29/07/2015 | Yazar: Cihan Dağ

Sabahın köründe birileri abini, babanı, dayını alıp, götürüyor ve sen yıllarca tanıdığın insana dokunamıyorsun bile. Sanırım AKP faşizminin en somut hali.

Büyük resimden küçük resme doğru yavaşça akalım. HDP 7 Haziran seçimlerinde %10 barajını yıkarak AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelledi. Bu sırada HDP AKP ile anlaşacak diyenler ya da HDP barajın artında kalırsa Kürtler her yeri yangın yerine çevirecek diyenler yavaşça dillerindeki cümleleri yere bıraktı. Çünkü görüldü ki seçim sonuçları sonrasında ülkeyi kargaşaya sürükleyen HDP değil AKP oldu. Ve yine gördük ki HDP bırakın AKP ile anlaşmayı, AKP faşizmine karşı en dik duran parti oldu. Kobane düşmedi, Tel Abyad alındı, IŞİD sıkıştı ve kendine yeni bir alan açmaya çalıştı. Türkiye’ye Suruç’tan bir giriş yaptı. Bu giriş ile AKP bir taşla iki kuş vurmak istedi. Birinci kuş Rojava’da tecavüz ordusu IŞİD’e karşı direnen Kürt halkı ile entarnasyonel dayanışmayı kırmak, ikincisi de zaten kendi beslediği IŞİD terörizmini bahane ederek şehirde ve kırlarda devrimcilere ve PKK’ye operasyonlar düzenlemek…  Ve böylece erken seçime doğru insanları 'ben iktidar olmazsam olacaklar bu, siz düşünün' diye tehdit ederek tekrar iktidar koltuğuna oturmak. Ama hesaplamadığı bir şey var. Körüklemeye çalıştığı milliyetçilik ne kendisine ne de MHP’ye yarıyor.  HDP ve CHP’nin oyu yükselirken AKP ve MHP’nin oyu düşüyor. Savaş bu ülkeye çok şey kaybettiriyor.

Şimdi Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde haydi yeni baştan dememesi için HDP’ye sahip çıkması lazım. HDP için AKP ve MHP’nin öncülüğünde yürütülen terör soruşturması ciddi bir dönemeç olabilir. HDP’nin bu ülke için bulunmaz nimet olduğunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Halk bunu büyük ölçüde kavradı ki HDP %13 gibi bir sonuç ile barajı aştı.

Gel gelelim resmin küçüğüne. İki gündür AKP’nin öfkeyle kalkıp birçok devrimciyi şafak operasyonları ile gözaltına almasını okuyor izliyoruz haberlerden. Bazılarımız ise direkt muhatabı oluyor operasyonların. Bugün Kocaeli’ye bağlı Çayırova İlçesinde birçok devrimci, 'örgüt üyesi olmak, eylem hazırlığında olmak' gibi uydurma suçlamalarla savcı önüne çıktı. Gün boyu süren ifade alımını adliye önünde HDP yöneticileri, devrimci örgütler ve duyarlı halk sabırla bekledi. Devrimciler adliye önüne gelirken “Katil IŞİD, işbirlikçi” AKP sloganları attı. Adliye önünde bekleyenler ise “Direne direne kazanacağız” diye slogan atarak karşılık verdi. Zaman zaman polisle gerilimler yaşandı. Kaldırım üstünde destek için pankart açan birkaç gencin üzerine sivil bir polis kasıtlı bir şekilde araba sürdü. Üstelik MOBESE kamerasının tam altında. Üstelik herkesin gözü önünde… İşte bu saldırgan ve umursamaz tavır taa en üstteki uzun adamın ruh halinin en alttakine yansımasıdır.

Adliye önünde beklerken gözaltına alınanların yakınlarını gözlemledim. Ters kelepçe yapılmış, istemedikleri insanların kolunda zorla adliyeye sokulduklarında bu insanların gözlerinde artık hüzünden çok öfke vardı.  Çocuklar dayılarına, abilerine, babalarına yapılanları görüyorlardı ve adalet saraylarının o soğuk duvarlarına yaslıyorlardı kendilerini. Hatta yaslayamadan polis tarafından itiliyor, 'biraz ötede bekle' diye uyarı alıyorlardı. Düşünüyorum; sabahın köründe birileri abini, babanı, dayını alıp, götürüyor ve sen yıllarca tanıdığın insana dokunamıyorsun bile. Sanırım AKP faşizminin en somut hali.

Şimdi tüm bu gözaltına alınan, tutuklanan, katledilen insanları, onların yakınlarını, yoldaşlarını düşünüyorum. AKP’nin başardığı ne şimdi? Bence koca bir hiç. Toplumsal öfkeyi büyütmekten, içinde bulunduğu bataklıkta daha da dibe gitmekten başka bir şey başarmadı. AKP bunları yaparken, MHP’nin de sanal vatanseverliği çöplüğün etrafında dolaşıyor.  CHP tüm bu süreçte dümenini daha doğru bir noktaya kırmış gibi. Ama bu ülkede asıl ilerici güç HDP’dir. Bunu saldırıya, hakarete uğramasından, hakkında terör soruşturması açılarak kapatılmak istemesinden anlıyoruz. HDP barış şiarını yüksek tuttukça, Selahattin berrak analizleri ve üslubuyla halkın zihninde ışık yakmaya, Figen susmayıp ‘şirretlik’ yapmaya devam ettikçe ve de halk HDP’ye sıkı sıkıya sarıldıkça barış için umut var demektir. Aksi takdirde perşembenin gelişi çarşambadan bellidir demekten başka bir şey kalmıyor insana.


Etiketler:
İstihdam