19/11/2021 | Yazar: Gözde Demirbilek

hatırlarsanız ben bir yazarım. ve yazarların kendilerine özgü(n) bir+ dili olmak zorunda. çünkü ses taklittir, ister hayal edilsin ister gerçek olsun ancak görüntüsüyle okunabilir.

o.ax2+ : manâ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

felsefe yolda olmaktır.

aşk yok olmak diyor biri, yâr ben y (yıldız tilbe)

.kendimden çıktım yola, bir yere varmaya çalışıyorum. sevdiklerimle aynı yerlere varma arzusunu sık sık hissetsem de HERKESTEN farklı bir yere varmış biri olarak anılmak istiyorum. benim için manâ bu yüzden önemli.

yazgı : dizgi (üstlerine tık:la)

ifşa : manâ  

o.ax2+ : manâ

onlar : manâ

biz : manâ

teşekkür : manâ

: mut : mutlu : mutluluk : mutsuzlux

doğuştan kelimesini sevmiyorum, bana özcülüğü çağırıştırıyor. sevmiyorum çünkü; 26 yıldır özümü arıyorum ve son 5 yıldır, hatırladıklarımı bir araya getirmeye çalışıyorum. hiçbiri birbirine uymuyor. 

tek yumurta ikizimin doğacağı belli olunca ebeveynlerimden biri, çift yumurta ikizimi fark etmemem için kendince bazı yöntemler düşündü. "kendince" diyorum çünkü o ebeveynim henüz ağzımdan duymuş olmasa da onun kendince bulduğu yöntemlerle içten içe gurur duyuyorum. 

işte birkaç örnek: a.g.d, annemin karnından yanımıza gelirken bana bir oyuncak bebek getirdi. ebeveynlerim bu bebeğe benim isim koymamı istedi. ben bu bebeğe luskılarita ismini verdim. 

sıkıldıysanız hemen "nasıl yani?" diye sizi şaşırtacak bir bilgi vereyim a.g.d'ye dair: kendisi, annem ve babamla aynı gün doğdu ya da doğmuş, o kadarını ben bilmiyorum. bana söylenen üçünün de 23 ocak'ta doğduğu. bu yüzden her sene 23 ocak'ta birlikte pasta kesiyoruz. yapamadığımız yıllar olmadı değil, yani benim bu kutlu doğum şölenine katılamadığım bazı yıllar oldu. bazen fiziksel olarak bazen de kafamın naşlamış olması sebebiyle bu şölene katılamadım. bi de ben 17 nisan'da doğdum. yükselenim yay, ay burcum akrep. üç kovayla aynı eve doğdum. venüsüm balık. ilk (sandığım) kadın sevgilim de kova burcuydu. o aşk çok uzun sürdü arkadaşlarım (diyebilirim bence size). zaten henüz bitmedi ama bitecek mi bitmeyecek mi göreceğiz (hep birlikte).

(ben derin bi' nefes alıyorum yazmaya devam etmeden, siz iki nefes alın lütfen)

luz clarita, televizyonda izlediğimi hatırladığım ilk eşitim. asla eşit değildik bence (bunu google'dan fotoğraflarına, dolayısıyla kendisinin kurgulanmış hayatına bakınca fark ediyorum) ve zaten luz clarita kimdi hatırlamıyorum. luskılarita'yı hatırladığım kadarıyla şöyle tarif edebilirim: kırmızılı beyazlı bir elbisesi vardı, saçları sarı gözleri maviydi. böyle anlatınca ÇOK ırkçı okumaların önünü açtığımın farkındayım. belki de milliyetçi? özcü de olabilir. üçüne de ayrı ayrı cevaplarım var ama çocukluğuma dair bir şeyler paylaşırken politik farkındalığımı kapının önünde bırakmayı son 2 yılda profesyonelleştiğim bir huydan öğrendim. öğrendiğimi, başkalarının okuyabileceği bu yazıda uygulamak istiyorum. 

intihal, çalmak, esinlenmek, özgün : mat, net, muğlak, x

bölüm sözlüğü: anaokulu, birinci sınıf, ortason, eşit ağırlık, mezuniyet + fen-edebiyat 

yazarım ben bu arada. okumadım tam olarak ama yazarım.

yazmaya nasıl başladım... yalan söylemek istemiyorum: gördüğümü taklit ederek. yazı tahtası denen ekrana baka baka, hem evde hem okulda ama önce okulda. ama okumaya evde başladım. zaten bu yüzden ilkokul öğretmenim anneme "gözde'nin SÜPER bi matematik zekası" var dedi bence ama o esnada annem bu dehanın okulda öğretilen matematiği bir türlü anlayamayacağını düşüneceğimi kestiremedi. 

*bakın yukarıda (ya da aşağıda) allah var, hâlâ ara ara a.g.d'nin özel anaokuluna gitmesini kıskanıyorum.*

sebeplerini anlamışsınızdır, bana ortasonda bi' DİLİMİZ kafası geldi. günde 500+ (bazen 700 bazen 1000) tane türkçe sorusu çözüp o dönem dershanede çok sevdiğim bir öğretmenimin gözüne girmeye çalışıyordum bence ama buraları bilahare konuşuruz (beni daha yakından tanıyan bazı arkadaşlarımın tek ve taraflı aşk yaşadığım bazı öğretmenlerden haberi var, ayrıntıları dediğim gibi bilahare, mümkünse yazılı kayıt bırakmayacağımız şekilde konuşalım). 

lisede türkçe kendi içinde ikiye ayrılınca ben bu yeni* ikiliyi anlamak konusunda eşit ağırlık veremedim. dil ve anlatım, edebiyat'ın önüne geçti. o esnada zaten yıllardır konuşmaya çalıştığım ama bir türlü konuşamadığım ingilizce'nin üstüne rak diye almanca bindi. kendimi ege üniversitesi fen-edebiyat fakültesinin sosyoloji-psikoloji-felsefe katında bulduğum gün orada pek fazla kalamayacağımın farkındaydım. 2015 büyük lubunya göçünde izmir'den ankara'ya taşındım, hadi İLEF derken telef oldum.

öyle oldu(m) böyle oldu(m) sonunda 2 üniversite bıraktım. çok güzel oldu (oh olsun diyebilirim). ikisine de büyük aşklarla gittim gittim döndüm. dönüş yollarımda düşüncelerimden başka tutunacak bir şey bulamamıştım. 

umarım okurken küfretmiyorsunuzdur bana "bu ne biçim kurgu lan?" diye. 

çünkü kuru kuru yazacak olsam gidin 2009'da bi hayranımın açtığı gozdemirbilek.com'u okuyun derdim ama o ax2+'yı çoktan naşlattık. 

o-ax2-mana-1

*

hatırlarsanız ben bir yazarım. ve yazarların kendilerine özgü(n) bir+ dili olmak zorunda. çünkü ses taklittir, ister hayal edilsin ister gerçek olsun ancak görüntüsüyle okunabilir.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

izlence : yıldız tilbe kardelen*i ilk defa söylüyor (1995)

*gül değil, kır çiçeği değil


Video Haber İkon  İlgili Video:


Etiketler: yaşam
İstihdam