devletli üst bendir. Denebilir ki bu üstbenin, ideolojisini kabul edebilen (derecelerine göre: buna teşne, bundan hoşnut, bununla mağrur, buna yanaşmış, bunsuz yapamaz...) bireylerin çıkar alanı dışındaki herkesi ‘köteklik’ diye teşbih etmesi gerektiğinden, kendine küçük bir dövüş sanatları programı kurmak için gümüş paralar yatırmaya devam etmesi gerekir. Üstben, bir türlü müsamaha edememektedir benin oluşmasına. Caizse tabir, devletengizdir üstben ve benin irtifasıyla kaidesini birbirine katıp darp etmekte, yani çarpmakta, yerle bir etmektedir. Ne zaman yaratıcı ben id’inin hayvani deruniliğinden (ve bilinçdışından) başını yukarı yönde sual etmek ve meramın tirat etmek istese, behemehal üstbence koroya ricat ettirilmektedir. Er kişinin rüyalarında, biatbilmez beniyle amanvermez üstbeninin tahterevallisinden düşmeden tek bir gecesinin geçmediği rivayet edilir ki bir vesayeti atıp ötekini sımsıkı giyinen vesayetperver çoğunluk, kıracağına berkitir bu salıngan eril ilkeyi. Asrın son model mikroskoplarında genetik bakımdan haddelenip santrfüj edildiğinde görülmüştür ki yer tutmamaktadır aslında üstben. İleri laboratuvar koşullarında ise, vücut sıcaklığında fevkalade kontamine olduğu raporlara geçmiştir.2
“O kadar küçüküm ki, en büyükü benim olmalı” şiarındaki sert sessizlerin yumuşak-bilmezliğinde zikrolunduğu üzere, benle üstben arasında bir ölçek problemi yaşamaktadır er kişi. Üstben (namı diğer süperego), kamusaldaki en küçük protesto oluşumlarının bastırılmasını farz kılmış erkbazlık sabit tutulmak şartıyla, algoritmik bakımdan birçok değişken kullanmaktadır (i.e. cop-ritmik, panzer-ritmik, gaz-ritmik, etc). ‘Kirletici’lerin (kontaminant) ya da provokatör’lerin, üstbenin dayak menüsünden yaptıkları her seçim, yemeyenlerin benliğine tabldot olarak serum formunda verilmektedir. Şu nedenle ki, ağız yoluyla bir vokasyon yapmaları engellenmiştir ama dayak yemiş kadar olmaktadırlar, ağızlarını –edilmek için olmak müstesna,– açmalarına ne hacet?
İktidarın Mimarisi: Yan Etkileri
Bugün mimarlıkta ego deyince, akla erkeklerin at oynattığı bir alandaki eril ego geliyor kuşkusuz. Kadınların yöneticilik pozisyonuna gelince, açılmış eril otobanlar yerine off-road parkurları tercih ettiklerine rastlanması umut vericidir. Buna nadiren erkekler de cesaret etmekte ve böylece yeni queer rotaların oluşumuna cevaz vermektedirler.
Bilinen modernist babaların (manevi babalar) tikleriyle egoları seyiren mimarların sayısı az değildir. Bu tiklerden kurtulmanın kolay olmadığı hususunda kendilerine hak vermeliyiz. Denenmemiş bir ego giysisiyle ortaya çıkıp ele güne rezil olma tehlikesini göze almaktansa, eski kıyafetle dikkat çekmeden dolaşmak akıl kârı sayılmaktadır. Ama bu üstben giysileri ya kollardan sıkmakta, ya bele oturmamakta veyahut paçaları kısa gelmektedir. Çoğunlukla burdan tanınırlar: Benin üstüne bir türlü oturmamalarıyla. İğreti bir üstben giysisi, mimarın benliğini de alıp götürür. Bu durumda üstbenden soyunmayı göze alıp üşümek çok daha sağlıklı olacaktır ve bağışıklık sistemini güçlendirecektir.
Üstben gardrobunda birbirinden meşum ve ağır kıyafetler bulunduran mimarların dolaplarını boşaltmaları uzun zaman alabilir ki bunun nedeni üstbene ait (askeri) çizmelerin, (tıbbi) beyaz önlüklerin ve (akademik/dini) cübbelerin beni ana rahmi gibi sıcak ve bir zırh gibi güvende hissettirmesidir. Gün gelince, mimari ego, Harun El Reşid’in Binbir Gece Masalları’nda kızıl gazap giysileriyle donanıp geceyi dörtnala yaran atının üzerinde, aydan şimşeklenen kılıcının çeliğiyle dehşet saçmasını yedeğine alarak, simsiyah kıyafetlerini kuşanıp en pahalı kalemlerini kullanmaya mecbur kalabilir. Kuleden bunu yapması için pistten kalkış izni verildiğinde, iniş takımlarının çalışıp çalışmadığını son bir kez kontrol etmesinde, Zardanadamlar’ın belirttiği üzere, faydalar vardır.
Dipnotlar:
1. 2005, Dibini Gör albümünden, Söz-Müzik: Tolga Kaya, Solist: Erbatur Çavuşoğlu, Zardanam. www. zardanadam.com.
2. Neyzen Tevfik’ten: “Şu boka bok deme ar eyler, boka bir zerresi düşse boku bile mundar eyler.” Mahlukatı beşerin ezelden beridir abdest ettiklerini kataloglayan kak-antropologlar, bugünkülerin tarihtekilerin cümlesini ar içinde bırakacak kertede kontamine olabildikleri uyarısında bulunmaktadır.
Etiketler: