02/07/2015 | Yazar: Yeşim Coşkun

Onur Yürüyüşü her yıl aynı tarihlerde dünyanın birçok yerinde yapılıyor, tarihi değişen Ramazan’dır.

Ya sabır dedim ama olmadı, yazmaktan alıkoyamadım kendimi yine.
 
Günlerdir sabırlı olmaya çalışıyorum yazılan çizilen ya da yanımda telaffuz edilen cümlelere fakat fikirsizliğin de bir sınırı olmalı diye düşündüğüm için sabrım taştı.
 
Arkadaş ne cevval bir insan ürünüsünüz ya?
 
Böyle bir yanarlı dönerli, ne istediğini bilmeyen ya da neyi savunduğunu bilmeyen bir mahlukata dönüşüyorsunuz konu din olunca.
 
Neyin harareti bu anlamadım ki;
 
Seçimde AKP’ye ders veren zümreye ait değilmiş gibi beyanatlar bir solukta yazılıyor. Hem homofobik bir zihniyetiniz var, hem de karşısında duran bir fikir.
 
İki gün önce profilini gökkuşağına boyayıp iki gün sonra, “Dinimize küfrediyorlar, Ramazanda öpüşmeleri şart mı” yazıyorsun.
 
Bir arkadaşım da “Yani ramazana getirmeleri şart mıydı yürüyüşü” diyor.
 
Cehaletini seveyim; Onur Yürüyüşü her yıl aynı tarihlerde dünyanın birçok yerinde yapılıyor, tarihi değişen Ramazan’dır.
 
Her yıl 10 gün önceye çeker takvimini Ramazan, hani ben tutmuyorum ama biliyorum, keşke sende bileydin geçen yıl yine Ramazan da yürüyüp öpüştülerdi.
 
Sorun Ramazan değil, sorun bu dönem zaferle sonuçlanan seçimlerdir aslında. Yürüyüşün tahrik edeceğine inanan bir kul sesi duymadık ahaliden.
 
Ben de yürüyemediğimiz onur yürüyüşündeydim her yıl olduğu gibi...
 
Ama gerçekte kimin tahrik ettiğini, taciz ettiğini bizzat yaşadık ve gördük.
 
Ağzı dolu dolu küfür eden bütün polisleri (ki ben yerinde küfür ederim bazı durumlarda fakat bunların ki dili bırak kaleme almaya gelecek türden değildi. Ama ne hikmetse oruç ağız ana bacı bellediler...)
 
Kadına el kaldıran bütün polisleri, “ibneler hepinizi teker teker s....” diyen telsizli sivilleri bizzat duydum.
 
Şimdi tüm bu amcalar Müslüman ama eşcinseller ya da LGBTİ’ler değil, her şeyi bilen ve her şeyi söylemeyi hakkettiğini düşünen sen Müslümansın ama onur yürüyüşüne katılanlar değil dimi?
 
Bence de değiller, çünkü din, dil ırk ve kültür hatta aşk ayrımı yapmadan yürüyebilen tek topluluk oradakiler. Dolayısıyla her din her dil geçerli olan bu yürüyüşte sadece Müslümanlık mevzu bahis değil...
 
Sen Ahmet olarak Ayşe’yi seviyorsun, ya da Ayşe olarak Ahmet’i seviyorsun diye, bu topluluk senin istediğini sevmek ya da yaşadığın gibi yaşamak zorunda değil.
 
Ramazan’dayız ve görüyorum ki, küfür eden ya da sigara içen birçok kişi oruç tutmuyor, öpüşen biri de seni ilgilendirmez. Zahmet olacak ilgilendirmesin.
 
Sen orucu kendine mi? Başkasına mı tutuyorsun?
 
Geçen gün sevinç çok güzel bir yazı yazmıştı bende paylaştım profilimde, bir iki cümlesi şöyleydi;
 
“Annemle babamın oruç zamanları diğer anne babalarınkine uymazdı. Diğerlerininkinde top patlar, televizyon program yapar, geceleri davulcu hepimizi uyandırır, sonunda da bayram yapılırdı. Bizimkiler sessiz sedasız aç kalırdı da, hiç yaygara kopmazdı.
 
Başkalarının ibadetinin çağrısı, herkesin duyduğu bir ezgiyle beş vakit yapılırdı. Bizimkiler gizli saklı mahallelerde, genellikle bir gecekondunun büyükçe salonunda toplanırdı. Babam saz çalar, hikâye anlatır gibi acılı deyişler söyler, herkes ağlardı.”
 
Buna ek olarak şunu belirteyim, ben de bir Aleviyim aynı sevincin dediği gibi, davullarla zurnalarla aleme duyurmuyoruz orucumuzu...
 
Ben Ramazan’da insanlara saygı duyduğum için çantamdaki suyu çıkarıp içmiyorum yalnız kalana dek.
 
Ama kimsenin 12 İmamlarda ya da Hızır’da (bizim oruçlarımız) etrafta Alevi vardır ya da 12ler geldi, bugünler hızır diye saygı duyduğunu hatırlamıyorum.
 
Ha özel bir ilgi ya da saygı da beklemiyorum Ya da ailemde tutan kişilerde böyle bir beklenti içinde değil biline.
 
Çünkü bize öğretilen ve bizdeki oruç; nefs orucudur. Kapatırsın dışarıya algını.
 
Kendinle yüzleştiğin bir yas orucudur.
 
İftarlarda da öyle şenlik alayı gibi sofrada kurulmaz üstelik. Her gün nen varsa sofrada...
 
Çünkü; nefs orucudur o. Ve senin için bu nefs terbiyesidir.
 
Yani diyorum ki; sana ne? Öpüştülerse, o kadar nefsin yok ise önce kendini sına.
 
Önce kendi inancını sına?
 
Öfke nöbeti geçirmek ve saldırmak dışında ne yapıyorsun bu insanlara?
 
Gören de sofrana tükürmüş, duanı bölmüş sanır!
 
Ya-sen! Her gün yaşamını ve inanışını sorguladığın birileri için günah içinde isen? Ya da taciz ediyorsan her cümlen ile? Saldırıyorsan her gün profilinden?
 
Kızgınım, saygı bekliyorsan önce başkalarının yaşamına saygı duymalısın!
 
İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine demişler, iyi demişler!
 
Bitiriyorum fakat son bir şey ekleyerek;
 
Yazdıklarını gördüğüm bazı arkadaşlarımla farklı düşünce dinamikleri içerisinde olduğumuzu düşünmüyorum. Siyasi seçimlerimizin insani, toplumsal ve kültürel bağlılıklarımızla doğru orantılı olduğunu inancım kadar iyi biliyorum ve de üzülüyorum.
 
HDP’nin duruş olarak toplumsal tüm kimlikleri ayırmaksızın, cins bilincini, cinsel kimlikleri, aynı inanca sahip olmayan tüm din ve mezhepleri bir arada barındırdığını ve bu değerlerle yeni Türkiye partisini yarattığını unutmamamız gerektiğini hatırlatmak istedim.
 
Tek tip, tek din tek dil anlayışı normalleşmekten geçer.
 
Normalleşmek algısı ise bir hastalıktan...
 
Rengarenk bir gökkuşağı altında yürümeyi tercih ederim ben. Yoksa ruhum çürür.
 
Not: Eşcinseller vardır! (hazmetseniz iyi olur.)   

Etiketler:
İstihdam