28/03/2017 | Yazar: Ali Özbaş

Yengesine aşık olan görümce konulu izleyeceğim filmin sonunu da mutsuzluk mu bekliyordu yoksa?

Sinema kanalları arasında zap yaparken birinde “Tercih Meselesi” filminin bilgisini gördüm. “New York’da yaşayan Gray’in ağabeyi Sam’le herşeyini paylaştığı özel bir ilişkisi vardır. Sam’ın ise kız arkadaşı Charlie için yapamayacağı yoktur. Eşcinsel olduğunu henüz fark etmeyen Gray, kafasının karışıklığını bir takım cahil arkadaşlarından ve yabancılardan aldığı öğütlerle çözmeye çalışmaktadır…” şeklinde bir tanıtımla karşılaştım. Gece 1.10’da başlayacak filmi izleyecek uyanıklıkta değildim ama gecenin geyiğini yapmak için arkadaşlara bu bilginin fotoğrafını yollayıp “yıl olmuş 2017 hâlâ “tercih” diyorlar” şeklinde mesaj attım. Kimsenin ilgisini çekmedi, geyik devam ettirilmedi, filmle ilgili de kimseden ses çıkmadı.

Film hangi yılınmış, kimler oynuyormuş şeklinde IMDB’den baktığımda, 5.8 notunu da görünce uykusuz kalmaya değmez, üstelik sinema kanalları eşcinsel öpüşme sahnelerini bile kesiyor zaten, o saate kadar oturup izlemeyeyim diyerek yatağıma doğru yol aldım.

5 Şubat tarihinden bugüne (filmi izlediğim 24 Mart’a) kadar birkaç kez film yayınlandı, 1 kez dışında yine gecenin hayli ilerleyen saatleriydi. Gayet makul saatte yayınlandığında ise başka bir filmle çakışmıştı ve tercihimi diğer film için yapmıştım. Evet burada tercih kelimesi doğru bir kullanımda, çünkü ortada iki tane benzer şey var, birinden birini izlemek aldığım hazzı şansıma değiştirebilir ama sonuçta ikisi de izleyebileceğim, benzer şekilde film izlemenin keyfini yaşayacağım durum. Bunlardan hangisini izlesem ki diyerek, birinde karar kılmam bir tercihtir.

Sonuç itibariyle yine şans eseri bu gece de yayınlandığını görünce heyecan yaptım, izlemek için beklerken kısa süre önce Kaos GL haber sitesinde yayınlanmak üzere iki film arasında hazırladığım sonu mutlu biten lgbti filmleri listesi sonrası “bunlar sadece gey film listesi, içinde hiç lezbiyen filmi yok”, eleştirisi aklıma geldi. Oldukça haklı bir eleştiri idi elbette, ancak kısacık sürede mutlu son ile bitme şartını da içeren, elbette de izlemiş olduğum filmler içinde yaptığım elemede lezbiyen filmlerinin de olması gerektiğine dikkat etmeden hazırlamıştım listeyi. İçinde bir trans filmi de vardı ama liste adına hiç dikkat etmeden içselleşmiş bir şekilde gey filmi eşittir LGBTİ filmi şeklinde otomatikman hazırlamışım listeyi. Gerçi “Mavi Saçlı Kız” filmi aklıma gelmişti ancak sonunda ayrılmış olmaları bu kategoride yazmam için olanaksız kılmıştı. Bana göre ikisi de ayakları üstünde duran iki kadın haline gelmişti filmin sonunda, dolayısıyla mutsuz bir son denemezdi ama iki kadının ilişkisi mutsuz bir şekilde bitmişti. Yine lezbiyen temasına rağmen henüz vizyon serüvenini tamamlamamış olduklarından listeye eklemediğim 2 film de olmuştu. Gerekçesi ne olursa olsun, sonuç itibariyle liste gey filmleri listesine dönüşmüştü. Sonrasında internette sonu mutlu biten LGBT filmleri şeklinde araştırma yaptığımda lezbiyen filmlerinin listenin en fazla üçte birini doldurabildiğini gördüm. Yengesine aşık olan görümce konulu izleyeceğim filmin sonunu da mutsuzluk mu bekliyordu yoksa?

Film Gray ve Sam’in ev halleri ile başlıyor. İki kardeş yıllardır beraber yaşıyorlar. Oldukça iyi anlaşmaktalar, birlikte dostları ile vakit geçirmeyi seviyorlar. Gray reklamcı, Sam ise doktor. Bir akşam yemeğinde ilk kez tanıştıkları birinin ikisini sevgili sanıp “kaç yıldır birliktesiniz” sorusunu sorması, hâlâ durumu kavramayan kardeşlerin, “35 yıldır” cevabı vermeleri ile film neşeli bir anlatımda gideceğini müjdeliyor. Bu muhabbet ile artık birer sevgili bulmaları, kendi başlarına da hayatlarını düzenlemeleri gerektiğini düşünüyorlar. Fakat ilk aşamada Sam’e birini bulmak için bile yine beraber hareket ediyorlar. Parkta tanıştıkları Charlie kısa sürede hayatlarının bir parçası oluyor, hepi topu 1 hafta sonra da evlilik teklifi geliyor. Çok hızlı alınan evlilik kararı aynı hızla hayata geçirilmek için Las Vegas’a gidilip orada nikah kıyılacak.

