16/11/2016 | Yazar: Tayfun Atay

Çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, çocuk hakları ihlâllerinde cezasızlığın ortadan kaldırılması için çalışan derneğin kapısına kilit vurdular.

Ne bekliyordunuz ki? Suratlarında keyifli bir bıyık-altı gülüşle mühürleyeceklerdi tabii kapısını “Gündem Çocuk!”un!..

Çünkü “Gündem Çocuk!”, anaların ak sütü gibi tertemiz bir oluşumdu.

Bir dernek olarak 2005’te kuruldu. Çocukların ayrım gözetilmeksizin hak sahibi, eşit, özgür, onurlu bireyler olarak barış içinde iyi ve mutlu bir yaşam sürebilmesi için... 

Çocuk hak ihlâllerinin izlenmesi ve raporlanması, cezaevlerindeki çocukların istismara uğramasının önlenmesi için...

Çocuklara yönelik ticari cinsel sömürüyle mücadele etmek için...

Ve tabii ki dindarlık kisvesine sığınarak faaliyet yürüten vakıflarda çocukların tacize uğramasının üzerine gitmek, hesabını sormak, önüne geçmek için...

O halde, pardon, OHAL’de yer yoktu elbette “Gündem Çocuk!”a ve işte en son faaliyetleri durdurulan 370 dernekten biri de o oldu.

Derneğin tüzüğünün doğal eki, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi. Kurucuları da, çalışanları da tamamen gönüllülük esası ile son derece kısıtlı olanaklarla tam bir adanmışlık içinde faaliyet yürütmekteydi.

Fotoğraf: Can Mengilibörü

Ne tür faaliyetler mi? Bakalım:

Her yıl, çocukların yaşam hakkı raporlarının yayımlanması...

Bir “Çocuk Anayasası” hazırlama yolunda çalışmalar...

Ülkemizin çocuk politikasının belirlenmesine, yol haritasının çıkarılmasına dönük çalışmalar...

“Çocukların ifade özgürlüğü” ilkesi doğrultusunda çocuklardan gelen, kendilerinin haklarıyla ilgili mesajların derlenmesi, kamuoyuna duyurulması...

Baştan sona çocuklar tarafından hazırlanan “Eksi 18 – Çocukların Gayri Resmi Gazetesi” ile çocukların seslerinin duyurulmasını sağlamak...

Bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak bir proje geliştirerek okullarda ölümcül sonuçlara neden olabilen fiziksel güvenlik eksikliği meselesinin de üzerine gitmekteydi “Gündem Çocuk!” 

Proje çerçevesinde bu ay, okullarımızda fiziksel güvenlik önlemleriyle ilgili standartların belirlendiği kitapların basımı (60 bin adet) bitirilerek dağıtımı yapılacaktı.

Hedef, iki yıl içerisinde hiçbir çocuğun okullarda fiziksel güvenlik sorunu nedeniyle yaşamını yitirmediği bir Türkiye idi.

Yapamadılar, yarım kaldı

Çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, çocuk hakları ihlâllerinde cezasızlığın ortadan kaldırılması için çalışan derneğin kapısına kilit vurdular.

Çocuğa karşı hak ihlâlinin dik âlâsını körpecik bedenlere sulanarak örnekleyen “dinbaz” vakıflaraysa “vaka-i âdiye”den hesabınca yaklaşıyorlar.

Böyle, çünkü “Gündem Çocuk”un amaçladığı şekilde haklarının bilincinde eşit, özgür ve onurlu bireyler olmayı başaran çocukların, yetişkinliklerinde kendileri için nasıl bir tehlike arz edeceğini biliyorlar.

Mesela şimdi meslek sahibi, pırıl pırıl bir genç kadın olmuş Yağmur Güvenç’in, çocukken kendisinin elinden tutmuş “Gündem Çocuk”un kapatılması karşısında duygu ve düşüncelerini yansıtan şu sosyal medya paylaşımına bakın:

“Ben Gündem Çocuk derneği sayesinde çocukken kendime bir ifade alanıbulmuştum. Gazeteci olmuştum. Mecliste çocuk politikalarına dair konuşmayapmıştım. BirGün gazetesinde bir günlük staj yapmıştım. 12 yaşındayken, Gündem Çocuk bağlantıyı sağlamıştı. Arşiv odalarında Hrant Dink’in yazılarına rastlamıştım BirGün’ün. Belgesel projelerim vardı küresel ısınmayla ve Ankara’nın terzileriyle alâkalı; gerçekleştiremedim ama heveslendiğimde aylarca Gündem Çocuk’un kamerasını ödünç alabilmiştim. Canlı yayına çıkmıştım 23 Nisan’da. Henüz büyümemiştim ama varolabilmek için büyümek gerekmediğini anlamıştım. Şimdi birileri geldi ve faaliyetleri durdurdu. Hangi faaliyetler? Sayesinde özgürleştiğim faaliyetler. Özgürleştiğim başlangıcımı sona erdirmeye niyetlilere lânet olsun, hiç çocuk olmamışlara lânet olsun.”

Anladınız mı şimdi, neden faaliyetini durdurdular “Gündem Çocuk”un?..

Özde mes’ulü olup sözde mağdurunu oynadıkları kanlı-karanlık bir darbe girişimini bahane ederek ülkeyi çok daha koyu bir karanlığa sürüklerlerken üzerimize sıvadıkları insani, ahlâki ve vicdani kirliliğe “Yağmur”lar yağmasın...

O kopkoyu karanlık hiç kaybolmasın diye!


Etiketler:
nefret