06/04/2010 | Yazar: Esra Ummak

Sevişip dokunamamak nasıl bir duygudur bilir misin? Ağlayıp hıçkıramamak... diye soruyordu kanıksadığı çaresizliğiyle...

Sevişip dokunamamak nasıl bir duygudur bilir misin? Ağlayıp hıçkıramamak... diye soruyordu kanıksadığı çaresizliğiyle... Eğer bir eşcinselsen diyordu, seçmediğin şıklar her zaman doğrularını götürmek zorunda... Maskeler yapışıyorsa yüzüne, dikilen kıyafetler oturmuyorsa üstüne yaşayamadıklarının gölgesinde kalmak zorundasın diyordu isyankar bakışları... Her gün yeni heteroseksist bir senaryo yaratmalıydı onaylanmak için...  Ha bu arada bir başkasına yarattığı senaryoyu ertesi gün unutmamalı aynı yerden devam etmeliydi... 
 
Bir kadınım diyordu ve kadınları seviyordu ama hepsini değil sadece bir tanesini... Beş kalbim, yedi bacağım yok diyordu benim... leyladan daha aşık, mecnundan daha sadığım belki de... ve ekliyordu... ama onların ki imrenilecek destansı bir aşk iken benimkisi yorganın altında küçük bir yatak macerası olarak kalmak zorunda...
 
Hayatta hiç bir işin yolunda gitmese bile gene sevinmelisin, şanlısın heteroseksüelsin diyordu... En kötüsü de nedir biliyor musun diyordu yorgun gözleri... Sevdiğinle kavga ettiğinde ya da ayrılma noktasına geldiğinde, hani insansın işte paylaşmak istersin birileriyle... Yeni bir senaryo daha yaratacak gücünün kalmadığı o anlar... Vurgun yemeye devam edersin her saniye ve gecenin sonunda kelimelerin paranoyasında kaybedersin kendini...
 
Taşıyamıyordu bazen bu yükü şaka yollu da olsa denemişti çoğu kez kendini açmayı... Ama hep aynı iğrenç ve anlamsız esprilere eşlik ediyordu çığlıkları... “Bir lezbiyenin sevgilisine alacağı en özel hediye bir paket orkid olsa gerek”... “Vibratöre ne gerek var sen o aşamaya getir gerisini ben hallederim”... “Bir lezbiyenin en iyi kullandığı uzvu sihirli parmakları olsa gerek”... 
 
Biz dört duvar arasını özgürlük bildik artık diyordu... Hayattaysan öyle ya da böyle, yüzündeki o saplantılı tebessümle, parmaklarının ucunda yürümeye devam edeceksin...


Etiketler:
İstihdam