22/04/2013 | Yazar: O. Demet Yanardağ
‘Kadın dediğinin memeleri erkeğinin avucunu dolduracak. Domaldığında kalçaları kalp şeklini alacak. Kilolu olmayacak, kucakta rahat hoplatılacak; ama ele de gelecek.’
Bir kadın nasıl olmalıdır? Aylardır birçok insana soruyor, internet üzerinden erkeklerin ideal kadın anlayışını irdeliyorum. “Kadın dediğinin memeleri erkeğinin avucunu dolduracak. Domaldığında kalçaları kalp şeklini alacak. Kilolu olmayacak, kucakta rahat hoplatılacak; ama ele de gelecek.”
Erk beynin buram buram cinsellik kokan “İdeal Kadın” tarifi maalesef bu şekildeymiş. Kadın bir cinsel objeymiş ve iyi kadın yatakta, ayakta, kucakta belli olurmuş; ha bir de yemekleri güzel olmalıymış, erkeğinin ütüsünü falan güzel yapmalıymış. Peki, bunlar erk beyin için yeterli miymiş? Bıkana kadar yeterliymiş, zira errrkek, değişiklik ararmış ama kadın namuslu olmalıymış, sıcacık deliğini bir tek erkeğine saklamalıymış öyle ki oradan çıkan kan kurbanı ile errrkek gururlanmalıymış...

Erk beynin ve düzenin ideal kadın tanımı böyleymiş. Peki, kadınlar bu konuda ne düşünüyormuş dedim ve araştırdım. Başlangıçta böyle düşünmediğini söyleyen kadınlara ayrı zamanlarda ayrı sorular sordum. Birçoğu küçük göğüslü olsaydı silikon taktırabileceğini, yüzündeki ufak kusurları estetikle düzeltebileceğini, kozmetik ürünlerin kullanımı konusunda pek hevesli olduğunu ve vücudunda çıkan üç-beş tüy için lazer ve iğneli epilasyona katlanıp kökten çözüm istediğini anladım. Kadın kılsız olmalıydı çünkü. Kılı olan kadını tüm erkekler ayıplar hatta o kadına gülerdi. Beğenilmek güzel bir histi; ancak erkeklerin yolda yürürken bile çadır dikmesi belki de iğrenç olabilirdi; ama olsundu, erk yapı bunu gerektiriyordu. Kendimiz için değil, erkeklerin beğenmesi için bunca zorluğa katlanıyorduk ve aşırı kozmetik kullanımından dolayı yaşımız otuzu geçmeden kırışıklıklar, suratımızda estetiğin neden olduğu sorunlar, silikonlarda taşlaşmalar ve kaçınılmaz son olan yine terk edilme... Geçici mutluluklar için kendi görünüşümüzü değiştirmemiz bile mutlu sona ulaşmamız için yeterli olmuyor ve bunu fark ettiğimizde her şey çoktan bitmiş oluyordu. Çünkü erk beyin olacak kutsal papaz, her zaman pilav yemezdi. Arada garnitür, tatlı, ara sıcak falan lazımdı...

Etiketler: