20/11/2013 | Yazar: Esmeray

Çığlık atmak istiyoruz biz transeksüel kadınlar, bırakın bizi, parçalarımızı toparlamak istiyoruz.

 Bugün uluslararası nefret suçları sonucunda ölen trans bireyleri anma günü. Anam bacım nefret suçları gün geçtikçe katlanarak çoğalıyor. Nefret suçu sonucu öldürülen trans kadınların istatistiki bilgisini yeniden yazmayacağım, çok yazdık. Sadece şu an hissettiklerimi yazmak istiyorum.

 
Trans bir kadın olduğum için bazen kendimi masaya yatırılmış, bedeni parça parça edilmiş gibi, elim birinde, kolum birinde, her parçamı biri eline almış inceliyor gibi hissediyorum... Cinsel organım herkesin elinde sanki, bakıyorlar orijinal mi değil mi… Ben buna karar veremezken, devlet ve toplum topyekûn üstüme geliyor, sanki onlar karar verecekler. Ne olduğuma karar da veremiyorlar bir türlü; mesela altı ay oldu ameliyat oldum, mahkemeler birbirine havale ediyor dosyamı, karar veremediler; halen bekliyorum, artık kim karar verecekse versin diye! Sadece vereceğiniz lanet olası bir pembe kâğıt parçası.
 
İşte böyle efendiler; çığlık atmak istiyoruz biz transeksüel kadınlar, bırakın bizi, parçalarımızı toparlamak istiyoruz... Hele mahremimizden çıkın artık ayıptır!
 
Gelelim nefret söylemine. Bu bazen sözde bazen pratikte, fena yakıyor canımızı... Ölen ölüyor kalanlar da her gün bu şiddete maruz kalıyor... Hani hep deriz ya, tarih yalan söylüyor. Diziler, filmler yalan söylüyor, hep yokmuşuz gibi davranıyor. Oysa vardık tarih boyunca; ama efendiler sizler yok saydınız bizi…
 
Bunu da yazmadan rahat edemeyeceğim. Son zamanlarda sanki bir moda hâline geldi, özelikle tiyatrolarda trans bireyleri konu alan tekstler ve oyunlar çoğaldı bu ara; iyi hoş da bir bakıyoruz ne kadar klişe varsa sahnede… Bu nedir şimdi demek geliyor insanın içinden. (Bu konuda çok güzel yazılmış oyunlar var onları tenzih ediyorum.) Tiyatroda bu asla olmaz, illa da kadını kadın oynayacak erkeği erkek. Bu değişebilir tabii ki, transeksüel bir kadını “biyolojik” (biyoloji ne ise artık) bir kadın ya da erkek oynayabilir, oyunculukları da mükemmel olabilir. Fakat trans bir birey olarak içeriğe bakarım ben. E bu kadar klişe olunca, Allah aşkına yapmayın şunu. Üzerimizden tiraj çıkarıp ağlatmayın insanları; emin olun ki hiçbir işe yaramıyor bu. İsteyen istediğini oynayabilir fakat ve lakin transseksüel kadınların bu kadar tek mesleğe sıkıştırılmış olması ve sanatta görünür olmaması… Ne bileyim çok transeksüel kadın oyuncu olur, çok görünür olur amenna; ama bu durumda trans kadınların görünür olmaları için diyorum, sizler başka şeyler oynasanız hani!
 
Aynı şey sinema filmi ve diziler için de geçerli... Böyle projesi olan yapımcılara diyorum ki, iyi düşünün, eğer amacınız trans görünürlüğü ise, tam olsun. Ünlü birilerini oynatacağınıza yolda kaldırımda bir trans kadını oynatsanız daha samimi olursunuz ve asıl cesaret budur işte...
 
İşte efendiler bütün bunlar nefreti körükler ve gizli de olsa nefretin bir başka açıdan ifadesidir... Farkında olsanız da olmasanız da, trans bir bireye sen böyle olduğunu ne zaman hissettin sorusu bile nefret suçunu oluşturmaya yeterlidir. Gelin önce dilimizi değiştirmekle başlayalım, nefret suçlarına ortak olamayalım.

Etiketler:
İstihdam