14/02/2015 | Yazar: Samim Akgönül
Özgecan ve daha binlercesi, ortak yaşam normlarını ayaklar altına alan ve dolayısıyla artık ortak yaşamamaya karar vermiş bir toplumun ön sinyalleri.
Özgecan ve daha binlercesi, ortak yaşam normlarını ayaklar altına alan ve dolayısıyla artık ortak yaşamamaya karar vermiş bir toplumun ön sinyalleri.
Özgecan’ın bir peçete gibi görülüp katledilmesi üzerine «kültür» kavramı üzerine düşündüm. Bu kavramın birçok bilimsel disiplinde birçok değişik anlamı var. Beni artık sadece sonuncusu tatmin ediyor:
Tarımsal anlamı: ne ekersen onu biçersin
Medeniyet anlamı: yüksek kültür, opera, edebiyat vs. Bunun sadece insanoğlu/insankızının yaratıcılığı olarak görülmesi
Antropolojik anlamı: günlük hayatta bir toplumun kullandığı nesneler, algılamalar, davranış biçimleri
Sosyolojik anlamı: ortak noktaları etkileşim sayesinde aktarılan birleştirici kodlar
Tarihsel anlamı: herhangi bir grubun inşasında kullanılan araç
Siyasal anlamı: herhangi bir grubun yönetiminde kullanılan araç
Psikiyatrik anlamı: insanların toplu halde yaşamalarına olanak sağlamak için, içgüdüleri dizginlemede kullanılan içselleştirilmiş toplumsal normlar silsilesi.
Hepimizin içinde şiddet var. Ama «kültürlü» toplumlarda bu şiddeti dizginlemek için içsel normlar var.
Bu normlar, kolektif ve siyasal söylemle sürekli kötülendiğinde…
Sürekli, durmaksızın, her gün, «din», «millet», «erkek» kulpları takılarak toplumun ortak yaşam alanında uyması gereken normlar küçümsendiğinde…
Devletin ideolojik aygıtları aracılığı ile (okul, siyasal söylem, vaaz, basın…) toplumun bir kesimi (dinsel grup, etnik grup, cinsel grup) sürekli eleştirilip insanlığın çeperine yerleştirildiğinde…
O toplumun içinden içsel barajlarını aşan ya da yıkıp geçen insanlar çıkıyor.
Hele bu insanlar «toplu» olduklarında, toplu olmanın verdiği güç, «suçu» içsel olarak hafifletiyor.
«Herkes yaptı, ben de yaptım»; «Onlar yaptığına göre kötü bir şey değil»; «Ben emirlere uydum» içsel savunma mekanizmalarının sadece bazıları.
Ama elbette en çok kullanılan mekanizma «ayna»:
«tahrik etti»; «hakaret etti»; «ben yapmasaydım o yapacaktı»; «erkeklik onurumu korudum»; «milletimi korudum»; «dinimi korudum»…
Kadın cinayetleri, sadece kadın cinayetleri değil. Kadın tecavüzleri, sadece kadın tecavüzleri değil.
Özgecan ve daha binlercesi, ortak yaşam normlarını ayaklar altına alan ve dolayısıyla artık ortak yaşamamaya karar vermiş bir toplumun ön sinyalleri.
Etiketler: