20/05/2016 | Yazar: Görkem Ulumeriç

Ankara Valiliği’nin yapması gereken şehirde gerçekleşen sayısız toplanmada olduğu gibi istenen güvenlik tedbirlerini almaktır. ‘Birileri rahatsız olacak diye uygun bulmuyoruz’ demek, uygun değildir.

Osmanlı, Kanun-u Esasi’ye eklenen bu hüküm ile 1909 yılında toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını anayasal güvenceye almış: “Kanun-u mahsusuna tebaiyet şartı ile Osmanlılar hakkı içtimaa maliktir.”

Yüz yıldan fazla zamandır bu hakkın kullanımında, darbe gibi kimi dönemlerde izin gibi sınırlamalar bulunsa da, bir süreklilik olagelmiş. Osmanlı’dan bugüne, Belçika Anayasasından hareketle, halkımız kanunlarla belirlenen çerçevede, barışçıl gösterilerini çeşitli makamlardan izin almak zorunda olmadan gerçekleştirir. Trafik akışının düzenlenmesi yahut güvenlik sağlanması talebi ile valiliğe bildirimde bulunulabiliyor. LGBTİ+’ler de bu milletin bir parçası olduklarına göre aynı haklardan pek tabii eşit derecede faydalanırlar.

Kaos GL Derneği de, Ankara’da yıllardır düzenlenen ve bu yıl tekrar yapacakları “Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş” için güvenlik tedbiri talebiyle bir hafta önce Ankara Valiliği’ne bildiride bulunmuş. Valilik’ten bugün gelen yanıt şu şekilde: “Bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği için yürüyüşün yapılmasını uygun bulmuyoruz.”

Pardon?

Gelen yanıtta bazı kesimlerin kim olduğu ya da ortada somut tehdidin bulunup bulunmadığına dair hiçbir bilgi bulunmuyor. İktidardakilerin zaman zaman toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkına müdahale etme hastalığı baş göstermiş anlaşılan. Kaos GL Derneği’nin başvurusunu takiben Ankara Valiliği’nin yapması gereken şehirde gerçekleşen sayısız toplanmada olduğu gibi istenen güvenlik tedbirlerini almaktır. “Birileri rahatsız olacak diye uygun bulmuyoruz” demek, uygun değildir. Zira sizin fikriniz sorulmuyor, bir ikincisi bu duruma düşmek devletlülerimize yakışmıyor. Bırakınız gösteri kararını kendileri versinler. Siz kendi işinize bakın, ilgili sivil toplum kuruluşu ile işbirliği yapıp sizden isteneni hallediniz Sayın Vali. 100 bin kişinin katılımı beklenen 13’üncü İstanbul LGBTİ Onur Yürüyüşü de hatırlarsınız İstanbul Valiliği tarafından yapılan benzer bir resmi açıklamayla, ama gayriresmi yollardan Ramazan ayının gerekçe olduğu bildirilerek dağıtılmıştı. Oysa bu kez Ankara’da yapılmak istenen yürüyüş Ramazan ayı ile de çakışmıyor. Ramazan diye gerekçe mi olur zaten? Geçiniz. Yerine göre kılıf bunlar. Homofobi bakınız Rusya’da da, Mısır’da da, Kenya’da da benzer.

Neyse ki bu yazı yazılırken Ankara 15. İdare Mahkemesi hemen oy birliğiyle yürütmeyi durdurma kararı çıkarmış. Yeni bir karara kadar Ankara’da düzenlenecek olan Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş için diyor ki: “Engelleme kararı uygulandığı takdirde telafisi güç zararlar doğabilir.”

Baba bir karar!

Türkiye’de yüzyıllardır toplumun içerisinde, şehir ve kır yaşamında var olagelmiş, toplumun aşina olduğu, edebiyata resme konu olmuş, biraz Doğu’ya özgü de denilebilecek bir şekilde, kısıtlı da olsa alan tanınan bir eşcinsellik, translık kültürü bulunuyor. Son yirmi küsür yıldır ise giderek daha görünür olan, hak ve eşitlik talebiyle mücadele eden bir LGBTİ hareket var. Şimdi “Mütedeyyin vatandaşlar hoşnut olmaz” denerek toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkının elimizden alınmaya çalışılması doğru değil. Geçtiğimiz yıl bildiğiniz gibi Güney Kore’de de 16’ıncı Seul Onur Yürüyüşü, orada şimdi epey popülerleşen Hıristiyanlar rahatsız oluyor diye aynı şekilde yasaklanmış, sonra dünyadan gelen tepkiler nedeniyle bu hatadan geri dönülmüştü. Dünyaya da rezil oluyorsun tabii. Seul Pride gümbür gümbür geçmiş, toplanan bir grup rahatsızcılar bağırıp çağırıp gitmişlerdi.

O kadar!

The Economist’in 2014 Mart sayılarının ikincisinin kapağı “The Gay Divide” diyor, yani Türkçe tabiriyle eşcinsel bölünme/kırılma. Dünyanın bir yanında -Avrupa, Latin Amerika, ABD- LGBTİ haklarında hızla ilerlemeler kaydedilirken öbür yanında -Rusya, Ortadoğu, Afrika’nın büyük bölümü- negatif bir trend var.

Bir 24 seneyi daha böyle akılsızlıklarla uğraşarak geçirmek istemiyorum ama napalım, daha buradayız. İlerleme kaydedilmediğini düşünüyor olabilirsiniz ama en azından negatif gidişatı engelleyebiliyoruz. Susup otursak daha kötü olabilirdi her şey.

Diliyorum bu yıl İstanbul’da da geçmiş yıllarda olduğu gibi muhteşem bir Onur Yürüyüşü gerçekleştireceğiz. Herkese sevgiler!


Etiketler:
İstihdam