İlk tanışma anından itibaren Gray ve Charlie’nin arasında yakınlaşma olacakmış hissine kapılıyorsunuz. Hatta ilk merhabalaşma bile bu iki kadın arasında gerçekleşiyor ve Sam’e kız bakmaya gitmişken kendisine mi sevgili bulacak diye düşünüyorsunuz. Ortada dile getirilmiş ya da kabullenilmiş bir lezbiyenlik yok ama bunu hissediyorsunuz. Özellikle gelinlik seçme sahnesinde her an bir temas bekliyor hale geliyorsunuz. Üçlümüz Las Vegas’a gidiyor, düğün öncesi gelinle kalamazsın diyerek Sam’i başka odaya yolladıklarında büyük gelişmenin kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğini anlıyorsunuz.

Nitekim gecenin sonunda iki kadının öpüşmeye başlaması, öpüşmenin ateşli ve uzun sürmesi, ekranda hâlâ devam ediyor olduğunu görmek çifte kavrulmuş lokum kıvamında beni mutlu etti. Eğlenerek izlemekteydim filmi, keyfim yerindeydi zaten. Ortada çok başarılı bir eser yoktu ama vasatın üstündeydi. Bir de kendimi hazırladığım yakınlaşma ile atlayan sahne yerine öpüşmenin devam etmesi keyfimi bir kat daha artırdı. Ancak benim keyiflenmemin tersine Gray’in keyfi kaçmaya başladı; neler oluyor, imdat şeklinde paniğe kapıldı. Ertesi sabah Charlie ile konuşmaya çalışsa da diğer kadın evlenmek üzere olmanın telaşı dışında gayet mutlu ve hiçbir şey olmamış havasındaydı. Dolayısıyla kafası karışık kızımız yine tek başınaydı.

Nikahı kıymakta olan pederin her “itirazı olan var mı” sorusunda Gray’i hıçkırık tutması nikaha engel olmaz, çiftimiz mutluluğun kollarına koşarken, Gray evde üçüncü kişi olmanın dışında aklı ve duyguları karışmış bir halde kalakalmıştı.

“Ben lezbiyenim galiba” dediği terapisti “ne var bunda, gayet doğal” cevabı verse de abisinin karısından hoşlandığını ve onunla öpüştüğünü söylemesi terapistinin tüm olumlu yaklaşımını yerle bir edecek, “değilsin, lezbiyen değilsin, seninki abini kıskanma, onunla kendini kıyaslama, git kendine erkek bul” demesine yol açacaktır. Hoşgörünün de bir sınırı var, bu sınırları ihlal edersen en başa döneriz yani…

Sırada abiye açılma vardır. Sam de Gray’in açılmasını olumlu karşılar ve bu anı uzun zamandır beklediğini söyler. “Çocukluktan senin lezbiyen olduğunu biliyordum, bu bir tercih değil ki” der. Ancak bu tatlış anlar da “Charlie’yle öpüştüm, ya da sadece ben öptüm” itirafına kadardır. Evden de kovulması kaçınılmazdır. Hoşgörünün de bir sınırı var, yeri gelir diş fırçamızı bile paylaşırız ama o kadar…

Sırada işyerine açılmak var, gerçi açılmaktan çok ifşa ile gerçekleşir ama o da istem dışı gerçekleşir. Neyse ki işyerinde durum aleyhine dönmez, her türlü alaycı bakışlara rağmen.

Gray’in kendine yönelik keşfini tamamlayabilmesine evden kovulduğu dönemde evini de açan, taksi şoförü Gordy yardımcı olacaktır. İki kez üst üste arabasına binmesinin ardından Gray’e aşık olan, ancak lezbiyen olmasını en samimi şekilde kabul eden, sonrasında da dostluğunu esirgemeyen Gordy, hâlâ lezbiyen mi yoksa sadece gelini Charlie’ye mi aşık olduğundan emin olamayan Gray’in bu keşfini tamamlaması için lezbiyen bara götürür. Erkek alınmayan bara tek başına giremeyen Gray için kadın kılığına girerek desteğine devam eder. Ertesi sabah Gray’in birlikte olduğu kadının evinden sokağa çıktığında mutlulukla havaya zıplaması ile filmimiz mutlu mesut sona erer.

Romantik komedi türünde filmi, çok beklentiye girmeden izlemek kaydıyla çok keyif almak, mutlu olmak mümkün.


Etiketler:
İstihdam